Sosyal medyada özellikle genç nesillerin Taksim Camii konusuna yabancı olduklarını görüyoruz. “Bu konu neden bu kadar abartıldı”, “küçük bir cami, ne önemi var ki” tarzı yorumları görünce bir hatırlatma yapmak icabetti. Çünkü yeni nesiller yakın tarihi bilmiyor. Dolayısıyla da olanları doğru şekilde yorumlayamıyor. Taksim Camii neden önemlidir maddeler halinde bakalım;
1- Öncelikle belirtelim ki Taksim Camii bugünün konusu değildir. Geçmişi 150 yıla kadar uzanan bir ayakta kalma mücadelesinin, İslam olma ve İslam kalma mücadelesinin bir sembolüdür.
2- Taksim/Beyoğlu bölgesi Osmanlı döneminde Pera olarak adlandırılan ve gayri Müslimlerin yaşadığı bir bölgedir. İçkinin ve sefahatin izin verildiği tek bölge olması dolayısıyla da asırlarca fuhşiyyatın merkezi olarak kalmıştır.
3- Osmanlı’nın zayıfladığı dönemlerde adeta kurtarılmış bölge olarak yabancı misyonların, casusların ve türlü oluşumların merkezi haline gelmiştir. 18. yüzyılda Osmanlı-Rus savaşından sonra buraya Ruslar tarafından yaptırılan Ortodoks Kilisesi Müslüman ahalinin büyük tepkisini çekmiştir. Çünkü bölgede pek çok kilise ve sinagog varken Rusların baskıyla kendi kiliselerini inşa etmeleri bir bağımsızlık meselesi haline dönüşmüştür. Tüm bu kilise ve sinagoglara alternatif olarak sadece 1 küçük cami(Ağa Camii) bulunması Müslümanların izzetine dokunmuştur. Bunun üzerine Sultan Abdülhamid tarafından daha o dönemde bölgeye büyük bir cuma camisi yaptırılması planlanmıştır. Bunu duyan batılı ülkeler Osmanlıyı tehdit etmişler ve bu bölgeyi elbirliğiyle sahiplenmişlerdir.
4- Cami konusu ikinci kez 1952 yılında Adnan Menderes tarafından dile getirilmişse de yine batılıların tehditleriyle geri adım atılmıştır.
5- Beyoğlu’ndaki levantenlerin, azınlıkların ve gayri Müslimlerin 1960’dan sonra bölgeyi tamamen tahliye etmeleri ve yerlerine Müslüman ahalinin yerleşmesine rağmen cami yapımı uzun yıllar engel yemeye devam etmiştir.
6- Süleyman Demirel(1979) ve Turgut Özal da(1988) Taksim’e cami önerisine sıcak bakmışsa da kendi dönemlerinde batılıların baskısı ve tehditleriyle; içimizdeki İslam düşmanlarının, sabetayistlerin, dönmelerin tesiriyle geri adım atmışlardır. Yine Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde ve Erbakan’ın başbakanlığı döneminde gündeme gelmesine rağmen 28 Şubat darbesi nedeniyle cami yapılamamıştır.
7- 2013 senesinde Taksim Camiini yeniden gündeme alan Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına bu kez de aynı bölgede fitili ateşlenen Gezi ayaklanması ile engel olunmaya çalışılmıştır.
8- Tüm tehditlere ve içeriden/dışarıdan saldırılara rağmen Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 2017 yılında Taksim Camiinin temeli atılmıştır. Gezi tayfası, TÜSİAD, Koç Grubu, DHKP-C, Almanya, ABD, Mason örgütleri ve kimi muhalefet partileri Taksim’e camiye izin vermeyecekleri yönünde açıklama yapmışlardır.
9- Taksim Camii aradan geçen 150 yılın ardından bugün tamamlanarak ibadete açıldı. Bu camii sadece bir ibadet merkezi değil aynı zamanda Pera bölgesinin fethinin de tamamlandığı anlamına geliyor. Mesele Taksim Camii değil, bu ülkenin bir bütün olarak İslam kalma mücadelesidir. Sultan Fatih zamanında bir ihsan olarak Cenevizlilere ve Yahudilere tahsis edilen bu bölge tıpkı kapitülasyonlar gibi uzun asırlar Osmanlının başına bela olmuştur. Taksim Camiinin ibadete açılması Fatih zamanında verilen ihsanın ihanetleri sebebiyle levantenlerden geri alınması ve İstanbul’un madden ve manen fethinin tamamlandığı anlamına geliyor.
10- Taksim Camii tıpkı Ayasofya gibi fethin sembolüdür. Büyüklüğünün değil sembolik anlamının önemi vardır. Çünkü bu camii Osmanlının, Sultan Abdülhamid’in, Menderes’in, Özal’ın, Erbakan’ın bizlere miras bıraktığı ahdidir. Gezi tayfasının Taksim camii protestolarında “İşgal 1453’te başladı” pankartları taşıması işte bu sebepledir. Türkiye düşmanları ne dediğini çok iyi biliyor.
Biz Türkiye Postası Gazetesi olarak Ayasofya ve Taksim camii’lerinin açılmasında emeği geçen Recep Tayyip Erdoğan Başkanı,Milletimiz ve kalbi İslamın izzeti için atanlar ile beraber canı gönülden kutluyoruz; Hiç şüphesiz Tarih ve Milletin şerefli sayfalarında yerlerini almışlardır.Hani Milli çeşmeden su içmeyen/içemeyen ve bizdenmiş gibi görünenler kabul etse de etmese de; Ayasofya-Taksim camii Türkiye’nin, Kudüs tüm Müslümanların Bağımsızlık nişanıdır. Bunlar özgür olduğun da İslam’ın sedası daha gür çıkacaktır diye inanmaktayız.
Taksim Camii
Temeli 2017 yılında atılan ve 28 Mayıs Cuma 2021 günü ibadete açılan Taksim Camisi 2 bin 482 metrekarelik alanda inşa edildi. 9 metre 45 santimetre yüksekliği ile Türkiye’deki en yüksek mihraplardan birine sahip olma özelliğini taşıyan caminin, kapalı ibadet alanında 2 bin 250 kişi aynı anda namaz kılabilecek. 12 bin 574 metre kare toplam kapalı alanı olan camide 165 araçlık 3 katlı otopark da bulunuyor. Taksim Camii’nin girişi zemini ve tavanında 8 köşeli Selçuklu motiflerine de yer verildi. Cami ibadetin yanı sıra konferans ve sergi salonları gibi alanlarıyla da kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak.
kaynak; Medyadan