Sezeryan ile doğum zorunlu olmadıkça önerilen bir doğum türü değildir. Sezeryan doğumun zararları, sezaryen doğumun sakıncaları ve riskleri, sezeryanın zararları, riskleri ve sezeryanın sakıncaları hakkında bilgi sahibi olmak hamilelik döneminde önemlidir.
Hangi yöntemle doğum yapılacağı kararı vermek önemli bir karardır. Bu anlamda sezaryan doğumun sakıncaları ve sağlığa zararları, sezaryan doğum sonrası doğum yapanın hayat kalitesi, sezaryan doğum sonrası çocuk sağlığı, bebeğe yan etkileri olup olmadığı bu kararda etkili etmenlerdir. Sezaryan doğumun alternatifi normal doğumdur ve sezeryan doğum mu normal doğum mu kararını vermeden önce ya da sezaryan doğum düşünüyorsanız zararlarından, risklerinden, sakıncaları ve dezavantajlarından mutlaka haberdar olunuz. Ancak normal doğum sağlık açısından risk barındırıyor ve doktorunuz mutlaka sezeryan doğum diyorsa, bu durumda endişe etmeyin, sağlığınız ya da bebeğiniz ve bebek sağlığı için risk barındırdığı durumlarda sezaryan doğum yöntemi uygulanması doğru bir tercihtir.
Zorunlu olmadıkça sezaryan ile doğum tercih edilmemelidir
Normal doğum doğal ve fizyolojik bir süreçtir. Sezaryan ile doğum ise sadece gerektiğinde yapılan bir doğum yöntemi ve ameliyattır. İyi bir ekip ve doğum için tamamlanan günde işlem gerçekleştirilirse hem sezaryen hem de normal yolla doğum bebek için sağlıklı olur. Maalesef anne adayları sabırsız ve zahmete katlanmama, bir an önce doğumdan kurtulma düşüncesiyle sezaryen ile doğumu seçebiliyor. Sezaryen ile yapılan çoğu doğum, günü gelmeden, doğuma 15-20 gün kala gerçekleştiriliyor. Oysa sezaryenle doğum birkaç gün erken bile yapılsa bebeğin akciğerinin dış dünyaya uyum sağlamasında birtakım sıkıntılar yaratıyor. Bunun için doğumun planlı şekilde yapılması gerekiyor. Normal doğumda anne adayları günü geldiğinde sancı çekmeye başlıyor. Ancak bu ağrılı sancılı süreç bebeğin dış dünyaya uyumunu hazırlıyor. O yüzden tıbbi açıdan gerekmedikçe sezaryene başvurulmaması lazım.
Anne normal doğumdan sonra daha kısa sürede iyileşir. Sezaryenden sonra ise iyileşme süreci daha fazla zaman alır. Ayrıca normal doğumda annenin kanama, enfeksiyon kapma, organ ve doku hasarı riskinin sezeryana göre daha düşüktür.
Sezeryan ile yapılan doğumların en büyük riskleri:
1) Süt miktarında ciddi azalış veya hiç süt olmayışı,
2) Hamile kalma oranında ciddi düşüş,
3) Bebeklerde immunite (Bağışıklık) zayıflığı,
4) Yumurtalık tümörlerine yatkınlığın artması,
5) Aybaşı (Östrus) dengesizlikleri.
Uzman doktorlar ve Profesörler normal doğumu öneriyor
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları zorunluluk gerekmedikçe her anne adayının normal doğum yapması gerektiğini belirterek, normal doğumun hem anne hem de bebek sağlığı açısından çok faydalı olduğunu söylemektedirler. Son yıllarda doğumlarda cerrahi girişim olan sezaryenin tercih edildiğini ifade eden uzmanlar, Türkiye’de doğumların yaklaşık yüzde 50’sinin sezaryenle yapıldığını ve sezaryen oranlarının da her geçen yıl artış gösterdiğini belirtmiştir. Ayrıca Bu artışların tıbbi, yasal, sosyal ve mali etkenlere bağlı olduğunu, sağlık çalışanlarının yasal açıdan kendilerini daha fazla emniyete almak istemeleri ve anne adaylarının yeteri kadar bilgilendirilememesi, doğum yapılan kurumların sezaryene hoşgörülü tutumları oranları artırdığı ifade edilmiştir.
Sezaryan yapılması gereken haller ve Sezaryenin faydalı olduğu durumlar
Bebeğin eşinin önde gelmesi, bebek eşinin erken ayrılması, bebek kalp hızının çok düşük olması, bebeğin yan durması, bebeğin uzun süreli oksijen sıkıntısı içinde olması, bebeğin normalden büyük olması, bebeğin kalça kısmının doğum yoluna yakın olması, gebelik zehirlenmesi grubu hastalıklar ve annenin normal doğum pozisyonu sağlayamayacak kadar kemik ve eklem hastalığı olması gibi durumlarda sezaryen doğum daha çok yararlıdır.
Sezaryan doğum yapan annenin karşılaşacağı riskler
Sezaryanla doğumun, annenin hayati tehlikesi bulunduğu durumlarda kurtarıcı olarak yapılan acil bir ameliyattır. Bu nedenle sezaryenin karın açılarak yapılan ameliyatlarda oluşabilen her türlü riski taşır.Hayati risk oluşturmayan sağlık sorunları, genelleme yapıldığında sezaryen doğumda üç kat daha yüksek bulunmaktadır.
Sezeryan doğum sonrası annenin karşılaşabileceği riskleri şöyledir:
‘Karın kesi yerinde, rahimde, diğer mesane gibi leğen kemiği bölgesi organlarında enfeksiyon görülebilir. Fazla kan kaybı olabilir. Annelerin yüzde 2’sinde mesane ve bağırsak gibi organ yaralanmaları gelişebilir. Kişisel ve cerrahi etkenlere bağlı rahim, mesane, bağırsak, karın zarları ve karın duvarı arasında yapışıklıklar oluşabilir. Loğusalık sonunda annelerin ağrı ölçümleri yapıldığında hissettikleri ağrı açısından normal ve sezaryen doğum şekilleri arasında bir fark bulunmamaktadır. Sezaryen doğum sonrasında kadınlar, doğum tecrübesini daha negatif olarak algılayabilir ve bebeklerine bağlanma sıkıntısı yaşayabilir.
Sezaryen sırasında anestezi ve iyileşme aşamasında kullanılan ilaç sayısının fazla olmasından dolayı ilaç alerjileri de fazla görülebilir. Normale göre sezaryen doğumda hastanede yatış süresi iki kat daha fazla olur. İyileşme süresi, sezaryende en az iki hafta daha uzun olur. Rahim alınması, mesane tamiri, leğen kemiği bölgesinde yapılan diğer ameliyatlarda yapışıklıklara bağlı sorunlarla karşılaşılması ve yeni doğumların sezaryenle yapılması gibi durumlar oluşabilir.’
Hamileliğin kaç aylık olduğu iyi hesaplanamadan ve doğum ağrıları başlamadan yapılan sezaryenlerde, erken doğuma bağlı yenidoğan bakımı gereksinimi doğabilir.
Planlı bir sezaryen sonrası solunum sıkıntısı ve yenidoğan sık solunumu hastalıklarının oranları, normal doğuma göre yedi kat fazladır. Sezaryen doğum sonrası çocuklarda daha fazla astım gelişmektedir.
Genel anesteziyle yapılan sezaryen doğumlarda yenidoğan bebeklerin normal yaşama dönmesi gecikebilir. Öldürücü yenidoğan sorunları, sezaryen doğum sonrası genel olarak iki kat kadar daha yüksektir. Sezaryen doğumda rahim duvarı kesilirken bebekte küçük kesiler olabilir.”
Ayrıca, bebek eşi rahim ağzını kapatabilir ve rahim duvarına sıkı yapışabilir. Doğum sonrası belirgin şekilde artan bu durumlar, rahimin tamamen çıkartılmasını gerektirebilir. Rahim yırtılabilir. İdrar yolu, mesane ve bağırsak yaralanmaları görülebilir.
Normal doğum annenin kendine olan güvenini yükseltiyor
Normal doğumu, 37-42 haftalık hamilelik sonunda kendiliğinden başlayan, doğumun başında ve doğum boyunca anne ve bebekle ilişkili önemli bir risk olmayan, bebeğin baş geliş olarak kendiliğinden doğduğu ve sonrasında anne ve bebeğin sağlıklı olduğu doğumdur. Normal doğum yapan annenin kendine güveni artar.
Doğum sürecini rahat atlatan ve bebeğiyle iletişimi iyi olan annelerde daha azdoğum depresyonu görülür.
Normal doğum sırasında da bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Ancak bu komplikasyonların kabul edilebilir oranlardadır. Bunlar arasında bebek eşinin erken ayrılması, doğum sonu kanama, enfeksiyon, doğum yolu yaralanmaları ve büyük kan pıhtısı oluşumu, anal kanalın zarar görmesi, mesane bozukluklarının yer alır. Uzun dönemde de leğen kemiği bölgesindeki kas ve bağ dokularının zarar görmüş olmasına bağlı olarak organ sarkmaları ve istemsiz mesane ve bağırsak boşaltım sorunları görülebilir.
Normal doğum sonrası aileler ve doğum ekiplerinin en fazla sorun yaşadığı durumların, bebekle ilgilidir. Bunlar arasında da ölü doğum, doğum sırasında oksijen sıkıntısı yaşama, serebral palsi hastalığı, göbek kordonu sarkması, geliş bozuklukları, omuz takılması, köprücük ve kol kemiği kırıkları, anneden enfeksiyon bulaşması söz konusu olabilir.
Türkiye’de sezaryen doğum oranı yüzde 28-57 aralığındadır.
Sonuç olarak anne adayı öncelikle kendisini gebelik ve hamilelik boyunca izlemelidir. Doğumunu yaptıracak hastaneyi özen göstererek seçtikten sonra hamilelik sürecinde kendisini normal doğuma hazırlamalıdır. Doğum hekimi hamilelik sürecinde sezaryen doğumu gerektiren bir durum varsa anne adayına haber vermeli ve doğumla ilişkili yol haritası yeniden şekillendirilmelidir.
Happy Center sitesinden alıntıdır.
Haberi Hazırlayan: Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi / Genel Yayın Yönetmeni