Dünya; son birkaç yüzyıldan bu yana Bilderberg Grubu, İlluminati, Masonlar ve Dış İlişkiler Konseyi (CFR) gibi örgütler; CFR’nin liderleri Rockerfeller ve Rothschildler gibi 13 hanedanlığın önde gelen aileleri veya ABD eski başkanlarından olan George H.W. Bush’un da üyesi olduğu “Kardeşlik” adı altında faaliyet gösterdiği iddia edilen ‘Kurukafa ve Kemikler’ v.b örgütler tarafından yönetildiği ileri sürülmektedir. Dünyayı yöneten güçlerin varlığı ve kimler olduğu ile ilgili birçok şey yazılmış, çizilmiştir. Bunlardan birisi de “Gizli Dünya Devleti” kitabının yazarı Gary Allen’dir. Allen kitabında:” Dünya siyasetinde meydana gelen ve hayatımızı şekillendiren pek çok şeyin birilerince planlandığı ve oluştuğunu ispat etmek için yola çıkmıştı.” Yolun sonunda, “Yeni Dünya Düzeni” hedefi doğrultusunda mücadele veren Siyonist ve Evangelistlerden oluşan bir zümrenin varlığına ulaşmıştı.
Lionel Rothschild’in; dönemin İngiltere Başbakan Benjamin Disraeli’ye yönelik bir konuşmasında, dünyayı aslında kimin yönettiğine dair önemli bir tespitte bulunmuştu. Şöyle diyordu: “Görüyorsun sevgili dostum Coningsby; dünya, olayların perde arkasını bilmeyen insanların sandığı kişilerden çok daha farklı kişiler tarafından yönetilmektedir.”
Tek kutuplu Osmanlı İmparatorluğu döneminin ardından 19. yüzyılın başlarında oluşan iki kutuplu dünya düzeni, kendilerini Siyonizm’in hizmetine adayan baronların işine gelmiyordu. İki kutuplu dünya düzeni içerisinde hedeflerine ulaşamayacaklarını düşünen “Yeni Dünyanın Efendileri,” tek kutuplu bir dünya düzeni inşa etmenin mücadelesini verdiler. ABD’de etkin güç olmayı başaran Evangelistler ve Siyonistler “kutsal” amaç için iş birliği içinde çalışmaktalar. ABD’nin gücünü kullanarak dünyayı Siyonizm’in Tevrat’ta bahsi geçen “Arz-ı Mev’ud;” yani Vaad Edilmiş Topraklar olarak da ifade edilen, Fırat’tan Nil’e kadar olan bölgede, merkezi Kudüs olacak “Büyük İsrail Devleti” kurarak Dünya’yı tek elden yönetmek istiyorlar. Bu amaca ulaşmak için geçmişten bu bugüne kadar birçok örgüt kurdular.
Kitabımızda ele alacağımız bu gizli örgütlerin ortak özelliği, “hümanizm” ve ‘dünya kardeşliği’ söylemlerini öne çıkarmalarıdır. Toplumlarda karşılığı olan bu kavramlar ile asıl faaliyetlerini ve hedeflerini gizlemeyi amaçlamışlardır.
İngiltere eski Başbakanı Churchill gibi dünya kamuoyuna mal olmuş birçok ünlünün de açıklamalarına konu olan bu örgütlerin varlığı ve etkileri on yıllardır tartışılmaktadır. Görünen o ki; bundan sonraki yıllarda da konuşulmaya, tartışılmaya da devam edilecektir.
İnsanların çoğunluğu; “gizli güçler” veya ‘küreselciler’ ifadesine, dünyanın birçok yerinde gerçekleşen önemli operasyonların planlayıcıları ve finansörleri oldukları yönündeki görüşlere deli saçması, komplo teorisi olarak bakmaktadır.
Bize gösterileni veya gösterilmek isteneni görüyor; her gizemli olayı ya yerel bir vaka olarak değerlendiriyor, ya da Amerika ve İsrail’e bağlama kolaycılığını yeğliyoruz. Oysaki Dünya’da yaşanan önemli olayların; görünen veya bize gösterilenden çok farklı olduğunu, elinde bulundurdukları medya gücünü kullanarak gerçeği nasıl saptırdıkları ve oluşturmak istedikleri algı doğrultusunda olayları nasıl yansıttıklarını bir kavrayabilsek! “Yeni Dünya Düşüncesi” adı altında Dünya’yı, kendi çıkarları doğrultusunda nasıl dizaynettiklerini farkedebileceğiz.
Bu kitap; dünyayı gerçekte hangi gücün yönettiğini sorgulayanları aydınlatacak, gerçeği arayanlara ışık tutacak bilgi ve değerlendirmeler sunarak, hakikatin izini sürmeyi amaçlıyor. Ayrıca; böyle bir gücün varlığını safsata veya komplo teorisi olarak görenlere de, düşüncelerini yenileme fırsatı tanıyarak, hakikatleri idrak etmelerine yardımcı olmayı hedefliyor.
Kitabın birinci bölümünde; son birkaç yüzyılda öne çıkan gizli örgütlerden İlluminati, Gül- Haç, Tapınak Şövalyeleri, Masonlar, Dış İlişkiler Konseyi, (CFR) Kurukafa ve Kemikler ana hatlarıyla ele alınıyor.
Örgütlerin hedefleri; ortak yönleri, devletlerin kılcal damarlarına nasıl sızdıkları ve bugüne kadar gerçekleştirdikleri ya da gerçekleştiremediklerinden örnekler verilmektedir.
İkinci bölümünde, dünyada ve Türkiye’de gerçekleşen önemli birçok olayın arkasında bu güçlerin olduğu tezini işleyeceğiz. Kitabımızın son bölümünde ise; Türkiye Cumhuriyeti Başkanı ve İslam dünyası halklarının doğal lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın; Ortadoğu ve özellikle de sınırlarımızın hemen ötesinde atılan şer adımlara karşı yaptığı karşı hamlelerden bahsedeceğiz.
Ülkemize nasıl sızdıkları; başta TSK olmak üzere ülkenin kurumları, sivil toplum örgütleri, medyası, cemaatleri, sanat ve müzik sektörü ile ekonomi piyasasını etkileri altına aldıklarını örnekleriyle ortaya koymaya çalışacağız. Ayrıca; sızdıkları devlet kurumlarında istedikleri gibi nasıl at koşturduklarını; hülasa, devleti parmaklarında nasıl oynattıklarını irdelemeye çalışacağız.
Kitabımızı okurken; faili meçhullerden halk ayaklanmalarına, ekonomik saldırılardan darbelere, terör faaliyetlerinden neslimizin ahlaken çökertilmesine (LGBT vs.) kadar her önemli kışkırtma ve operasyonun arkasında bu gücün etkisini hissedeceksiniz.
Eserimizde; küreselcilerin gücünü adım adım kıran, onların operasyonlarını (15 Temmuz FETÖ darbe girişimi, Suriye sınırımızda oluşturulmaya çalışılan tampon bölge…) boşa çıkaran ve kurguladıkları planları işlevsiz hale getiren bir liderin, yeniden bağımsız büyük Türkiye’nin inşası için yaptığı siyasi ve ekonomik hamleleri okuyacaksınız.
Bu kitapta; Filistin, Myanmar, Arakan, Irak, Afganistan, Sudan, Suriye ve daha birçok İslam beldesinde Müslümanlara reva görülen zulmü; önce “One Minute” ardından,’Dünya 5’ten Büyüktür’ ve ‘Dünyanın kaderi 5 daimî üyesinin iki dudağı arasına bırakılamaz’ sözleriyle en üst perdeden isyanını okuyacaksınız.
Zalimlerin yüzlerine; “Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz” diye haykıran, zalime zalim diyen bir liderin, küreselcilere karşı onurlu ve dik duruşu sayesinde güçlenen ve adım adım menzile doğru yol alan ülkemizin katettiği mesafeyi farkedeceksiniz
Sonuç itibarıyla bu kitap; Allah’ın ipine sımsıkı sarılıp, düşman karşısında korkmadan ve de cesaretle durulduğunda; çalışıp üretildiğinde nelerin başarabileceği hususunda ışık tutacaktır. Düşman ne kadar güçlü olsa da, yenilmez olmadığı şuurunu kazandıracağı ümidiyle kaleme alınmıştır.
YAZAR: MEHMET ZENGİN