Ulusal Stratejiler ve Politikalar Üretme Merkezi yani kısaca USPUM’u, Muhammed Taha Gergerlioğlu’nun liderliğinde bir platform ve vatan-millet sevdasıyla dertliler grubu olarak başlayan, daha sonra resmi dernek tesciliyle kurumsal yapısını sağlamlaştıran bir düşünce kuruluşu olarak tanımlayabiliriz.
Taha beyle tanıştığım 2011 yılından itibaren, modern zamanların dervişi tanımına uyan halim selim ve babacan tavırları, mütebessim, mütevazi ve mutedil halleri, anormal derecede geniş çevresi ile zaten tek başına kurumsal bir şahsiyet olduğuna inanmış ve güvenmiştim. Daha sonra etki alanının sadece Türkiye ile sınırlı kalmadığını, Avrupa bölgesinde ve Arap coğrafyasında da hissedilen bir ağırlığının olduğunu memnuniyetle müşahede ettim. Almanya’da Türkiye için çalıştığı iddiasıyla yaşadığı zorluklar da kendi çapında tarihsel bir olaydır. Yaşadığı olaylar, aldığı eğitim ve terbiyenin sonucu olarak büyük resmi görmüş ve sorunlardan kurtuluşun sistematik düzenleme ile aşılabileceğini görmüş nadir mütefekkirlerimizdendir. Bu halini bütün röportaj ve yayınlarda kolayca fark edebilirsiniz. Hep sistem der, mefkure der, uygulaması kolay, önemli olan stratejik kararları almaktır der.
USPUM vesilesiyle Taha beyin sosyal derinliğini, etki ve erişim genişliğini, ülke sınırlarını aşarak kadim coğrafyamızla olan güçlü bağlarını da tanımaya başladım. Beni en çok heyecanlandıran konulardan birisi, günlük hayatımızda pek buluşamadığımız, temasımız olduğunda ise basma kalıp yargılarımız nedeniyle yasak savar gibi sınırlı iletişimde kaldığımız toplum kesimlerini tanımak ve aslında ne kadar çok ortak ilgi ve kaygı alanlarımız olduğunu fark etmektir. USPUM, potasında iyi niyet, birlik, beraberlik, hakka ve adalete hizmet, değerlerimizi yüceltmek gibi giysileri kuşanınca, neredeyse hepimiz aynı renklere büründük! Artık nereli olduğumuzun, hangi kavimden geldiğimizin, hangi ideolojik altyapıdan yetiştiğimizin, hangi meslekten olduğumuzun falan pek bir önemi kalmadı. İnsani değerlerde buluştuk. Dilimizle hep söylediğimiz, ama içi boş romantik bir söylemde bıraktığımız ümmet kardeşliğini, fiilen tecrübe ederek iliklerimize kadar hissetme imkanımız oldu. Farklılıklarla yaşama kültürünü ve saygınlığını, değerlerimizin bütünlüğüne zarar vermeden, aslımızı inkar ve rencide etmeden sürdürebilmenin pratiğini yaşadık. Ortadan neyi götürebileceğini değil, neyi tamamlayarak harika eserlerin çıkabileceğini sorgulayan ve gayrette yarışan insanlarla tanıştık. Muhabbeti ve sabrı olan gönüllü devam etti, hasbi olmak yerine hesabi davranmayı düşünen veya mazereti olan da kendiliğinden ayrıldı gitti.
Ehli Beyt Ocaklarımızın tarihi ve kültürel zenginliğini, Ahi teşkilatlarımızın kadim esnaflık ve insanlık öğretilerini, Roman vatandaşlarımızın katıksız gönül zenginliğini, sağ veya sol geçmişten gelse de kutsallarımıza göz bebeği gibi değer vermede birleşen aydınlarımızı, akademik camiada yürek kabartan başarılı hocalarımızı, devletin çeşitli birim ve kademelerinde hizmeti bulunan bürokrat büyüklerimizi, sanayi ve ticaret kollarında değer üreten girişimcilerimizi, hülasa neredeyse her kesimden dostlarımızı ve gönüldaşlarımızı tanıma ve birlikte hayra hizmet için çalışma imkanına kavuştuk.
Sorunlarımızı tartıştık, çözümler için beyin fırtınaları yaptık. Birbirimizi eğittik. Uzmanlık gerektiren alanlarda yetkin dostlarımızı seminerlerde misafir ettik ve onlar üzerinden tarihe notlar düştük. Makam ve yetki sahiplerinin çalışmalarına ışık tutacak projeksiyonlar, raporlar ve vizyon analizleri hazırladık. Güzel işlerin ardında yatan isimsiz kahramanlardan olmak bile yetti bizlerin mutluluğuna. Çünkü kazanan Milletimiz, Devletimiz ve kardeşçe yaşamaya ant içtiğimiz Ümmetimiz oldu. Tıpkı Libya etkinliklerimiz gibi, tıpkı Suriye ve sınır bölgelerinde çalışmalarımız gibi.
Bazen sanal ortamda, bazen USPUM ofisinde buluştuk. Strateji gereği yurt içinde buluştuğumuz etkinlikler yaptık. Toplum kesimleri arasında sevgi ve iletişim köprüsü olduk. Gayretimizi taze tutacak saha çalışmaları yaptık. Sahanın nabzını duyması gerekenlere taşıdık.
Sözün özü USPUM olarak mefkuremizin ardında olduk ve gerçekleşmesi için fiili duada bulunduk. Bölünme ve ayrılıkta gazap, birleşme ve hayırda dayanışmada rahmet olduğuna inandık. Güzel işleri hiç çekinmeden alkışladık, yanlışları göstermekle kalmayıp düzeltmek için yollar ve projeler hazırladık. Bu çalışmaların hepsinde Taha beyin varlığı, benzemezleri birleştiren ve güzellikte özleştiren bir çimento gibi oldu. Demir ve taşın sırt sırta verip sağlam durmasını sağlayan harç gibi tevazuyla çalışan yumuşak güç rolünü oynadı.
USPUM tek güzel veya iyi kalmayı değil, en güzeller ve iyiler arasında bulunmayı, hayırda yarışmayı tatlı rekabette başarıyı önceler. Ülkemiz, olağanüstü kıymetli ve stratejik değerli bir coğrafyada varlığını sürdürme ve geliştirme mücadelesi verirken, daha fazla düşünce kuruluşlarının yetişmesini, toplum, ümmet ve insanlık yararına projelerin siyasi partiler üstü bir duyarlılıkla çalışmalarını önemsiyor ve destekliyoruz. Günlük siyasete kapılmadan, siyasi partilere taraf veya karşı olmadan, doğruların yanında duran, ülkemize zararlı yanlışların düzeltilmesi için çalışan bir düşünce kuruluşudur USPUM.
Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerinin tanımlanabilmesi için dileyen kurum ve kuruluşlara özel danışmanlık hizmetlerinin de verilebilmesi gereklidir. Her araştırma projesi ve sorunlarda kök neden analizleri, aynı zamanda uzmanlık eğitimleri için doğal birer eğitim fırsatlarıdır. USPUM’un bir başka amacı da ülkenin entelektüel insan kaynağı sermayesine yeni değerler kazandırmaktır. USPUM’da olmak, USPUM’la çalışmak çok güzel bir fırsat ve mutluluktur!
Dr. Ercan ÖZÇELİK / 23 HAZİRAN 2022