Şimdi kendimize soralım” biz neyin seçimini yapacağız” zorunlu bir tercih olan var olmak için seçim mi yapacağız yoksa seçim yaparken kendi şahsi ego, çıkar ve ufak menfaatlarımızı mı koruyup kollayacağız.
ZORUNLU TERCİH ERKEN SEÇİM
24 Haziranda Türkiye seçim yapacak neyin seçimi bu öncelikle ona bakalım Cumhurbaşkanı seçilecek, seçilecek Cumhurbaşkanına “devlet başkanı” sıfatı getirilecek. Devletin başı olan cumhurbaşkanına, yürütme yetkisi de verilecek.
Yapılacak seçimin sonunda Başkan ve Meclisi oluşturacak 600 Milletvekilinin seçimi gerçekleştirilmiş olacak. Yerel seçimler ise 31 Mart 2019 tarihi itibariyle gerçekleştirilecek ve genel seçim ile birlikte yerel seçim yapılmayacak.
Peki, ülkemizde cumhuriyetten bu yana kaç seçim gerçekleştirildi ve kaç cumhurbaşkanı görev yaptı.
Türkiye,1923-1946 arasında 23 yıl boyunca ‘tek partili’ seçim sistemi ile yönetildi. Demokrasiyi ise ilk olarak 1946 yılında çok partili sisteme geçti 94 yılda toplam 27 kez milletvekili genel seçimi yapan Türkiye, bu seçimlerin 19’unu 1946 yılından sonra yaptı. Yapılacak Başkanlık seçimi ile de ülkemiz 13. Cumhurbaşkanını seçmiş olacak.
Her seçimde söylene gelen bir sözü biz bir daha tekrar edelim “bu seçim çok önemli” bu söz her seçimde siyasiler tarafından vurgulanarak oy istenir. Öncelikle bu işi horoz dövüşü, ırk mücadelesi, koltuk davası olarak düşünmeyip gerçekten ,Ülkemizin karşı karşıya bırakıldığı şu anda ki durumda ülkeyi birlikte yönetecek kadroların seçimini yapacak olanlara bir iki hatırlatma yapalım.
Gözü dönmüş emperyalist ülkelerin yönetici vampirleri tüm Dünya’daki sömürebilecek ve çalabilecek ne kadar zenginlik varsa zorla ve de hile ile bunları ele geçirmeye karar vermişlerdir.1. ve 2. Dünya paylaşım savaşlarından sonra tekrar tüm Dünya’yı yakıp yıkacak bir savaşı başlatmışlardır. Bu coğrafyada yapacaklarına engel olacak olan Türkiye’yi iç savaş ve ekonomik buhranlarla parçalatıp ortadan kaldırmak onlar için en elzem bir zorunluluktur.
2011 Suriye savaşı ile birlikte yapılmaya çalışılan Türkiye’siz bir İslam coğrafyası oluşturmak ve sonra da diğer İslam (sözde veya özde ) devletleri un ufak edip, her birini kolayca yutmak. Kendi emellerine hizmet edecek Kürt devleti olmadı Arap birliği adı altında bir silahlı güç oluşturmak. Bu köle ruhlu kukla idarecilerin yönettiği güçlerle Türkiye’yi kendi yatağında boğmak.
Türkiye 2016 yılında başlattığı Fırat Kalkanı ve akabinde bir bir devreye koyduğu El Bab, İdlib ve Afrin operasyonu ile bu melun küresel çetenin oyun planını bozdu. Güneyinde oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yerle bir etti.
Dolayısı ile cepheyi kendi sınırlarımızdan daha ileriye taşıdı.
Çünkü Ülkemize yönelik terör görünümlü küresel haçlı Siyonist saldırılarını, kendi hudut hattımızda göğüslemeye çalışmak demek, işgalin Anadolu içlerine kadar sirayet etmesine imkân vermek demektir. Böyle bir müdafaa stratejisi, ölüm demektir, teslimiyet demektir, yok olmak demektir. Türkiye ile mücadelesinde taktik değiştirerek biz buradan gidiyoruz diyen büyük şeytan ABD, bu sefer bölgede daha büyük bir ateş yakmaya hazırlanıyor. BAE ve S. Arabistan ile İran arasında bir savaş başlatmak istiyorlar. Neden, çünkü bu bölgede savaş devem ettikçe onlar silah satacak savaş dolayısı ile güçsüz düşen ülkelerin yer altı yer üstü tüm zenginliklerine de vampirler el koyacaklar.
Şimdi kendimize soralım” biz neyin seçimini yapacağız” zorunlu bir tercih olan var olmak için seçim mi yapacağız yoksa seçim yaparken kendi şahsi ego, çıkar ve ufak menfaatlarımızı mı koruyup kollayacağız.
Biz ve bütün Dünya bunu 15 Temmuz’da bir daha gördük ki bu Millet esareti ölüme tercih etti, ediyor, edecek. Her türlü eksik ve ayrılığa rağmen dipdiri vatan sevgisi ile dolu bir gençlik ve gönlü iman dolu namusu olan vatan için ölmeye hazır bir halkımız var. Bu asil Millet her seçimde kuyumcu terazisinde ki hassasiyet ile tercihini yapmış ve bu halkı cahil, küçük görenlere dersini vermiştir. Kararımız şimdiden hayırlı olsun diyoruz bu Milletin ferasetine inanıyor ve güveniyoruz. Biz 24 Haziran’da sandıklara gideceğiz ve mazlumlara sahip çıkacak, Emperyalist zalimlere karşı duracak milli değerlerimiz ile bizi bu Dünya muvazenesinde ileriye taşıyacak yöneticilerimizi seçeceğiz, var olmak ile yok olmak arasındaki zorunlu tercihimizi milli ve kutsal değerlerimizden yana yapacağız. Selam ve sevgilerimle
MUSTAFA HAKKI SEZGİN