Sofrasında misafir olmadan sofraya oturmayan, Hazreti İbrahim’in milletinden bir birey ve de medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir memleketin evladı olarak. Kendi ananelerinden, memleket, vatan, İman ve Bayrak sevgisinden habersiz nefsi nefsi diye yaşayan, bulunduğu mevkii ve makamı ihya değil işgal eden Urfa’lıda olsa, her kim olursa olsun umurumuzda değildir.
Hemşerim olsun çamurdan olsun yok öyle bir şey bizden uzak olsun. Urfa’lı olsun elinde gül kokusu olsun, Hz. İbrahim’in hemşehrisi olduğunu bilsin,
vatan sevgisini iman ile beslemiş olsun, Urfa’lı olsun yaptığı ve yapacağı işlerin değeri ne ise o işini öylece yapsın.
Peygamberler şehri diye öğündüğümüz bir şehrin camilerinde görev yapıp da, caminin içinin ve abdest yerlerinin, wc lerinin temizliğine bakmayan, ilgilenmeyen, bakımsızlıktan ve eksiklikten rahatsız olmayan, camii deki görevli imam müezzin Kayyım veya kamunun makamlarını işgal edipte Şehrimizin ayıbı ve eksiği olan umimi WC leri şehrimize kazandırmak, olanları da kullanıla bilinir olarak tutmak için dertlenmeyen yetkili de olsa etkili de olsa, urfa’da lı olsa umurumuzda değildir.
Anadan babadan üç göbek atadan Urfa’lıyam deyip de, siyasette bürokraside makamı işgal eden, şehrinin insanın dertleri dertlenmeyen, milletinin bekası ile değil de, kendi şahsi menfaatleri peşinde, desinler diye zaman ve kaynak tüketen, milletvekili ve bürokrat, Urfa’lı da olsa umurumuzda değildir.
Tarihe ve medeniyete 12.500 yıllık bir tarihle analık yapmış Şanlıurfa’mız ,yazılı eser veren insanlarımızın olduğu gibi, müzikte de icra etmesi ile söylemesi ile kendine has usulleri ile gerek yurt içinde gerek ise tüm dünyadaki evrensel tarzda icra edilen yöresel ağız ve usuller ile haklı bir şöhret kazanmıştır. Sıra geceleri Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumunun (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Temsili Listesi’ne giren bir zenginliğimizdir.
Sıra gecesi gibi bir mirasın sahibi Kelam, saz, söz sultanı olan şehrimiz de, ne yazık ki sanat adı altın da ve de ses ve saz sanatçısı görüntüsü ile Sıra gecelerini sıradan oturak alemine, Türkü bara çeviren her kim olursa olsun,Urfa’lı da olsa umurumuzda değildir.
Sıra gecesi geleneğinin aslına uygun sürdürülmesi dilek ve beklentimizdir. Usul ve kaideleri belirlenmiş , gerek Müzik olarak gerekse de oturma, kalkma, yemek ikramı, kahve ikramı velhasıl başlangıcından bitişine kadar, yılların süzgecinden geçerek kendine has kuralları olan bu zenginliğimize sahip çıkıp yaşatmaya çalışanlar, sıra gecesinin hakkını vererek, sanatını icra edenlere Teşekkür ediyoruz, Lakin elinde yetki olup da, sıra gecelerini sıradan gecelere çevirenlere karşı bu yaptırımları ı hayata geçirmeyen o yetkili kurum veya kişi, her kim olursa olsun, Urfa’lı da olsa umurumuzda değildir.
Çünkü biz biliyoruz ki bir zaman sonra sıra gecesi aslından koparılmış olarak değersiz, eğlence amaçlı göbek atılan, baştan aşağı para dökülen, türkü bar ve gazinolar da icra edilen sıra gecesi değil sıradan eğlencelerin icra edildiği sıradan geceler olacaktır. Hem Urfa kaybedecek hem de müzik sektöründen ekmek yiyoruz diyerek müzik yapan ve ses sanatçısı , saz ustaları olan Urfa’lıyam diyen değerli kardeşlerimiz kaybedecektir.
Günün en erken vaktin de sabah namazından sonra dualarla tezgahını açan değerli esnaf kardeşim,. Ecdadımız helal kazanca ve müşteriye çok ehemmiyet verirdi, müşteri velinimetimdir sözünü hatırlamayan ve ya manasını bilmeyen yoktur eminim. Bizim şehrimizde öylesine nadide esnaflarımız vardır ki, dürüstlüğü ile insana verdiği değer ile sadece mesleğinin hakkını vermekle kalmaz adamlığında hakkını verir. Bulunduğu sokağa ve çarşıya değer katar, o meslekte olanlar onunla övünür,Hz.Ebubekir gibi kazancın azlığından değil bereketinden beslenir. Çoluğuna çocuğuna gurur duyacakları, daima hayırla yad edilecek bir Miras bırakır. Biz şehrimiz adına değil insanlık adına o Ahlak abidesi esnaf kardeşlerimize sonsuz kere teşekkür ediyoruz. Gel gör ki her meslekte olduğu gibi Esnaf kardeşlerimizin içinde bu bereketin sırrını henüz çözememişler de vardır.
Şimdi kendi kendimize soralım Lütfen, eğer ahilik ilkelerine göre çalışmaya devam ediyor olsa idik, güzel şehrimizin asil esnafı içinde pabucu dama atılmayan, müşteriye velinimet ölçüleri içinde davranan ve gıda sektöründe hijyen şartlarına riayet eden kaç esnaf kalırdı sizce.
Değerli Esnaf kardeşlerim, birey olarak, ev sahibi olarak Urfa’nın kıratın da çok az şehir vardır. Sizler şehrimizi dışarıdan gelenlere karşı temsilde en önemli değerlerimizsiniz, ne olur bizi biz yapan değerlerimizi kaybetmeyelim. Sonra o çok övündüğümüz Urfa’lı serttir, merttir, cömerttir, Hz.İbrahim’in, Şair Nabi’nin hemşerisidir, sözleri yerine gelecek nesillerimize taşımakta zorlanacağı ünvanlara mahkum ederiz. Her şeye rağmen Urfa’lı olmanın, esnaf olmanın gereğini yerine getirmemekte ısrar eden kuyumcuda olsa, İsotcu da olsa,Lokantacı da olsa umurumuzda değildir.
Sen ey Mustafa Hakkı sezgin ata toprağın olan Urfa’na ecdat toprağı olan vatanına layık olmak için, Rabbi’nin rızası amacı ile kazancını helal kılmak için, attığın atacağın adımlara ,yapacağın işlere ,söyleyeceğin sözlere dikkat etmez isen bil ki sende hiçbir kimsenin umurunda olmayacaksın ve de değilsin.
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni