Kandil geceleri kutlamalarının İslam’ın içerisine sonradan getirildiğinden dolayı Kandil kutlamalarının gereksiz olduğunu ve hatta dine zarar verdiğini diyenleri; Ölüye kur’an okunmaz diyenleri; Kabir azabı yoktur diyenleri; Peygamberimiz (s.a.v.) başta olmak üzere,(Taha-109/ Sebe-33) açık ayetlere ve inkar edilemeyecek hadislere rağmen şefaat izninin kimseye verilmeyeceğini söyleyerek Şefaati inkar edenleri; Bize Kur’an yeter, Hadis-i şeriflerin zaten çoğu uydurmadır deyip Hadis-i şerifleri önemsiz göstermeye çalışanların her birilerini elinizin tersi ile süpürün bir tarafa gönderin gitsin. Biz Kandil kutlamak ile ilgili yazımıza Rabbimizin Kur’an- kerim vasıtasıyla bizlere hitabı ile başlayalım.
“Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz seni bir şâhit, bir müjdeci, bir uyarıcı olarak gönderdik. Allah’ın izniyle yine Allah’a çağıran bir dâvetçi ve nûr saçan bir kandil olarak lutfettik.” Ahzâb Sûresi 45-46
Kandil kutlamaları/geceleri Bid’attir (1) amma Bid’at-i hasenedir.
Biz diyoruz ki, Kandil kutlamaları Allah(c.c.)’ın lütuflarına talip olmaya, bizi Rabbimize yaklaştırmaya, Hz. Peygamber(s.a.v.)’i anmaya/anlatmaya ve ona salat-salavat göndermeye ve ibadete kolaylık sağlayan bir vesiledir. Böylesi gün ve geceler Allah(c.c.)’ı anmaya ,ibadete vesile ise, Resulullah(s.a.v.)’ı anlatmaya ve iltifatlarına muhattap olmaya vesile ise ve bizi Rabbi’mize yaklaştırmaya,Müslümanlar arasın da uhuvete de vesile ise ;Öyleyse biz de bu güzellikleri yapmamızı bid’at bahanesi ile karalayıp engellemeyi kendine vazife edinenleri hesabını verecekleri güne havale ediyoruz. Biliyorsunuz bizi sevenleri biz Allah(c.c.)a emanet, sevmeyen ve dinde nifak çıkaranları ise Allah(c.c.)a havale ederiz. Hiç bir şüpheye mahal olmaksızın Allah’a ibadete Peygamberimize salat ve selam getirmeye ve O’nu anmayı vesile olan Mevlit kandili kutlamalarına işte tam da bu sebeple biz gönülden bağlıyız.
Kişi ibadet hükmün de olan eylemlerini camide veya evinde her zaman yapabilir. Biz de gönlümüz rahat olarak şunu söylemekteyiz; kişi Kandil gecelerin de onun Rabbine yaklaştıracak ibadetler yapıyor ise veya en azından ilahi lutfa, iltifata muhattap olma şansı var ise ve bu geceyi ihya etmemizi engelleyen gösteren kaynak da yok ise ,Rabbinin rahmet nazarını kazanmak isteyen o kişi, başını hiç bir tarafa çevirmeden bu zamanları fırsat/ganimet bilmeli en azından o zamanların rahmet saganaklarından faydalanılmalıdır.
Kandili kimin yaktığı değil, ne için yaktığına bakmak lazım
İnsanları ve özellikle Müslümanları Emri bin ma’rufa çağırmada İslamın müçtehidleri ve ehli sünnet alimleri sınır tanımamışlardır. Asırlar boyu her türlü zorlu şartlara rağmen tebliğ vazifesinin gereğini yerine getirmeye çalışmışlardır. Sahabelerden başlayarak, tabiin ve tabii tabiinler silsilesinin de Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) den gördüklerini, duyduklarını bir ileri ki nesillere taşımayı vazife kabul etmişlerdir.
İşte biz Müslümanlar için değerli olan bilgilerden bir tanesi de,mübarek gün ve gecelerin feyzinden, sevabından, bereketinden faydalanabilmemiz için, hatırlamak ve hatırlatmak için, KANDİL gecelerinin ihya edilmesi geleneğinin sürdürülmesidir. Kur’an Kerim’de ve Hadis-i şeriflerde her hangi bir şekilde kandil gecelerinde ibadeti yasaklayan bir ayet/söz olmadığını biz biliyoruz, öyle ise BİZ BU GECELERİ ganimet biliriz ve ibadetimizi de yaparız Biiznillah.
O geceler de çoluk çocuk, genç, yaşlı demeden birlik ve beraberlik ruhu ile huşu içinde, coşkulu olarak camilere koşarlar. Bu sevinç ve coşku o gecenin nimetlerinden faydalanacak olma ümidi ve coşkusudur. Evlerin de el ayak çekilince dua ve niyazlar ile Rablerinden bağışlanma ve rızasına talip olmak için Kur’an’ı Kerim okur, namaz kılarlar.
O gecelerde ki Kandil simitleri, eğlenceler, namaz ve ibadetler birbirinin içindedir. Bunlar o geceye anlam katar. Her bir bireyin hayatlarına dokunur, özelikle çocukların hayal dünyalarında unutulmaz anılar bırakır. Büyüklerle cami gezmek, gece sokaklarda güven içinde neşe ile sevdikleri ile beraber, şerbetler, macunlar yerler içerler. Velhasıl birlikte yapılan etkinlikler, onlar için unutulmaz kılar o geceyi, çünkü sevdikleri vardır neşe ve coşku vardır.
Bir topluluğu millet yapan şey ortak paylaştıkları acılar ve sevinçler değil midir. Ortak bir kültür çerçevesinde bütünleşmiş ve ortak bir tarih bilincine sahip insan topluluğu değil midir Millet. Öyle ise bizi ortak bir sevinçte birleştiren ve ortak bir dini kültür güzelliğine götüren, süzüle süzüle bize kadar gelenek haline gelmiş bir güzellik neden gereksiz olsun.Biz bu geceleri ganimet bilir ilahi huzurda başımızı önümüze eğer,ümmetin kurtuluşuna, nesillerimizin iman ve ibadet üzere olması için dua dileriz. İbadetlerin bizi kurtuluşa erdirmeyeceğini bilir de gözyaşlarımızı döker, nebiler nebisini (s.a.v.) vesile eder öylece bağışlanmalar dileriz.
Biz biliriz duaların kabul edildiği seher Vaktini, yağmurun yağdığı kıymetli zamanları. Biz biliriz Mübarek gün ve gecelerden olan KANDİL gecelerini, Pazartesi-Perşembe oruçlarını, Biz biliriz Ezanla kamet arasında dua kabul edildiğini, Biz biliriz Kulun Rabbine en yakın halinin secde anı olduğunu ve Secdede çok dua edilmesi gerektiğini. Biz biliriz cemaat halinde edilen duaların daha makbul olduğunu. Biz biliriz Ana babanın evladına duasının, yolcunun, misafirin ve mazlumun duası Allah (c.c) indinde daha Makbul olacağını. Biz biliriz Dertli müminin duasını ganimet olduğunu ve yıkık gönüllerden dualar alınması gerektiğini. Biz biliriz nice viraneler de ne Hazineler olduğunu.
Biz biliriz de, nereden biliriz işte buradan biliriz.
En başta Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) olmak üzere , gelmiş geçmiş ve bugün onların varisleri olan alimlerin bıraktığı kaynak kitaplardan biliriz ve Dinini yaşayan Allah dostlarının öğrettiklerinden biliriz.
Allah (c.c.) en başta peygamberimiz (s.a.v.) olmak üzere Tüm Allah dostlarına, alimlere hepsine rahmet eylesin ve dostlarının şefaatini onları sevenlere ve Emr-i bil-maruf nehy-i ani’l-münker yolunda gidenlerin her birilerine nasip eylesin inşallah.
KANDİL NEDİR,KAÇ KANDİL VARDIR?
Ülkemizde kandil geceleri diye bilinen geceler; Rabiulevvel ayının on ikinci gecesi olan Mevlid, Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaib, yine Recep ayının yirmi yedinci gecesi olan Mirac, Şaban ayının on beşinci gecesi olan Beraat ve Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olan Kadir Gecesidir.
BİD’AT NEDİR: Kur’an da, hadislerde, Peygamberimizin sünnetlerinde, icmada ve müçtehitlerin içtihatinda olmayan, dinî özellik taşıyan amel ve davranışlarla birlikte günlük hayatla ilgili olarak sonradan ortaya çıkan yeni düşünceler, uygulama ve âdetler de bid’at olarak kabul edilmiştir.
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni