Öyle ise gelelim İŞGALİ anlamaya, anlatmaya Çanakkale’de bizi yok etmeye gelen düşman kuvvetleri, İŞGAL ettikleri İstanbul’dan neden tek kurşun atmadan sadece yazılı ve sözlü kurşun gibi anlaşmalar ile hem de payitaht Osmanlının kalbinden yakalamış iken neden hiçbir şey olmamış gibi güle oynaya yurdumuzu terk ettiler. İzaha muhtaç olan bu olayı sonraya bırakarak kısaca İstanbul’u nasıl terk ettiklerine bir bakalım.
İSTANBUL’UN İŞGALİ
İstanbul’un işgali, Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mondros antlaşması ile I. Dünya Savaşı’nın bu ülkeler arasında sona erdiğinin ilan edilmesinin ardından, 13 Kasım 1918’de Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul işgal olundu. 13 Kasım 1918’de başlayan işgal, 6 Ekim 1923’te İstanbul’un Kurtuluşu ile sona erdi.
Büyük bir kahramanlık ve gururla Çanakkale’de hezimete uğrattığımız düşman kuvvetleri Çanakkale’den giremediği yurdumuzu 1918 yılında MONDOROS dümeni ile işgal ettiler..
13 Kasım 1918 de İstanbul işgal edildikten sonra yaklaşık 60 ay İŞGAL altın da yaşandı.
Öyle ise gelelim İŞGALİ anlamaya, anlatmaya Çanakkale’de bizi yok etmeye gelen düşman kuvvetleri, İŞGAL ettikleri İstanbul’dan neden tek kurşun atmadan sadece yazılı ve sözlü kurşun gibi anlaşmalar ile hem de payitaht Osmanlının kalbinden yakalamış iken neden hiçbir şey olmamış gibi güle oynaya yurdumuzu terk ettiler. İzaha muhtaç olan bu olayı sonraya bırakarak kısaca İstanbul’u nasıl terk ettiklerine bir bakalım.
24 Temmuz 1923′te imzalanan Lozan Antlaşması’nın hükümlerine uygun olarak bir ay sonra (23 Ağustos) TBMM Lozan’ı onaylayacak ve ancak o zaman İtilaf kuvvetleri denklerini toplamaya başlayacaklardır. (Ne garip: İngiltere parlamentosunun Lozan’ı onayı ise ertesi yılın Ağustos’unu bulacaktır.) Lozan’dan bir ay sonra işgal kuvvetleri toplanmaya başlamış, işgal ettikleri binaları Türk askerine teslim etmektedirler birer ikişer. Boşaltma işlemi 1,5 ayda tamamlanacak ve son gün dostane bir tören düzenlenecektir. Bundan sonrasını Selahaddin Adil Paşa’nın hatıratından takip edelim .
“General Harrington tarafından İtilaf devletleri orduları namına 29 Ağustos’ta Türk ordusu için Sümer Palas’ta bir çay ziyafeti verilerek İstanbul’daki askeri, sivil birçok kişi çağrılmış ve kumandanlıkça (yani Türk tarafınca) da 19 Eylül 1923′te Beykoz Parkı’nda bir Garden parti ile buna karşılık verilmişti.”
“Türk, İngiliz, Fransız ve İtalyan birliklerinden ayrılan birer birlik belirli saatte Dolmabahçe meydanında yerleşmiş ve yapılan geçit merasiminden sonra İtilaf devletleri kumandanları tarafından büyük bir seyirci topluluğu önünde alkışlar arasında şanlı bayrağımız selamlanarak yabancı kumandanlar cami rıhtımına kadar uğurlanmış ve burada rıhtıma yanaşan bir motorla Fındıklı açıklarında beklemekte olan Arabic vapuruna gitmişlerdi. Bu suretle de İstanbul işgaline son verilmişti.”
İŞGAL eden ittifak güçleri neden tek kurşun atmadan bırakıp gittiler,biz o işi Tarihçilere ve işin uzmanlarına bırakalım. Umalım ve dileyelim ki Rabbim böyle bir olayı bir daha bu Millete asla yaşatmasın.
MUSTAFA HAKKI SEZGİN