Ulusal stratejilerin ve politikaların ülke vatandaşlarımıza anlatılması ne kadar önemli ise bu stratejilerin ve politikaların bireylerin hayatına dokunduğunu hissetmesi de bir o kadar önemlidir. Biz USPUM olarak AK Partinin hizmetlerini üretenlerin bu politikaları ve devasa hizmetleri gereği kadar anlattıklarını zannetmiyoruz veya anlatmakta zorluk yaşadıklarını söylüyoruz.
Bunun en bariz örneğini İstanbul seçimlerin de yaşadık, hizmeti AK Parti yaptı seçimi muhalefet eden, kendini ve beklentileri daha iyi anlatabilen pazarlaya bilen kazanmıştır.
Ulusal stratejiler insan odaklı olmalı, insan hayatına dokunmalı, bireyin iş hayatın da kendine ayıracak zaman tanımalı, gönül ihtiyaçlarına cevap vermeli, bireye güven vermeli ve bireyin rahat bir yaşamda kazanacaklarını gösterebilmelidir.
Öncelikle bireyin kendinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılıya bilmesi için kaç saat çalışması gereklidir, bu çalışma saatleri şu anda Avrupa’da kaç saat bizde kaç saat olacaktır. Hafta tatilini iki gün olarak ilan eden Avrupa Cuma öğleden sonralarını da tatil saatlerine dahil etmiştir. İşte ulusal stratejiler tam da buradan hareketle insan odaklı olmalı ve ecdadın insanı yaşat ki devlet yaşasın altın düsturunu hayata geçirebilmelidir.
Bu oluşturulacak işletim sistematiği hem bu güne hem de yarına, hem kendi insanımıza hem de ümitsizlik girdabı noktasın da olan insanlık alemine işte biz buradayız, işte çözüm buradadır diyebilsin.
Yönetimde ki siyasi partiler ülke/şehir/belde’lere hizmet ederken kendi siyasi yapılarını dikte etmeden çalışmalıdırlar. Tam tersi olarak o yönetim, kendi siyasi yapısını dikte etmeden görevini yapıyorsa, birileri tarafından diğer siyasi oluşumlar tarafından dikte ediyor/edecek olarak da gösterilmemelidirler.
Devlet kurumların ve işletmelerin yönetimleri beş esas yapı üzerindedirler; Bunlar Tepkisel yönetim, Teknik yönetim, Taktiksel metotlar, Stratejik metotlar ve sistemik model üzerinde olarak görebiliriz. Yönetimin esas ilkelerinden olan bu yapıların birbiri ile uyumları insan vücudunda ki kas, iskelet, damar, kas, adale sistemleri gibi uyumlu çalışma gerçekleştirilmelidir. Yönetimlerin güçlü olduğu yerlerde denetlemede güçlü ve bağımsız olmalıdır. Bunu hayata geçirilmiş hali ise, Yasama-Yürütme-Yargı yapısı esas alınarak denetlenebilir olanların denetlenmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak şunu söyleye biliriz, belirli bir mefkure üzerinde yürünür ve uyumlu yönetim sistemi ile hareket edilir ise, kurumlarımızda prodüktivite artar, verimliliğin en üst düzeyde olduğu ülkelerde ki gibi hizmetlerin maliyetleri de 1/10 oranına kadar düşer. Neden olmasın diyoruz ve inanıyoruz ki, yönetimden denetime kadar uyum içersin de çalışan, denetleyen erklerin yöneten erklerden bağımsız olarak görevlerini yapacak kurumlarımız, hak edilen başarıyı yakalayacaklardır.
USPUM Başkanı/ Muhammed Taha GERGERLİOĞLU/ www.uspum.org.tr