Urfa, İstanbul kadar olmasa da sinema ve edebiyatta önemli bir yeri vardır. İstanbul hem içinden çıkarmış olduğu büyük adamlarıyla hem de mekân olarak sinema ve edebiyata girmiş bir şehirdir. Bu anlamda dünyada nadir şehirlerden biridir.
Urfa ise daha çok sosyal hayat ve mekân olarak sinema ve edebiyatın dikkatini çekmiştir. Bu bağlamda Anadolu şehirleri içinde sinema ve edebiyatın önemli mekânlarından biridir.
Urfa edebiyata hatıra, hikâye, roman ve şiir olarak girmiştir. Urfa hakkında birçok roman yazılmıştır. Bunların sayısını tespit etmek zordur. Tahminimize göre yüze yakın roman ve hikâye yazılmış olmalıdır.
Özellikle son yıllarda Göbeklitepe’nin ortaya çıkmasıyla şehir ister istemez mekân olarak romana dâhil olmuştur.
Urfa üzerine yoğunluklu olarak yazan iki önemli hikâyeci vardır. Bunlardan biri Bekir Yıldız, diğeri Osman Şahin’dir.
Bekir yıldız Urfalı, Osman Şahin Mersinli bir Türkmen yazardır. Öğretmenliği sırasında Siverek’te görüp duyduklarını hikâye olarak anlatmıştır.
Bekir Yıldız ise zaten Urfa’nın içinden çıkmış önemli bir hikâyecidir. Hikâye dışında yazdığı romanları da dikkat çekmiştir. Özellikle “Ve Zalim, Ve İnanmış Ve Kerbela” romanı alanında bir edebi şaheserdir.
Urfa’nın trajedisini Bekir Yıldız’ın eserlerinde, trajikomik yönünü ise Osman Şahin’in hikâyelerinde görmek mümkündür.
Türk sinemasının klasik filmlerinden “Kibar Feyzo”, Osman Şahin’in “Fareler” adlı hikâyesinden uyarlanmıştır.
Antalya Film Festivalinde Hüseyin Peyda’ya yardımcı erkek ödülü kazandıran “Kara Çarşaflı Gelin” ise Bekir Yıldız’ın hikâyesinden uyarlanmıştır.
Yine “Halkalı Köle” romanı evlilik üzerine yazılmış cesurca bir romandır. “Darbe” ise siyasi ve sosyal hayatımıza ayna tutan önemli bir romandır.
Urfa üzerine yazılmış, edebi değeri yüksek birkaç romandan bahsetmek gerekirse, ilk aklıma gelen Urfa’nın Fransız işgalinden kurtuluşunu konu alan Aşk ve zafer romanıdır. Halide Nusret’in kaleme aldığı bu roman Urfa kurtuluşunu anlatan müstakil tek romandır.
Halide Nusret roman dışında hatıratında ve şiirlerinde Urfa’ya oldukça yer vermiştir. Her 11 Nisan için şiirler yazmıştır. Urfa kurtuluşu üzerine en çok şiir yazan şairdir.
Urfa’yı romanında mekân olarak kullanan yazarlardan biri de Ayla Kutlu’dur. Ayla kutlu “O Göçmen Bir kuştu” ve “Emir beyin kızları” adlı birbirinin devamı olan romanlarında Urfa’ya yer vermiştir.
Yine 93 harbi, Kafkas göçü ve birinci Dünya savaşı, Milli mücadele yıllarını anlatan, İstanbul, Ankara yanında Urfa’yı da mekân kullanan Ayla Kutlu, bu romanında Urfa’nın Fransız işgalinden kurtuluşuna da yer vermiştir.
Güzel Urfa ve Urfalı tanımlamalarının yer aldığı roman, Urfa ve Türk edebiyatı için önemli bir eserdir.
Yine Urfa’yı anlatan romanlardan biri Emine Işınsu’nun “Küçük Dünya” romanıdır. Küçük Dünya, Urfa’nın şehir hayatını anlatan, mistik yönü ağır basan Urfa’nın romanıdır. Aşk ve tasavvufun iç içe geçtiği roman, şehrin ruhunu çok güzel yansıtmıştır. Roman yayınlandığı yıl Türk dil Ödülü almıştır. Dizi olarak çekilmiş yine ödül almıştır.
Ayrıca Ayla Kutlu’nun O Göçmen Bir Kuştu romanı da Madaralı roman ödülü almıştır.
İlginçtir Urfa’nın romanını yazan Türk edebiyatının üç usta kalemi kadın romancılarımızdır…
Urfa ile ilgili yakın tarihte yayınlanan “Suçun Neydi Zeliha” romanıdır. Bu roman 1095 yılında Urfa’nın haçlılar tarafından ele geçirilişi ve ardından 48 yıllık kurdukları kontluğu anlatan bir Ortaçağ romanı.
Romanın yazarı Osman Necmi Gürmen Siverekli Bucak aşiretinden. Uzun yıllar Fransa’da yaşamış ömrünün sonlarına doğru İstanbul’a yerleşmiştir. Tarihi bu romanda Urfa’nın Ortaçağı işlenmiştir.
Son olarak İskender Pala’nın “Akşam yıldızı” romanı yayınlanmıştır. İskender Pala’nın kaleme aldığı roman Göbeklitepe etrafında antik dönem ile modern dönem insanın evirilişini anlatır.
Bunların haricinde Urfa ile ilgili daha birçok roman ve hikâye yayınlanmıştır. Gazetecilik eseri olan veya popüler olarak kaleme alınan eserleri burada zikretmek istemiyorum.
11 Nisan Urfa’nın Kurtuluşunun kutlanacağı bu günlerde, bir sinema filmimiz olmasa da bu üç güzel yürekli kadın edebiyatçımızın bu eserlerini okuyarak emeklerine saygı gösterelim, hem de şehrimizi tanıyalım.
Mehmet KURTOĞLU