2012 yılında tuzlara akışkanlık sağlamak için eklenen ve Amerika başta olmak üzere pek çok ülkede yasaklanan E535 kodlu Sodyum Ferrosiyanür (Siyonit) adlı madde hakkında açıklamalar yapmıştık. Haberi önemli kılan şey, bu maddenin bugün olduğu gibi o günde Türkiye’de serbest olmasıydı ve ülkemiz mide kanserinde de liderliğe doğru tırmanıyordu.
Açıklamalarımız toplumu korumaktı, Bundan rahatsızlık duyanlardan biri de FETÖ’cülerdi. Zira onların da Sürat Holdingleri bünyesinde pek çok gıda yatırımı vardı. Ayrıca diğer gıdacılar da hortum alanına girmekteydi.
Şaibeli bir alanda ceza oyunları ve dolayısıyla gayri meşru uygulamalar boldu. Devreye terör örgütünün Aksiyon’u girdi. 30 Nisan 2012 tarihli sayısında Zafer Özcan ismiyle bir haber çıkmıştı.
Haberi yazan Özcan, 08.03.2019’da Manisa’nın Akhisar ilçesinde düzenlenen FETÖ operasyonunda sahte kimlikle yakalanıp, tutuklandı. Muhakemesi devam ediyor. Söz konusu haber ise derginin 908. sayısının kapağı olmuştu. Prof. Muhammet Arıcı, bu konudaki dertli isimlerden: ‘Diplomasız insanların hekimlik yapmaya kalkışmaları nasıl cezalandırılıyorsa, uzmanlık alanı olmadığı hâlde gıda konusunda doğru olmayan, halkı yanlış yönlendirici beyanda bulunan kişiler kanunlar karşısında sorumlu olmalıdır ’dedi.
Bakınız: https://web.archive.org/web/20120503034151/http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-32453-gidanin-reytingle-imtihani.html
Görüldüğü üzere, mühendislik değil fıtrat, dolayısıyla da din ve tıbbın konusu olan gıda ve beslenme hususunda konuşma sansürü teklifi ilk olarak FETÖ’nün yayın organı Aksiyon’da dile getirilmişti.
Daha sonra FETÖ’nün kapatılan Fatih Üniversitesinden akademisyenler de sık sık bunu dillendirdiler. Ne de olsa bürokrasi ve siyaseti etkileme güçleri vardı.
Ancak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik operasyon ile dershane krizi patlak verdi ve gündemler değişti. Şimdi ise konu AK Partili milletvekillerinin 24.06.2020 tarihinde verdiği teklifle yeniden gündemde.
34 maddelik teklifi milletvekillerinin hazırlaması imkânsız.
İlk imza sahibi, Aydın Milletvekili Metin Yavuz. Kendileri aynı zamanda MKYK üyesi. Bakanlıkla, mesleği veya başka nedenlerle yüksek irtibatı bulunan aynı şehirden Rıza Posacı ise son imzacı. Aydın’dan Bekir Kuvvet Erim’in imzasının yanı sıra bizi şaşkına çeviren, Konya’nın iki hukukçu milletvekili Ahmet Sorgun ve Tahir Akyürek de bu sansür kanun teklifine imza atanlardan.
BARONLARIN KANUNU
TBMM’deki torba kanun teklifi Türkiye’yi itibarsızlaştıracak kadar hukukî dayanaktan mahrum ve mesnetsiz…
Hukukçu da olsa hiçbir milletvekilinin bu kapsamda bir torba kanuna imza atmasının mümkün olmadığını milletvekilleri ve gazeteciler çok iyi bilirler. Belli ki, teklifin sahibi Tarım ve Orman Bakanlığı. Hazırlık ise afili gıda firmaları ile aynı masalarda yemek yiyen, seyahatler eden bürokrasi tarafından yapılmış. Dolayısıyla bu taslak, uluslararası ve mahallî büyük gıdacıların talep ve baskıları ile tasarlanmış bir bomba.
ÖMÜR TÜKETTİM
Neden söz ettiğimizi izah etmezden evvel, niçin rahatsız olduklarını yazarsak, bu sansür kanunun neden çıkarılmak istendiğini anlamak daha kolay olacak.
Öncelikle milletin sıhhat ve beslenmesi kimsenin umurunda değil. Yaklaşık 20-25 yılımı verdiğim gıda ve beslenme alanında memleketim ve dünyadaki şeytanlıkları bu fakirden daha iyi kimse bilemez. Bu hususta şaka değil, bine yakan makale ve 8 kitap kaleme aldım. Yüzlerce konferans verdim. Amerika’dan Çin’e, Avrupa’dan Türk Cumhuriyetlerine çok sayıda ülkeye seyahatler yaptım. Sayısını tam olarak bilmediğim kadar güçlü bir matbu ve dijital kütüphaneye sahibim. Ömrümün en verimli çağlarını verdim dersem yanlış olmaz.
‘YİYECEK BİR SİLAHTIR’
Mücadelemizin tek amacı, gıdanın dünyanın en tehlikeli silahı olduğunu millete ve ümmete anlatmak.
- Çünkü dünyanın en azılı kurgucularından Henry Kissinger NSSM200adlı Nixon’a verdiği rapordaki “Ziraat ve gıda bizim için tarım bakanlarına bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir. Petrolü kontrol edersen ulusları, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin. Yiyecek bir silahtır ve bizim müzakere çantamızdaki araçlardan biridir!” sözlerini,
- Hz. Ebu Hureyre r.a. anlatıyor: Rasülullah s.a.v. buyurdular ki, “Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez” haberini,
- Allah-ü Teâlâ Hazretlerinin Taha 81: “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin tayyib olanlarından yiyin, bu hususta azgınlık etmeyin. Yoksa gazabım üzerinize iner…”emrini,
Elhamdülillah toplum uyandı. Fincancı katırları korkmaya başladı. Halk özellikle gençler, mahallî çareler arayama koyuldu, bu da tedirginliklerini artırdı. Hakkımızda, eski bakanlar ve gıda dernekleri onlarca suç duyurusu ve Sinan Aygün gibileri tazminat davaları açtılar ve hepsini kaybettiler. Çünkü genç savcı ve hâkimler de olup bitenin farkındaydı. Televizyonlara çıkmamızı engellediler ama kitap ve makalelerimize güç yetiremediler.
Akademisyeni, bürokratı, siyasetçisi, gıda üretici ve taşeron dernek ve odaları hep birden saldırdılar. Sadece bize mi, bu hususta az sayıdaki tıpçıya, gazeteciye, yazara, çizere, diyetisyene… En bilgililerden biri olan tıp profesörü pes etti ve beş yıldır suskun. Çünkü pek çok iftiraya mâruz kaldı. Şimdi hepimizi kanun yoluyla susturmak istiyorlar. Hem de FETÖ’cülerin fikri olan bir kanunla.
GÜÇ YETİREBİLİRLER Mİ?
Elbette güç yetiremezler. Kanun değil onlarca kanun çıkarsalar, para değil başka cezaları koysalar da beceremezler. Korona masalında olduğu gibi, ‘Gıda Bilim Kurulu’ kuracaklarmış ve bizi onun üzerinden susturacaklarmış. Susmazsak para cezası vereceklermiş. Çünkü biz, bilim putunun diliyle değil, hakikatin lisanıyla konuşmaktaymışız. Gıda şirketlerinin adamlarından başkası susmalı ve sadece onlar İngiliz derin devletinin Chatham House’u ve tıpçıların en itibarlı yayın organı Lancet Dergisinin “bilimsel yayınların en az yarısı yalan” dediği bilim yalanlarını savunanlar konuşacakmış.
Bu kanun çıksa biz susar mıyız? Asla!
Ceza yazsalar susar mıyız? Asla!
Biz sussak Hakk susar mı? Asla!
Bu fikrin sahibi kimlerse, onlar küresel çetenin adamıdır.
Gıdalara radyasyon vermeyin, Amerikan halkını kanser yaptığı için 21 milyar dolar ödemek zorunda kalan Bayer (Monsanto)’in Roundup’unu kullanmayın, tohumla oynamayın, gıdanın mahiyetini bozmayın, alkol, domuz ve çoğu zararlı sentetik katkılar eklemeyin, israf yapmayın, toksik beslenmeyin gibi sözlerin söylenmesi artık yasaklanıyor.
Teklifin 30. maddesi, aykırı davranışlara 20 ila 50 bin lira arasında para cezası verilmesini istiyor.
5996 sayılı kanunda değişiklik öngören 28. maddeye göre, her türlü medya kuruluşu bu bilgileri yaydığında “yanıltıcı yayın” yapmış olacak ve cezalandırılacak.
- maddeye ve RTÜK kanunda değişiklik öngören 31. maddeye göre, bu yayınlar halkı korku, endişe, güvensizlik ve toplumun tüketim alışkanlıklarını değiştirici olduğundan cezaya maruz bırakılacak.
Hâsılı Ayet-i Kerim’e ve Hz Peygamber (s.a.v.)’in beslenme biçimini anlatsanız da bilimsel olmadığından suç sayılacak. Bütün dünyanın hocası olan İbn-i Sina’nın El-Kanun’undan örnekler verseniz, bilimsel bulunmadığı için cezalandırılacaksınız. Hem de tüm basın kuruluşları.
Bundan sonra Rockefeller’in adamları söyleyecek, biz uyacağız. Onlar emredecek, biz yapacağız. ‘Zeytinyağlı yiyemem amman basma da fistan giyemem amman’ diyecekler, biz zeytinyağını beş kuruşa onlara verip margarine yumulacağız. Yumurta kolesterol yapar diyecekler, biz süt tozu içeceğiz. Türk kahvesi değil ‘üçü bir arada’yı yudumlayacağız. Hamburger yiyip, kola içeceğiz. Onlar ‘GDO faydalıdır’ derlerse (ki diyorlar) bebeklerimizi onunla besleyeceğiz.
Bilimsel olarak maymundan, domuzdan veya leşten elde edip adı değiştirilmiş katkıları tavsiye edecekler, biz ise bunu eleştiremediğimiz gibi, Maide Suresi’nin 3. Ayet-i Kerimesini okuyup “ Murdar hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilmiş, boğulmuş, vurularak öldürülmüş, yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanarak öldürülmüş hayvanlarla, yırtıcıların yediği hayvanlar, dikili taşlar önünde boğazlanmış hayvanlar … size haram kılındı” bunlardan sakındıramayacağız.
ÇAĞRI
Son sözümüz, kıymetli Cumhurbaşkanımız ve muhtereme eşleri Emine Erdoğan Hanımefendiye. Bu tekliften haberiniz var mı bilmiyoruz. Lütfen müdahale ediniz. Vesselam!
Can Kemal ÖZER
Kaynak: Yazının Tamamı Gerçek Hayat dergisinde/ 29 Haziran 2020 tarih ve 1027 / gzt.com/gerçek-hayat
Gıda Hareketi Takip Sayfası: / http://www.gidahareketi.org/takip/