Bundan 10 ya da 15 yıl önce Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde bir konferansa katılmıştım konferansın konusu “Şehitlik ve şehadet!” idi. Konuşmacı ismini hatırlayamıyorum, şu soruyu sormuştu salonda bulunan haziruna. “Kimler şehit olmak ister?” Herkes parmağını kaldırmıştı. Biz şehit olmak isteriz!” diye. Konuşmacı salona şöyle seslendi. “Sizden Şehit olmaz. Çünkü Sizler dünyayı çok seviyorsunuz, sizler makamı, mevkiyi, itibarı, eşyayı çok seviyorsunuz. Yüreğinde dünya sevgisi, makam sevgisi eşya sevgisi olanlar Şehit olmaz, olamazlar” diye konuşmuştu.
***
Evet, makamlar ateşten gömlektir. Makama gelen kişiler geniş davranırlarsa yani X Large davranırlarsa Şehitlik makamını biraz zor görürler gibime geliyor. İşte Halife Hz. Ömer bunu bildiği için geceleyin gidip kimsesiz yaşlı ninenin çamaşırlarını yıkıyordu. Ya Halife Hz Ali’ye ne demeli O da geceleri ekmek alır çıkar sokakta aç olan var mı? diye karanlık yerlerde aç insan arardı, fakir arardı onlara ekmek dağıtırdı. Onlar şehitliğe susayan, şehadete koşan yiğitler idiler.
***
Bugün her yerin bir Mülki amiri, bir Belediye Başkanı, bir Emniyet Müdürü, bir Zabıta Müdürü, bir sağlık müdürü gibi yöneticileri vardır. Bunların görevleri ve sorumlulukları çok büyüktür. Örneğin belediye başkanına eskilerimiz şehri Emin demişler. Yani Şehrin en emin, en güvenilir kişisi demişler. Peki, her Belediye Başkanı şehri Emin gibi davranıyor mu? Belediye başkanları bu soruyu kendilerine sorarlar mı? Örneğin 500 kişi çalışması gereken bir belediyede 3500 kişi çalışır ise şayet bu kul hakkına girmez mi? Bu milletin vergilerini yandaş, yoldaş, oy uğruna birilerine kıyak geçerek, torpil yaparak maaşlı olarak çalıştırırsa ve belediyeyi borç batağına sürükler ise şayet o belediye başkanının hali nice olur.
***
Düşünün bir ilçe var ve o ilçede binaların bir kısmı çok eski. Depremden önce yapılmışlar. Bazılarının kolonlarını vatandaşlar kesmişler (Yeşilyurt Apartmanı’nda olduğu gibi) Belediye başkanının, yetkili kadroların bunları tespit etmek ettirmek bir Asli görevi değil midir? Böyle binaları derhal boşaltıp o insanları olası yıkımda ölümden kurtarmak her şeyde evvel bir insanlık görevi değil midir? İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı bizlere buradan gelmemiş midir?
***
Bir başka örnek daha verelim. İnsanlara tek tırnaklı eti yediriyorlar hatta domuz eti bile yedirenler var. Devletimiz var olsun. Bu konuda ciddi adımlar ve cezalar uygulamaya başladı. Allah korkusu olmayan ve gözünü haram hırsı, para ve dünya hırsı bürüyen vatandaşlar bu tarz hileye harama müracaat ediyorlar bunlarla ilgili çok daha ciddi yerel idarecilerin takipler yapmaları denetlemeleri görevlerini yerine getirmeleri gerekiyor Bu onların Asli görevidir.
***
Makamlara gelen kişiler şunu iyi bilmelidirler. Aldıkları maaşlarda yüz binlerin, milyonların hakkı ve ahı vardır. İnsanlar kendi sigorta primlerini devlere ödeyemezlerken, çocuklarının boğazlarından kesip devlete vergilerini verip yurttaşlık görevlerini yerine getirirler. İşte bu vergilerle insanların başlarına geçenler her sabah işe gider iken “Köylü milletin efendisidir.” Cümlesini sıkça tekrarlayıp, üzerlerinde hakları olan insanlar için var güçleri ile çalışmak zorundadırlar. Yani geniş davranmaya X Large davranmaya hiçbir idarecinin hakkı yoktur.
***
İyi insan olmanın yolu korkak yaşayıp olumsuzlukları görmeyip, üzerini kapatmaktan mı geçer? Yoksa Allah’ın emri üzere dosdoğru yaşayıp, zalimlere ve hainlere karşı cesurca üzerlerine gitmekten mi geçer? Rahmetli şehit vali Recep Yazıcıoğlu’nu hatırlarsınız değil mi? Allah rahmet eylesin. Onu efsane yapan ve şehadete kadar götüren şey, cesareti ve adaleti idi. Köylünün yani halkın efendisi olduğunu, maaşının onların alın teri ile geldiğini bilerek ve inanarak şehadete koştu. Bu yüzdendir ki, her Cuma namazında hutbede “Allah adaleti, iyilik yapmayı emreder…” Diye devam eden ayet okunur. Ne hikmetse daha camiden çıkmadan o ayette ki emir unutulur bile.
***
Bakın 3 günlük dünyada yaşayan fani kullarız. Bir yanda virüs tehlikesi, öte yandan depremin ayak sesleri bizlere her gün ölümü hatırlatıyor. Yediğimiz GDO lu kanser eden ürünlerden ve 5G teknolojisinin zararlarına ise hiç girmeyeceğim. Akıllı insan hem Dünyaya hem de ahirete çalışan insandır. Siz siz olun geldiğiniz yeri ve gideceğiniz yeri hatta Dünya’ya donsuz gelip, donsuz gideceğinizi hiç unutmayın he mi?
En kalbi sevgilerimle…/ www.ilcemhaber.com
İLÇEM GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ / AYTEKİN YAŞAR