Önce size toplumlar için egemenlerin hazırlayıp parça parça uyguladıklarının bir adımı olan, gelecek nesillerin eğitimi ile ilgili Doktrinlerin bir kısmını içeren bu kısa yazıyı sunayım.
Eğer bu ŞOK doktrini daha önceki uygulamalarda olduğu gibi işlerse çok ciddi bir “eğitim” problemi ile karşı karşıya kalacağız demektir.
Üstelik Yapay Zeka ile Orta öğretim ve Üniversiteler büyük oranda Boşa düşüyorlar. Artık eğitilecek çocukları istihdam edebileceğimiz alanlar gerek kalmayacak yani YOK. Onları eğitmenin de anlamı yok. Onlara masraf yapmanın da anlamı yok.
(Siz hala gelecekteki var olacağını söylediğimiz eğitim sisteminin, Ailesiz toplum(Modern Family) hedefi ile Türkiye’ye imzalatılan İstanbul Sözleşmesi’nin bağlantısını kuramadınız mı?)
Küresel sistemin çarkları arsında ki Devletler, sırtlarında büyük bir kambur olan eğitimden ve onun masraflarından kendilerini sıyırma yoluna gidecekler. Geriye sayım EBA ile başlamıştır.
Uzaktan eğitim denen uygulamanın adeta bir komedi olduğunu tamamen ciddiyetten uzak aldatmaca olduğunu fark edeceğimiz günler gelecektir. Ancak bunu fark ettiğimizde çocukları gönderebileceğimiz okullar olmadığını ve eğitimin büyük oranda özelleştiğini de fark edeceğiz demektir. Bu durumda çocuklarını fiili olarak okutmak isteyenler Özel okullara göndermek zorunda kalacaklardır. Gelir düşmesi, enflasyon ve özel okul fiyatlarının çok yüksek kalması ile sadece çok yüksek geliri olan ailelerin çocuklarını okutabilecekleri bir döneme giriyoruz, kanaatindeyim. Çok zengin ailelerin çocukları, zaten iyice azalan sistemin işleyişi için gerekli yönetici elemen ihtiyacını fazlası ile karşılayacaktır.
Şimdi de bizlere ders vermesini ümit ettiğim Malik Bin Nebi’den yaptığım alıntıyı beraberce hatırlayalım.
ÖNÜMÜZDE BİR VİRÜSTEN ÇOK DAHA BÜYÜK SORUNLAR VAR.
Malik bin Nebi, 1930’larda Nazi Almanya’sının etkisi ile Fransa’da “tek vatan, tek millet, tek dil …” ideolojisi hayata geçirilip eğitimin Tek Tipleştirilmesi (tevhid-i tedrisat) kararı alınınca Fransa’da yaşayan Cezayirli zenginlerini dolaşmaya başlıyor: Onlara, “Bu uygulanırsa bir kuşak sonra ne dinini ne örfünü ne dilini bilen Arap genci kalmaz. Kendi alternatif çözümlerimizi bulmalıyız” diyor.
Ancak Fransa’nın Cezayirli zenginleri buna 2 sebeple karşı çıkıyorlar:
1-Bunu yaparsak Fransız Devletinin öfkesini üzerimize çekeriz.
2- Zaten bunun için yeterli kaynağımız yok.
Ve Cezayirli zenginler, ellerindeki serveti hanımlarını çölde serin serin gezdirebilmek için klimalı Rols Royce arabalara harcamayı tercih ediyorlar.
Aynı sorunla karşılaşan Çingeneler sokaklara dökülüp yürüyüşler yaparak durumu protesto ediyorlar.
Yahudiler ise ne bir yürüyüş yapıyorlar, ne de herhangi bir köşe yazısı ne bir itiraz dilekçesi kaleme alıyorlar.Peki ne mi yapıyorlar işte bu alternatif plan ile gelecek nesillerin eğitimini belirsizliğin ellerine bırakmıyorlar,buyurun.
İlk geceden toplanıyorlar ve kimin evinin geniş olduğunu, kimde yeterince sandalye olduğunu, kimin servis yapabileceğini kimlerin öğretmenlikle vazifelendirileceğini tespit ediyorlar. Bir ay içinde ilk okuldan liseye kadar tüm eğitim programları sessizce işlemeye başlıyor. Lise seviyesinin üzerinde olanları da ABD’ye burslu gönderip okutmanın yolunu hazırlıyorlar.
70’lere gelindiğinde bırakın Fransa’yı Cezayir’de bile Arapça bilen genç bulmak zordu. Çingeneler Fransa toplumunda neredeyse tamamen yok olmuşlardı. Yahudiler ise 5000 sene sonra İsrail Devleti’ni kuracak ve yaşatacak güçlerini muhafaza etmişlerdi.
(Malik Bin Nebi’nin “Düşünceler” isimli eserinden aklımda kaldığınca uyarladım.)
Keşke okulların (en azından fakirler için) eskisi gibi olmayacağını şimdiden görsek ve çözüm aramaya bir an önce başlasak.
Ahmet Hakan ÇAKICI