“SÖYLESEM TESİRİ YOK SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL”
YİNE DE SÖYLEMELİYİM.
TARİHİ YAPILARIMIZI YIKMADA ÜZERİMİZE YOK…
ONLARCA HANI, HAMAMI, ONLARCA TARİHİ EVİ, ŞEHİR SURLARINI VE TARİHİ YAPIYI YIKMIŞIZ. KİMLİĞİMİZ YOK EDİLİYOR.
YETSİN ARTIK.
URFA’DA YİRMİ BİR OSMANLI HAMAMINDAN ON İKİSİNİ YIKMIŞIZ.
GERİYE KALAN DOKUZUNDAN SADECE;
– SERÇE HAMAMI HAMAM OLARAK FAALİYETTE.
– VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NCE RESTORASYONU YAPILAN VELİ BEY HAMAMI KISMEN KUMAŞ MAĞAZASINA KİRALANMIŞ VE KORUNUYOR.
– RESTORE EDİLEN VEZİR HAMAMI TURİZM AMAÇLI (RESTORAN) KULLANILIYOR
– DİĞER ALTI ADEDİ KADERİNE TERK EDİLMİŞ OLUP YIKILMALARI BEKLENİYOR.
URFA’YA “TURİZM ŞEHRİ” DİYORUZ.
DENİZİMİZ YOK, ORMANIMIZ YOK, DOĞAL GÜZELLİKLERİMİZ YOK.
SADECE PEYGAMBERLERİN AYAK İZLERİ (İNANÇ TURİZMİ), TARİHİ YAPILARIMIZ, ÖREN YERLERİMİZ VE ARKEOLOJİK KAZI ALANLARIMIZDAN DOLAYI TURİST ÇEKİYORUZ.
URFA BAŞTA OLMAK ÜZERE HARRAN, BİRECİK, SİVEREK GİBİ TARİHİ KENTLERİMİZİ HABİRE TAHRİP EDERSEK, BETON YIĞINLARINA DÖNÜŞTÜRÜRSEK TURİST URFA’YA NE İÇİN GELECEK?
Urfa’da özel şahıs mülkiyetindeki sekiz adet hamam; kamu kurum ve kuruluşlarımız, belediyelerimiz ve mahallî idare birliklerimiz tarafından KAMULAŞTIRILMALIDIR.
Ya da restorasyonları için mülk sahiplerine mali destek sağlanmalıdır.
Kamulaştırmada ve restorasyonda kısmen de olsa taşınmaz kültür varlıklarının korunması ve değerlendirilmesi amacıyla emlak vergisinin %10’u oranındaki katkı payında biriken fondan yararlanılmalıdır.
ARTIK YIKANMA AMAÇLI TERCİH EDİLMEYEN BU HAMAMLAR RESTORE EDİLDİKTEN SONRA;
SEMT KÜTÜPHANESİ, GELENEKSEL EL SANATLARI MERKEZİ, RESİM SERGİ SALONU, RESSAMLAR/HATTATLAR ATÖLYESİ, URFALI EDEBİYATÇI VE ŞAİRLER MÜZESİ, KEÇE MÜZESİ (KEÇECİ HAMAMI) V.B. İŞLEVLERLE KÜLTÜR VE TURİZMİN HİZMETİNE SUNULMALIDIR.
YIKTIĞIMIZ URFA HAMAMLARI:
Paşa Hamamı (Yıldız Meydanında idi), Samsat Kapısı Hamamı, Hacı Beg Hamamı (11 Nisan Kurtuluş İlkokulu yerinde imiş), , Muharrem Hamamı, Meydan Hamamı, İbni Maktül Hamamı (Bey Kapısı’nda Mahmutoğlu Kulesi kuzeyinde, kalıntıları Kent Müzesi olarak kullanılıyor), Mencek Hamamı, Karaburç Hamamı (Harran Kapı Mahallesinde imiş), Danakovan Hamamı (Haşimiye’de Mevlevihane’nin batısına bitişik imiş), Halil’ür Rahman Hamamı (Balıklıgöl’de bugünkü amfitiyatro’nun yerinde imiş), Kuloğlu’nun Hamamı (Saraçlar Çarşısı civarında imiş)-, Ayaklı Hamam (Sarayönü’ne adını veren Osmanlı Hükümet Sara’yının kuzeyine bitişik imiş).
GÜNÜMÜZE ULAŞAN URFA HAMAMLARI:
Arasa Hamamı (İsotçu Pazarında),Veli Bey Hamamı, Sultan Hamamı, Vezir Hamamı, Cıncıklı Hamam, Serçe Hamamı, Şaban Hamamı, Kızlar Hamamı (Cıncıklı Hamam bünyesinde) ve Keçeci Hamamı (Sultan Hamamı bünyesinde) adlarındaki dokuz adedi günümüze Ulaşmıştır.
YIKMAYALIM YETER..
-Ortaçağ’ın güzel şehri Birecik 60-70 yıl öncesine kadar sularıyla, tarihi sokakları ve evleriyle, kayıkhanesiyle kesme taş mimarinin özgün örneklerini barındıran güzel bir şehirdi.
Bugün ise bunların yerini alan briket yığınlarının oluşturduğu çirkin bir şehir.
Belki de briket mimarinin dünyadaki en çirkin örneği.
Gideni geri getirmekten vaz geçtik..
Geri kalan tek tük örneği yıkmayalım yeter.
Tarihi yapılar bu yurtta 1000 yıllık tapu senetlerimizdir. Kimlik kartımızdır. Yıkıp yok ederseniz kimliksiz kalırsınız.
SALLA BAŞIN AL MAAŞIN
….yöneticinin kabiliyeti ve görev aşkı ile ilgilidir. Vatan hainlerinin uydurduğu “SALLA BAŞIN AL MAAŞIN” düşüncesi ile çalışırsan olmaz elbette.
Halfeti, göl kenarında olmasına rağmen çevresindeki tepeler çıplak.
Bu işe gönül vermiş valiler gördük.
Sayın KADRİ EROĞAN, tarihi yapıları yıktı ama bunun yanında Tılfıdır ve Külaflı tepelerini ağaçlandırdı.
Sayın KEMALETTİN GAZEZOĞLU Atatürk Ormanı’nın temellerini attı.
Sayın ZİYAEDDİN AKBULUT, Akabe ve Yenice ağaçlandırmasını yaptı.
Sayın MUZAFFER DİLEK Bugünkü Cumhuriyet Parkı’nın imara açılmasını engeleyerek o alanda çeşitli meyvelerden binlerce ağacın yer aldığı Şehit Nusret Bey Meyve Bahçesi’ni oluşturdu.
Ziyaeddin Bey ve Muzaffer Bey’in kültür, sanat, eğitim ve tarihi eserlerle ilgili eşsiz çalışmalarını saymıyorum bile. Demek ki neymiş; “SALLA BAŞIN AL MAAŞIN” safsatasına uymaz, çalışırsan oluyormuş.