Gün yok ki; eşini 20 yerinden bıçaklayan Tuğba’ların, yüzüne kezzap atılan Asiye’lerin, cinnet geçiren ve psikolojik hastalığından dolayı askeriyeden atılan tanımadığı üç kişiyi rastgele katleden, doğan tabunun veya eşini boğazından kesip, kıyma makinasında parçalayıp çöplere atan ve attıktan sonrada kahvede rahatlıkla çayını yudumlayan, son olarakta milletin ve çocuğunun önünde canlı canlı öldürülen Emine Bulut’ların haberlerini almayalım.
Saysak sayfalar dolusu, hepsi de hepimizin kanını donduran olaylar ve katliamlar azalmasını beklerken de her gün şiddetini artırarak çoğalan katliamlar…
Gazeteci Cemal Kaşıkçı katledildiğinde bu caniliktir ve vahşettir deyip protesto etmiş, hâlbuki Kaşıkçı canilerinin daha beteri sokağımızda, caddemizde hatta evimizin içinde bizler bu suç makinalarıyla veya tıp diliyle yıkıcı davranış bozukluğu olan bu canilerle yaşamak zorundamıyız?.
Aslında kalubeladan beri ölüm ve katliamlar olmuştur ve de olacaktır.
İnsan fıtratı gereğidir, ama hiç böylesi sosyal yapının kodlarını bozan olmamıştır. Hiç dikkat ettiniz mi; bilmiyorum. Her şiddet olayından sonra Facebook’ta, Twitter’da, TikTok’ta ve Instagram’larda şiddeti kınayan ve lanetleyenler kadar, şiddete prim verenler var.
Bu nasıl bir ruh halidir; sanki hünerli bir şey yapmış gibi ölmekte olan bir annenin ve annesini kaybeden bir çocuğun feryadını çekip, sayfasında yayınlayanlar var.
Ölenler öldü bize de rahmet söylemek düşer de, ya bizim halimiz ne olacak.
Bir rahmet, bir dua ile veya iki günlük üzüntü ile bu işi bitirebilecek miyiz?. Vallahi bitmez billahi bitmez.
Bu kangren olmuş. SOSYAL VE TOPLUMSAL BİR PROBLEMDİR. Mesela ölenlerden çok geride kalanlarda, hiç kimsenin can güvenliği olmadığı gibi bir çoğumuzun da psikolojik ve ruhsal sağlığı tahribat olmuş, pimi çekilmiş bir insan olarak yaşamakta değil miyiz.
Zira o caniler de bizlerin arasından birileri değil miydi. Madem toplum bu kadar rahatsız bu memleketin o anlı ve şanlı entelektüelleri nerede ,hani bu zatlar münevver, aydın, bilgili, hakikat peşinde koşan, toplumun sosyal ve psikolojik değerlerini bilen kişilerdi.
Türkiye aleyhtarlığı bildiriler, terör ve teröristleri savunan raporlar hazırlayacaklarına üniversitelerinde toplumun bozulan bu SOSYAL VE PSİKOLOJİK yapısı üzerinde çalışmalar yapıp, devletin Sağlık, Emniyet, Milli Eğitim ve Maliye gibi kurumlarını raporlarıyla neden uyarmıyorlar.
Kim tahlil edecek bu toplumu, kim bozulan bu sosyal yapıyı teşhis edecek.Bu üniversiteler ne işe yarar, bu STK ‘lar ve vakıflar ne yaparlar neden, şiddet içeren her türlü Televizyon, Basın ve Tiyatro yapıtlarına gerekli uyarı ve protestolarını yapmazlar,
Niçin Milli Eğitim başta olmak üzere aile, insan, hayvan ve tabiat sevgisini neden beyinlere işlemezler, bilgi hamalları yetiştireceklerine SEVGİ- MERHAMET-ŞEFKAT -VE İNSAF DOLU bireyler daha özü adam gibi Adem yetiştirmezler…
Bilgiye ulaşmak, bu çağda kolay ama SEVGİYE emek gerek.
Sevgiyle buluşmak üzere…
Hoşçakalın…
AHMET AL