Başta nefsim olarak hiç kimse ayranım ekşidir; demiyor. Sorsan herkes iyi, herkes yetenekli ve saygın madem herkes iyi bu toplumun ızdırabı ve sıkıntısı neden acaba çünkü iyilik ve hayrı farklı değerler penceresinden bakarak değerlendirmeye başladık. Cemil Meriç’in dediği gibi “İyilik eden mükafat bekliyorsa tefecidir “ ama doğru değilmi? Hepimiz ufak bir yardımı hemen alacak hanemize yazmıyormuyuz. Hatta son gittiğim bir nikâh merasiminde gelin ve damada gelen hediyelerin ve yardımların isim kayıtlarının yapıldığını görünce eyvah dedim. Yardımlarda kayda alınıyor. Halbuki bir elin verdiğini diğer elin bilmemesi gerekirken veya yardım etmiş isen Marcus Aurelis’un dediği gibi “ Birisine iyilik etmiş isen daha fazla ne istiyorsun” dememiz gerekmiyor mu?
Her iyilik bir ahlak değerinin eyleme geçmiş halidir. Ahlak değerlerimizi gerçekten kendimizle kaldığımızda sorgulayabiliyormuyuz? Gerçi yalnız kalmakta zorlaştı, ya her dakika Facebook- Twitter- Whatsapp bizi, bize bırakmıyorlar.
Kendimizle olduğumuz zaman hiç kendimizi fakirin-fukaranın- garibanın-yetimin-mazlumun yerine koyup acaba bu insanların yerinde şimdi ben olsaydım ne his ederdim veya ne tepki verirdim dediğimiz oluyor mu; yani empati yapabiliyormuyuz veya Yunus gibi “ Sen sana ne sanursan, ayruğa da onu san “
Gerçekten Yunus gibi kendimize istediğimizi, başkasına da istiyebiliyorsak yoldayız, yolcuyuz. Bu yolculuk tek başımıza olmadığına göre de biz birbirimize muhtacız bir diğer ifade ile birbirimizin sığınağı ve ilticağahıyız.
Her birimizin fıtraten iyi ve kötü ahlakı vardır. Önemli olan fren irademizi kötüde iyi kullanmaktır. Islahı içinde iyilerle olmak ve iyilik eylemleriyle hayatımızı kuşatmaktır.
Dinimizde iyilik ve kötülüğün bir bedende varlığını tahlil ederken “ İyilik ve kötülük bir olmaz. Sen ( kötülüğü) en güzel olan bir tarzda sav o zaman ( görürürsün ki ) seninle arasında düşmanlık olan adeta sıcak bir dost olmuştur. ( Fussilet süresi 34.Ayet) ayette de görüldüğü gibi iyilik emrediliyor. Kötülüğü de iyilikle defini emrediyor.
Yoksa ki; kötülüğü kötülükle savmak iyi insanın hali değildir. Kötülüğü iyilikle savmak iyi insanın halidir. Aynı zamanda bir ihsandır.
İyiliği iyi anlamak lazım ve tanımak lazımdır. İyilik, kötülük gibi kendini tanıtmaz, sessizdır, mütevazıdır. Kendini pek duyurmaz, bağırmaz, çağırmaz, alçak gönüllüdür. Gönlü alçak olanların da hep yüreğindedir.
Şimdi bu zaviyeden bakarak diğarkamlığımızı değerlendirip, başka insanların üzerinde etkisini ve eylemini görebiliyorsak ne mutlu bizlere selam olsun. Benden çıkıp biz olanlara…
Ahmet AL
18/10/2020
Allah razı olsun, insanı düşünmeye davet ve teşvik eden bir yazı.