Yaklaşık 35 yıldan beri, bir ekonomik sarmal almış başını gidiyor. Enflasyon-Faiz ve kur.
Faizi düşürürler kur artar, kur arttığı içinde enflasyon yükselir. Ya da tersini yaparlar.
Çünkü biz ithalata dayalı gelişmekte olduğumuzdan, bizim yumuşak karnımız kur’dur ve faiz’dir.
Bu kadar ekonomistler var, bilmezler mi ki her defasında aynı şeyi yaparak veya deneyerek farklı sonuçlar alınamadığını. Bir seferde biraz beyin yorup ta acaba bu sarmaldan kurtulmanın başka bir formülü yok mu? Veya bu işi ehline verelim demezler mi?
Ülkenin Merkez bankası var ama başkanı belli değil. Başkanın adı var ama yetkisi yok.
Dün; Faizleri enflasyonun altına indirmeyiz. Önce enflasyonu indirir, sonra faizleri indiririz diyen Merkez bankası bugün bir bakıyorsun başkasının ağzı ile faizi indirmiş.
Yine Faiz-Kur (dolar)-Enflasyon sarmalında kaybolunmuş.
Dolar yükseltilince, üretim giderleri dolar ile birlikte yükseliyor, böylece enflasyonda yükselmiş oluyor. Dolayısı ile fiyatlar artmış ve para devalüasyona uğramış, vatandaşın alım gücü aşağıya çekilmiş oluyor. Ondan sonra hükümet marketlerde raf polisliğine soyunuyor. Adres yanlış!!!
Fiyatları marketler düzenlemez. Serbest piyasa ekonomisinde fiyatı; üretim-arz-talep ve rekabet düzenler.
Sayın Tarım bakanım, vatandaşın temel ihtiyacı olan eti, sütü, sebzeyi, meyveyi ucuza yedirmek istiyorsan, marketlere değil, önce üretimi yani arz’ı arttırman gerekli… Sonra rekabeti denetlemek ve devamında maliyeti süspanse etmeniz lazım.
Fiyatlarda aracılar yani tüccar, hal pazarları, kabzımallar vs. mutlu, Üretici ve tüketici mağdur. Bunların çözüm yolunu bulunmadıkça, tarlada 3 TL. olan incir raflarda 25 TL. olur. Tarlada 2 TL. olan domates raflarda 8-9 TL. olur.
Hiç kimseyi suçlamasın özellikle hükümetin başı; Yok efendim bu enflasyon, yok efendim 2001’den gelen sıkıntılardı. Yok Dünyada gıda enflasyonu vardı. Kimse topu taca atmasın. Bu hükümet değil miydi ki 2006’da enflasyonu en düşük seviyelere getiren. faizleri bilhassa konut kredilerini 7-8 lere çeken. İyiye iyi, kötüye de kötü demedikçe Hak’kı da bulamayız, çözüm yollarını da bulamayız.
Hiç oraya buraya çevirmeye gerek yok. Dün ekonomiyi düzenleyen bu hükümet, bugünde düzenleyecek… Mutfaktaki ocak yanacak, tencere kaynayacak. Can boğazdan, oy’da mutfaktan geçer.
Efendiler koyduğunuz hedeflerde yol uzun ama zaman kısa unutmayın. Bu milletin sabrı ferasetindendir, mazlumiyetinden değildir. Canını acıtmayın ve çözüm yolu bulun. Ne köprünüze, nede kanal İstanbul’unuza bakar.
Hayde rast gele…
PURA VİDA
Ahmet AL
28.09.2021