Yüce bir ahlak üzere gönderilen (kalem 4) Hz. Peygamberin hayatı güzel ahlakı tamamlamakla geçmiştir. Hz. Ayşe’nin ifadesiyle, Onun ahlakı Kur’an’dı. ‘’Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’’ (Hud 112), emri İlahi mucibince müstakimdi ve istikamette numune-i imtisaldi. Çünkü Onu Rabbi terbiye etmişti (Münavi).
Nebevi ahlakta teslimiyet, tevekkül, adalet, tevazu, merhamet, saygı, sevgi, fedakârlık, diğergamlık, hüsnü zan gibi hasletler hâkimdir. Aldatmak, yanıltmak, ihanet etmek, gurur, kibir, gıybet, dedikodu, argo, yalan v.b. hasletler muhaldir.
Hz. Muhammed (a.s.) güzel ahlakta zirvedir, ötesini ne tarih yazmış ne de insanlık şahit olmuştur, 63 yıllık hayatı seniyesinin her anı; en üstün ahlaki faziletlerle doludur. Onun yaşıtları, komşuları, arkadaşları, akrabaları ile ilişkilerinde tarih bir kusur kaydedememiştir, edemez çünkü O âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.
Bütün faziletlerin kişiliğinde toplandığı fahri kâinat, bir fakirin, asmasından koparıp getirdiği üzümü yerken, etrafındaki sahabeye ikram etmemesi dikkatleri çekmiştir. Üzümü getiren şahıs gittikten sonra ‘’siz yediğinizden bizlere de ikram ederdiniz, bu sefer ikramdan mahrum bıraktınız’’ diyen arkadaşlarına; ‘’Üzüm ekşiydi, size versem gayri ihtiyari belli ederdiniz, adamcağız da üzülürdü, bu nedenle sizlere ikram etmedim’’. Der nezaketin, zarafetin, düşünmenin ve düşüncenin zirvesi…
İki cihan serveri, bir kadının örüp kendisine hediye ettiği hırkayı giyer ve çok hoşuna gider, üzerinde hırkayı gören bir sahabi hırkayı isteyince -kendisinin ihtiyacı olduğu halde- çıkarıp ona verir (Buhari).
Nebevi ahlak yapıcıdır, inşa eder, olumludur ıslah eder, yaşatma temalıdır, temel hedefi insan ve insani değerlerin yaşatılması ve yüceltilmesidir. Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen katı, inat, vicdani duyarlılıktan mahrum, cahil ve cani insanlardan âleme muallim ve idareci çıkaran, bu üstün nebevi ahlaktır.
Nebevi ahlakta affetmek esastır. Hz. Hamza’yı şehit eden vahşiyi affeden, şehitlerin efendisi Hamza’nın ciğerlerini söküp çiğneyen Hint’i bağışlayan bu üstün ahlaktır.
İlk vahyin heyecanını yaşayan Hz. Peygambere teselli olmaya çalışan vefakâr eşi Hz. Hatice validemiz, nebevi ahlakı şöyle tarif eder: ‘’Endişe etme! Allah seni zayi etmez, çünkü Sen akrabayı gözetir, dosdoğru konuşur, âcize yardım eder, fakirin elinden tutar, misafiri ağırlar ve haksızlığa uğrayanlara arka çıkarsın (Müslim).
Peygamber ahlakıyla ahlaklanan ırkçılık yapmaz, şaka dahi olsa yalan söylemez, iftira etmez, ifrat ve tefritten kaçınır, zulmetmez, zalime eyvallah etmez, aldanır belki ama aldatmaz, bir hayat uğruna yalana tenezzül etmez.
Nebevi ahlakta beraatı zimmet esastır, iki taraf dinlenmeden hüküm verilmez, zan ile amel edilmez, tecessüs yoktur, gıybet haramdır. Bu Kur’ani ahlak hayatın hiçbir yerinde boşluk bırakmaz, ‘’bir işi bitirince ötekine başla!’’ (inşirah 7) emri esastır. Nebevi ahlakta fıtri olan müreccahtır, harama girmedikçe kolay olan tercih edilir.
Mekke’nin fethinde şehre girerken, bineğinin üzerinde çevkal misali iki büklümdür Hz. Nebi (a.s.)… Kendisine etmediğini bırakmayan şehrin zorbalarına tatlı bir tebessümle; ‘’serbestsiniz, bugün intikam yoktur.’’ Diyerek Mekkeli hasımlarını affetmiştir.
‘’ Allah’ı seviyorsanız peygambere uyun ki Allah ta sizi sevsin…’’ (Ali İmran 31).
Abdulgani Tekin