Hz. Musa’nın vefatından sonra, İsrail oğulları Filistin’e girdiklerinde tevhit ve tebliği bıraktılar. Putperest yerlilerin kötü alışkanlıklarını alıp onlar gibi yaşamaya başladılar. ‘’Rabbi öfkelendirdiler. Rabbi bırakıp Baala ve Astartilere kulluk ettiler’’(Hakimler 2:13).
Azgınlıkta ve ahlaksızlıkta dip yapan İsrail oğulları, Amos peygamberin (M.Ö. 787-747) tebliğine kulak asmadılar. Onu sürgün edip davetini yasakladılar. Bu azgınların üzerine Allah’ın gazabı indi. Asur Kralı Sargon üzerlerine yürüdü; binlercesini kılıçtan geçirip, kalanlarını da dağıttı.
Hz. Süleyman döneminde rahat bir dönem geçiren Yahudiler, Süleyman (a.s.)’ın vefatından sonra küfre saptılar. İşaya ve Yeremya peygamberlerin tüm çabalarına rağmen, küfür ve azgınlıkta ısrar ettiler. Allah, Babil Kralı Nabukadnazor’u üzerlerine musallat ederek onları cezalandırdı(M.Ö.589). Babil’liler İsrail oğullarının topraklarını işgal edip şehirlerini yerle bir ettiler. Kudüs’ü ve Hz. Süleyman mabedini yıktılar. Sokak aralarına girip erkeklerini bulup öldürdüler, kalanlarını da sürgün ettiler. Çevre topluluklar tarafında lanetlenen Yahudiler, her türlü zillete maruz kaldılar. Bu İsrail’in birinci yıkılışıdır.
Pers Kralı Hüsrev M.Ö.529’ da Babil’i alınca İsrail oğullarının yurtlarına dönmelerine izin veren bir kanun çıkardı. Hüsrev, İsrail oğullarına Süleyman mabedini tekrar inşa etme izni verdi. Toparlanıp rahata kavuşunca, yine rahat durmadılar, azgınlık ve taşkınlıklarını tekrarladılar.
Yahudiler Hz. Yahya’yı katlettiler. Islahlarına çalışan Hz. İsa’ya yapmadıklarını bırakmadılar. Yahudi din adamlarının tamamı sözbirliği ile Hz. İsa (a.s.)’ın idam edilmesini istediler. Hırsız Barabbas’ı mı, İsa’yı mı serbest bırakayım diyen Kral’a; hep bir ağızdan Barabbası bırak demeleri ile azabı hak ettiler. M.S.70’te Romalılar Kudüs’e girip Mabedi yıktılar. Titus, on binlerce Yahudi’yi kılıçtan geçirdi. Bir kısmını esir alıp maden ocaklarına gönderdi. Kadın ve çocukları başka yerlere dağıttı. Yahudiler yüzyıllarca Kudüs’e giremediler. Bu da İsrail’in ikinci yıkılışıdır.
İngilizlerin teşvik ve desteğiyle 1917 den itibaren Filistin’de toprak almaya başladılar. 1947 ye kadar sürekli huzursuzluk çıkararak topaklarını genişlettiler. 1948 de devletlerini ilan ettikten sonra daha da azdılar, alt şuurlarında gizledikleri büyük İsrail hedefleri doğrultusunda savaş, katliam ve gözyaşına sebep oldular. Bayraklarındaki siyon yıldızının alt ve üst(Nil ve Fırat) çizgisi ile ima ve işaret ettikleri sözde vadedişmiş topraklarda hâkimiyet kurmak için, her türlü haksızlık ve hukuksuzluğu meşru gördüler. Amerika’dan cesaret ve güç alarak B.M nin hiçbir kararına uymadılar. Bölgeyi yangın yerine çevirmekten çekinmediler.
Hz. Musa’nın önderliğinde, Kıptilere köle olmaktan kurtarılan, imkân ve nimet verilen, yurt vaat edilen Yahudiler; azınca, inkâra sapınca, peygamberleri katledip cumartesi yasağını çiğneyince bütün haklarını kaybettiler. Çünkü nimet ve vaat, itaat mukabilindeydi.
Filistin toprakları üzerinde 3000 yıllık hak iddia eden bu terör devletinin iddiası ile amel edilirse; Avusturalya Aburcinlerin, A.B.D. Kızılderililer ile Boom’larındır. Bu mantıkla, Trump’un A.B.D. yi derhal terk edip göç ettiği yere geri gitmesi gerekir. Ki; İsrail oğulları Mısırda köle iken, Filistinliler orada yaşıyordu. Hiçbir gerekçe; Yahudilerin Filistin’de işgalci olduklarını, İsrail devletinin korsan bir terör devleti olduğu gerçeğini değiştiremez.
Haksız, Hukuksuz uygulamaları ile Filistin’de gerçekleştirdiği soy kırımla, nefretleri Yahudilerin üzerine çeken İsrail terör devletidir. Antisemitizmin müsebbibi ve önde gideni, katil İsrail ve suç ortağı A.B.D. dir. Zulme dur demeyi antisemitizm olarak göstermek bir İsrail taktiği ve kurnazlığıdır.
‘’İngiliz mektebi idadisinde çalışan Hindistan’ın kabiliyetli evlatları, İngiliz mektebi mülkiyesinde ders alan Mısırın zeki evlatları, Rus mektebi Harbiye’sinde talim gören Kafkas ve Türkistan’ın bahadır evlatları tahsil ve talimlerini(tamamlayacaklar)’’ tamamladılar. Anadolu’nun bağrından çıkan yiğitlerle bir ve birlik olup İslam’ın sancağını; Allah’ın inayeti ile en yüksek burçlara dikip, İslam ümmetinin makûs talihini terse çevirip, hikmeti ezeliyenin sırrını ilan edecekler. Şımaran, kuduran katil İsrail’in beklenen, üçüncü ve son yıkılışı çok yakındır.
Mescidi Aksa; İsranın gerçekleştiği, Miracın vuku bulduğu, İslam’ın ilk kıblesi ve üç kutsal mescidinden biridir. Mescidi Aksa, Hz. Ömerin hatırası, Selahaddin Eyyubi’nin rüyası ve hayatının gayesidir. Yavuz Sultan Selimin emaneti, Sultan Abdülhamit’in hassasiyetidir. Müslümanların namusu, gözbebeği, kırmızıçizgisi ve olmazsa olmazıdır. Mübarek kılınan çevresi de Kudüs’tür. Kudüs İslam’ındır, Filistinlilerin ebedi vatanıdır. Yahudilerce işgal edilmiştir. Bu işgal ve gasp bitecek, Yahudiler geldikleri yerlere geri gidecekler. İnşa edilen kaçak ve korsan konutlarda, Filistin şehitlerinin yetimleri oturacak, terkedilen fabrikaların başına geçip işletecekler. Çünkü zulüm ebed müddet değildir.
Bu coğrafyada barış ve huzur, sükûn ve selamet; Hakkın hâkim olması ile mümkün olacaktır. Hak gelince batıl zail olur, batıl yok olmaya mahkûmdur.
Abdulgani TEKİN
15/ ARALIK/ 2017