Ademoğlu beşer olarak yeryüzüne teşrif eder. Gayret edip kabiliyetlerini ilim ve irfanla besler, tahkim ve takviye ederse, eşrefi mahlukat payesine ulaşır.
DİN VE BEŞER
Ademoğlu beşer olarak yeryüzüne teşrif eder. Gayret edip kabiliyetlerini ilim ve irfanla besler, tahkim ve takviye ederse, eşrefi mahlukat payesine ulaşır.
İlmin kaynakları akıl ile nakildir. Naklin esası vahiydir. Vahyin muhtevası olan kurallar bütününe din-şeriat da denmiştir.
Sokratın “İnsan, dinden bağımsız bir ahlak sistemini gerçekleştirmeyi başaramamıştır.” İfadesi de beşerin vahye olan mutlak ihtiyacını teyit eder.
Bütün dinlerin ana hedefi hayatı kolaylaştırmak ve insanların mutluluğunu temin etmektir.
Din doğruyu, şeytan eğriyi, din adaleti, şeytan zulmü emreder.
Din Habil’ce yaşamayı, şeytan ise Kabil olmayı emreder.
Din dürüst kalmayı, dürüstlüğü tavsiye ederken, şeytan dalavereye, düzenbazlığa, sahtekarlığa saplamak için her türlü numara ve hilesini yapar, tuzaklarını kurar durur.
Din adaletle hükmedin der, insanlar arzularını, hırslarını, bencilliklerini, çıkarlarını adaletin yerine koyup zulmeder, zulmüne kılıf arar, zulmetmeyi hak iddia eder. Nefsini avukat tutup denaet ve şenaatlerine beraat ister.
Din “Oku” der, insanlar okumaz, cahil kalmakta karar kılar, cehaleti marifet bilip ısrar eder.
Din “Temizlik imandandır” der, insanlar pasaklı, paspal olarak yaşamayı hüner sanır, bununla yetinmeyip çöpünü sağa sola, petini denize atar, doğayı kirletir, ekolojik dengeyi tahrip eder, bunun için elinden geleni ardına koymaz.
Din kimse hırsızlık yapmaya cesaret etmesin diye; “hırsızın elini kesin” der, hümanistler, kapitalistler, emperyalistler, komonistler ve hırsızlar hep bir ağızdan “hayır”der, karşı çıkar.
Din evli olduğu halde zina yapanı taşlayarak infaz edin, evli değillerse yüz sopa vurarak cezalandırın der, aynı kesim hep bir ağızdan “olmaz”deyince, ortalık fuhuş ve fahişelerden geçilmez.
Din paylaşın, yardımlaşın, “komşusu açken tok yatan bizden değildir” der. İnsanlar “hep bana” deyip bencillik eder. “Ben toksam mesele yok” der.
Din ahlaklı olmayı, dürüstlüğü emreder, şerefli insanı önceler, insanlar para ve makamı önceler, kişiye giydiği ve bindiği ile hürmet edip önünde eğilir.
Halbuki din sen varlıkların en şereflisisin, Allah’tan başka hiçbir gücün karşında eğilme der.
Bütün dinler insanı yüceltir, ama insaların büyük bir kısmı basit menfaatlar uğruna eğilip alçalmayı tercih eder.
İradesi ile alçalmayı tercih eden alçaklara söylenecek laf, yapılacak bir şey yoktur.
“Cennet ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değildir.” Cennet kucağını açmış sakinlerini beklerken, Cehennem de dişlerini bilemiş zalimleri bekler.
Zalimler için yaşasın cehennem”!
“İyiler iyiliğine devam etsin kötüler belasını bulacaktır.”
ABDULGANİ TEKİN