Eğer tedbir alınmazsa, düşmanların ülkemizi işgal etmesine gerek kalmayacak, çünkü; vatan düşmanın istediği ve tasarladığı kalabalıklara intikal edecek.
“Zihinler işgal altındayken, toprakları kurtaramazsınız.”
BESLENDİĞİMİZ ŞEY KİMLİĞİMİZDİR
Maddi beslenme beden sağlığımızın gereği, manevi beslenme de ruh, söylem ve eylem sağlığımızın olmazsa olmazıdır.
Pazardan, manavdan aldığımız meyve ve sebze seçiminde gösterdiğimiz hassasiyeti, kimliğimizi ve kişiliğimizi oluşturan; kitap, yazı, dizi gibi kültürel besin kaynaklarımızda göstermeyiz. Halbuki okuduğumuz kitap genel kanaatimizi, gazete bakış açımızı, seyrettiğimiz dizi de sosyal davranışımızı şekillendirir.
Kur’an okuyanlarda sakin, halim ve mütevekkil bir kişilik tezahür ederken, batı kaynaklı, dünyayı önceleyen kitaplarla beslenen insanlar bencil, acımasız ve sadist davranışlar sergilerler. Vurdulu kırdılı Amerikan filimlerini seyreden insanlarda insaf ve merhamet duygularının zayıflaması kaçınılmazdır. Rüya tabirleri kitabını başucunda eksik etmeyen insanlar sabaha kadar saçma sapan rüyalarla boğuşurlar.
Zihinleri karıştıran, bakışları bulandıran kaynaklardan beslenen insanlar şüpheci, kararsız, kaygılı ve huzursuz bir kişiliğe bürünüp, tutarsız davranışlar sergilerler. Bu tür problemli karekterler toplumların kanayan yaralarıdır.
Ne ile besleniyorsak o oluruz. Öyleyse ne olmak istiyorsak onunla beslenmeliyiz. Bugün içinden çıkamadığımız arızalı kişilik ve hastalıklı sosyal davranışların sebebi sağlıksız beslenme alışkanlığıdır.
Asrın belası haline gelen çocuk istismarı, şiddet olayları, soğukkanlılıkla işlenen cinayetler, hırsızlık, gasp ve soygunların sebebi ve kaynağı yanlış beslenmedir.
Geleceğin sahipleri; erdem, etik, ahlak, saygı, şefkat, diğergamlık, fedakarlık, hak, hukuk, adalet, sadakat, samimiyet, ihlas, cömertlik gibi kavram ve değerlerle beslenen toplumlar olacaktır.
İlim, irfan ve bilgiden mahrum kalan toplumlar, birbirlerini çarpmak, dolandırmak ve sömürmek için yarışıp duracaklar.
İbadetlerin formel kısmını icra ederek vazifemizi yaptığımızı düşünürken, hakikatın özünden gafil, işin kışır kısmı ile meşgulken, birilerinin eteklerine tutunarak cennete gitmenin rüyasını görürken, çocuklarımızın ne okuduklarını, ne ile beslendiklerini, kimlerle arkadaşlık yaptıklarını ve nerelere takıldıklarını takip etmiyor, düşünmüyor ve tedbir almıyoruz.
Yeni nesil marifet ve fazilet ile ilgilenmiyor, irfan desen yabancısı…
Gençlik temel değerlerimizden uzak ve habersiz yaşıyor.
“Her doğan İslam fıtratı üzerine doğar”(Buhari), her fert doğuştan beyaz bir kağıt gibidir, üzerine ne yazarsak onu okuruz. Fıtrata doğruları ekersek, huzur ve mutluk biçeriz.
Çocuğuna “hadi babaya bir küfret” deyip kendisine küfrettiren babanın felaketi çocukları oldu, bunu üzülerek müşahede ettik. Arandığında, çoçuğuna “Babam evde yok de” diyen babayı, çoçuğunun yalancılığından şekva ile muzdarip gördük.
Evladını insani ve İslami değerlerle besleyenlerin de rahat ve huzurlarına şahit olduk. “Ne ekersen onu biçersin” misali…
Sosyal medya çöplüğüne müptela ve mahkum olan yeni nesil, beslendiği sosyal medyadan etkilenerek acayip, tuhaf ve “GDO” lu davranışlar sergiliyor. Toplu taşıma araçlarında, gençler arasında geçen konuşmalara baktığımızda; yanlış kaynaklardan beslenmenin vehametine şahit oluyoruz. Eğer tedbir alınmazsa, düşmanların ülkemizi işgal etmesine gerek kalmayacak, çünkü; vatan düşmanın istediği ve tasarladığı kalabalıklara intikal edecek.
“Zihinler işgal altındayken, toprakları kurtaramazsınız.”
İşimizdeki istikrar, evimizdeki huzur beslenme alışkanlığımızla direk bağlantılıdır.
Siyasetin rant ve kudreti ile beslenen, semiren, şımaran ve kuduran; kibirli, türedi bir nesil felaket olarak üzerimize geliyor…
İyi olmak için, iyi beslenmek lazım.
Allah bizi ve neslimizi kötü beslenmekten muhafaza etsin.
Abdulgani Tekin
abdulganitekin@hotmail.com