Afganistan, Orta Asya’nın güneyinde denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Doğu ve güneyde Pakistan; batıda İran; kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan; kuzeydoğuda ise Çin ile komşudur. 652 230 km² yüzölçümüyle dünyanın 41. en büyük ülkesi, kuzey ve güneydoğusunu düzlüklerin oluşturduğu dağlık bir ülkedir. AAfganistan’ın kuzeyi Güney Türkistan’da, Özbek-Türkmen, Şii Hazara Türkleri, Kırgız Türkleri soydaşlarımız yaşamaktadır. Bilindiği üzere Merkezi Afganistan’a Şii Hazar’a Türkleri hakim, Kuzey Afganistan’da Özbek ve Türkmenler, Başkent Kabil ve çevre illerde ise Tacik ve Hazara Türkleri, güneyde ise Peştunlar hakim ve çoğunluktadır. Tabi ki bu durum Afganistan’da son 42 yıldır süren istikrarsızlığın bölünmelere/kışkırtmalara açık olduğunu göstermektedir.
Afganistan yaklaşık 40 milyonluk nüfusunun çoğunluğunu Peştunlar, Tacikler, Hazaralar ve Özbekler oluşturur. Ülkenin başlıca doğal kaynakları şunlardır: kömür , bakır , demir cevheri , lityum , uranyum , nadir toprak , kromit , altın , çinko , talk , barit , kükürt , kurşun , mermer , kıymetli ve yarı kıymetli taşlar , doğalgaz , petrol ile birlikte keşfedilmemiş maden yataklarının 900 milyar dolar ile 3 trilyon dolar arasında olduğunu tahmin ediyor. Afganistan’da nüfusun %44,6’sını 0-14 yaş grubu oluşturmaktadır. Ortalama çocuk sayısı her 1 kadına 6,69 çocuk şeklindedir.
RUS SALDIRISI
1973 yılında Muhammed Davud Han’ın yaptığı darbe ile Afganistan’da cumhuriyet ilan edildi. 1978 tarihinde ise SSCB destekli darbe yapıldı, ancak SSCB bu hükümetten de memnun kalmayınca ülkeye askeri müdahalede bulundu. Bu müdahaleyi “İslami değerlere bir saldırı” olarak algılayan Afgan halkı, müdahaleye karşı direniş göstermek üzere ayaklandı. Direnişçiler İslami bir kaygı ile bir araya geldikleri için “Mücahitler” olarak anılmaya başlandı. SSCB işgaline karşı yapılan bu kalkışma konjonktür gereği ABD’nin de işine geliyordu. Bu sebeple ABD Mücahitlere silah desteği sağlarken Pakistan ve Suudi Arabistan da lojistik olarak eksikleri gideriyordu. Yaklaşık 10 yıl süren işgal, direnişçilerin zaferiyle 15 Şubat 1989’da sona erdi. 15 bin civarında askerini bu topraklarda kaybeden SSCB, on binlerce yaralı ve hasta askeriyle geri çekiliyordu. Bu direniş İslam Dünyası için büyük bir moral ve cesaret kaynağı olmuştu.
20 YIL AFGANİSTAN’DA KALAN ABD SİLAHLARINI BIRAKARAK İTLERİNİ ALARAK ÜLKEYİ TERK ETTİ.
Rusya’nın ülkeden kovulmasından sonra bir dönem (1996-2002)Taliban’ın iktidara gelmesine destek olan ABD ,20 Eylül 2001’de başkanı George W. Bush, Kongre’nin ortak oturumunda yaptığı konuşmada, 11 Eylül saldırılarından El Kaide’yi sorumlu tutarak ve “El Kaide liderliğinin Afganistan’da büyük etkisi olduğunu ve Afganistan’daki Taliban rejimini desteklediğini” belirtti. Böylece Taliban rejimini kınayan Bush, rejimden çeşitli taleplerde bulundu ve “müzakere ve tartışmaya açık olmadığını” söyledi: Ülkenin büyük ekseriyetini elinde tutan Taliban’a saldırarak ülkenin işgaline bahane olacak şu şartları öne sürdü.
El Kaide’nin tüm liderlerini ABD’ye teslim etmek.
Haksız yere hapsedilen tüm yabancı uyrukluları serbest bırakmak.
Yabancı gazetecileri, diplomatları ve yardım görevlilerini korumak.
Bütün terörist eğitim kamplarını kapatmak.
Bütün teröristleri ve destekçilerini uygun makamlara teslim etmek.
Terörist eğitim kamplarını teftiş için ABD’ye tam yetki vermek. ve böylece işgal hareketini başlattılar..
ABD’nin Afganistan’da 20 yıl süren en uzun savaşında 2 bin 400’den fazla Amerikan askeri yaşamını yitirdi
ABD, 20 yıl süren savaşta 2 bin 448 Amerikan askerini kaybederken, ABD için çalışan ve hayatını kaybeden Afganların sayısı da 3 bin 846 olarak kayıtlara geçti. Savaş’tan en fazla etkilenenler ise Afgan siviller oldu ve 47 bin 245 Afgan savaşta hayatını kaybetti.
Taliban karşısında yenilgiye uğrayan Afgan ordusunda 66 bine yakın asker hayatını kaybederken, Taliban ve diğer muhalif savaşçılar tarafında ise 51 bin 191 kişi öldü.Afganistan’da görev yapan NATO ve diğer ülkelerden ise 1144 asker hayatını kaybetti.
ABD ile Taliban arasında Şubat 2020’de varılan barış anlaşması çerçevesinde bu yıl uluslararası güçlerin Afganistan’dan geri çekilme süreci başladı.
ABD 1 Mayıs 2021’den itibaren 20 yıl Afganistan’da kalan ABD silahlarını bırakarak itlerini alarak ülkeyi terk etmeye çekilmeye başladıktan sonra Taliban, önce kırsaldaki karakolları ele geçirdi. Arkasından sınır kapılarının tamamını kontrol altına aldı. Büyük vilayetlere yönelen Taliban, büyük şehirleri fazla direnişle karşılaşmadan almayı başardı.
İlerleyişini sürdüren Taliban,15 Ağustos 2021 tarihinde başkent Kâbil’e girdi. Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk ederek Birleşik Arap Emirlik’lerine sığındı. Taliban şehre girdikten sonra başkanlık sarayına girdi ve burada örgüt yetkilileri Afganistan İslam emirliğini kuracaklarını ilan etti. Böylece 20 yıl sonra Taliban yeniden Afganistan’da iktidar oldu.
TALİBAN NEDİR, KİMDİR?
1996-2001 yılları arasın da iktidara ele geçiren Taliban’ın, Pakistan ve Afganistan’ın Diyobendi medreselerinde yetişen öğrencilerin kurduğu bir örgüt olduğu için bu isimle anılmaktadır. 2021 yılında 75.000 savaşçıları olduğu tahmin edilmektedir.
TALİBAN’IN MEZHEBİ NEDİR?
Bir İslâm ülkesi olan Afganistan’da nüfusun % 99’u Müslüman olup ekseriyeti Hanefî/sünni mezhebine mensuptur. Talibanın ağırlıklı olaran Vahhabi /selefi ameli etrafında hareket etmektedirler. Kuran-ı kerimde ki Şefaat Hükümleri ret eden ve kendilerinden başka herkesi tekfir eden sapkın ilan eden, Selefi- vahhabi Taliban’ın dışında Şîa’nın farklı kollarına mensup olanlar da % 15-20 gibi önemli bir oranı temsil etmektedir. Afganistan’da az sayıda Hindu, Sih ve yahudi de yaşamaktadır.
TALİBAN’IN AFGANİSTAN’IN SİYASETTEKİ GELECEĞİ
Rus işgali sonrası 1995 yılında Kabil’i ele geçiren Taliban güçleri artık Afganistan’ın yeni yönetici sınıfı oluyordu. Taliban, ilk defa organize olarak sahneye çıkmasından sonra sadece beş yıl içerisinde ülkenin %90‘nın kontrolünü ele geçirmişti. Taliban, Kabil’in kontrolünü ele geçirdikten sonra herhangi bir manifesto yayımlamamış; dış politika, ekonomi ya da kamu politiği hakkında herhangi bir yazılı plan ortaya koymamıştır. Tüm enerjisini, toplumsal hayatı düzenlemeye, kirli ticarete ve savaşa vermiştir.
Taliban yönetimi, kadrolarının devlet yönetme bilgi ve tecrübesinden yoksun olması sebebiyle kurumsal anlamda devlet kurumlarında bir yapılanmaya gitmedi/gidemedi. Bu sebeple de başarılı bir yönetim gerçekleştiremedi, Afgan halkının sorunlarına çareler üretemedi.1996’dan 2001 yılına kadar Afganistan’ı yöneten Taliban, dini yorumlama biçiminin katı olması ve ekonomik-siyasi başarısızlıkları sebebiyle de yönetim olarak çok kötü bir sınav vermiş oldu.
20 yıl sonra tekrar iktidar olan Taliban’ın Katar’daki Siyasi Bürosu’nun Başkanı Molla Abdul Gani Birader, geçmişin acı tecrübelerine gönderme yaparcasına “Kibirli olmamalıyız. Daha önce hiç sahip olmadığımız ağır bir sorumluluğumuz olacak. Şimdi imtihan zamanı.Şu anda ülkemiz insanlarının hizmet sunumu, güvenliği ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi açısından çok önemli bir sınavdan geçiyoruz. İnsanların hayatlarını ve geleceklerini nasıl koruyacağımıza ikna etmemiz gerekir.” ifadelerini kullandı.
HASILI KELAM
Bir dönem (1996-2002)ABD tarafından desteklenerek yönetimi alması sağlanan ve ülkenin büyük ekseriyetinde hükmeden Taliban’ın, o dönemde devlet kurumları ile bir hazırlığı ve işletecek kapasitesi nasıl ki yok idi ise bugün de yoktur. İktidar olsalar da muktedir olma şansları geçmişten ders çıkarmalarına bağlıdır; Gelin görün ki, Vahhabi-selefi itikadı amellere göre vahşi hareket eden ve kendinden başka tüm mezhepleri kafir ilan eden bu gurubun yapacağı en iyi ihtimalle batıl zihniyetlere İslam aleyhinde kullanılmak üzere malzeme olmak ve İslam’a-Müslüman’a zarar vermek olmasından endişe edilmektedir. Selefi örgütlerin Şii-Vahhabi idarelerin izinde yürüme tehlikesi devam etmektedir. Selefi- Vahhabi düşüncesi etrafın da hareket etmeleri halinde;Taliban’ın geleceği nokta, selefi-Vahhabi idarenin/iradenin hakim olduğu ülkeler misali Müslümanları hayal kırıklığına uğrattığı ve Taliban’ın da uğratma tehlikesinin var olduğudur.
ABD Rusya, Çin AB,İran bölgede hakimiyet için çalışmalarına devam etmekte iken, Türkiye’nin Pakistan ile birlikte Taliban idaresindeki Afganistan ile kuracağı iyi ilişkiler, Afganistan’ın yeniden kurulmasına katkıda bulunacaktır. Gazneliler, Harezmşahlar, Babürlüler ve Timurlular gibi Türk devletler o coğrafyada ortaya çıkışı bize tarihi görevler/sorumluluklar yüklemektedir; Dileriz İslami-İnsani hassasiyetlerin idarede hakim olacağı döneme kadar, kurulan kalleş tuzakların ve kanlı senaryoların figüranı olmazlar.
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni