Kızılderilileri soykırıma tabi tutup topraklarını ele geçirdiği günden beri tüm dünyayı kan gölünce çeviren, yolsuz politikacılarla dünyaya yön vermeye çalışan Amerika Birleşik Devletleri bozuk siciline rağmen yedi yıldır insan hakları raporu yayınlıyor.
Tüm dünyada; kan, gözyaşı, zulüm, katliam, sömürge denilince akla gelen ilk ülke olan ABD, İnsan Hakları Raporund, Filistin işgal altındaki toprak olarak tanımlanmazken Türkiye için de iftira dolu ifadeler kullanıldı.
Türkiye’ye iftira üstüne iftira
Yalanlarla dolu raporda Türkiye için keyfi tutuklamalar, tutukluluk koşullarındaki usulsüzlükler, işkence, ifade, basın ve internet özgürlüklerinin kısıtlandığı şeklinde iftiralara yer verildi. Raporda, aralarında ABD misyonlarında çalışan iki Türk vatandaşının da bulunduğu on binlerce kişi terörist gruplarla ilişki iddiasıyla olağanüstü hal kapsamında tutuklandığı bilgisi yer aldı ve gözaltına alınan şahısların işkence gördüğü iddiaları öne sürüldü.
Dış İşleri’nden sert tepki
Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin 2017 İnsan Hakları Raporu’nun Türkiye bölümü hakkında, “Ülkemizi haksız iddialarla itham eden ülkelere önce kendi vatandaşlarına dönük sistematik insan hakkı ihlallerine son vermelerini tavsiye ediyoruz” açıklamasında bulundu. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye’nin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerine bağlılığını karşı karşıya bulunduğu çok yönlü ve ağır terör tehditleriyle yoğun mücadelesine rağmen kararlılıkla sürdürdüğü belirtildi.
ABD’nin ithamları kabul edilemez
Bakanlıktan yapılan açıklamada şöyle denildi: “ABD Dışişleri Bakanlığının raporu ülkemizle ilgili bölümü yanlış tanımlamalar ve kabul edilemeyecek itham ve iddialarla doludur. Ülkemizin DEAŞ, PKK/YPG, FETÖ ve DHKP-C gibi terör örgütleriyle haklı ve meşru mücadelesi çerçevesinde almakta olduğu gerekli tedbirlerin gerçekleri yansıtmaktan uzak, taraflı biçimde sunulduğu görülmüştür. Özellikle devlet kurumlarına sızarak devleti içeriden ele geçirmeye çalışan, nihayet kanlı bir darbe teşebbüsü gerçekleştiren radikal terör örgütü FETÖ ile mücadele göz ardı edilmiştir.”
Filistin işgal altında değilmiş
Rapordaki bir diğer facia ise Filistin konusunda yaşandı. ABD’nin bu yılki yıllık insan hakları raporunda ‘işgal altındaki topraklar’ ibaresinin yer almadı. İsrail’in insan haklarını çiğnemesiyle ilgili “iddia” ve “itham” ifadeleri kullanıldı. Filistin Enformasyon Bakanlığı “İşgal altındaki topraklar ibaresinin raporda yer almayışı uluslararası hukukun açık ihlalidir. Bu tutum, Filistin insan haklarının çiğnenmesi anlamına gelmektedir” açıklamasında bulundu ve ABD’nin İsrail tarafgirliği yapmaya devam ettiğini belirtti. ABD önceki yıllarda hazırladığı raporlarda Kudüs, Batı Şeria ve Gazze’yi işgal altındaki topraklar olarak nitelendiriyordu.