Bu ülkeler adeta olağanüstü hal dönemine hazırlanıyor. Bir ya da iki yıl içinde söz konusu krizin patlayacağı, Türkiye’den Batı’ya akan sermayenin tehlikeye gireceği, Körfez sermayesinin başına geldiği gibi bu paralara ve varlıklara da el konulacağı ifade ediliyor.
2008 benzeri kriz kapıda
Oysa durgunluğa giren Batı ekonomilerini 2008 benzeri yeni bir ekonomik ve jeopolitik kriz bekliyor. Bu yüzden de söz konusu ülkeler adeta olağanüstü hal dönemine hazırlanıyor. Bir ya da iki yıl içinde söz konusu krizin patlayacağı, Türkiye’den Batı’ya akan sermayenin tehlikeye gireceği, Körfez sermayesinin başına geldiği gibi bu paralara ve varlıklara da el konulacağı, bütün organizasyonun bu amaçla yapıldığı ifade ediliyor.
Süreç büyük bir tuzak
Dünyada ve Türkiye’de doğrudan ekonomik kriz çıkaramadıkları için kredilendirme kuruluşları ve medya üzerinden ‘güvensizlik var’ iddiasıyla sermayeyi kendilerine çeken ABD ve Avrupa ülkeleri, Müslüman ülkelerin sermayesinin üzerine çökmeye hazırlanıyor. Bir süredir aba altından sopa gösterip terör bağlantıları icat ederek Körfez sermayesinin ülkeden çıkışına izin vermeyen ABD ve Avrupa ülkeleri, çok yakın bir dönemde bir kriz bahane ederek Müslüman ülkelerden Batı bankalarına giden paraların tamamına el koyacak. Müslüman ülkelerden paralarını dışarıya aktaranlar, güvensizlik dedikodularıyla büyük bir tuzağa çekiliyor.
Körfez sendromu
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kimi firmaların ve iş adamlarının varlıklarını yurtdışına çıkardıkları yönünde tezvirat üretiliyor” diyerek böyle bir durumun izahı olmayacağını ve affedilemeyeceğini söyledi. Erdoğan, “Sözüm yurtdışında yatırım yapana değil, varlıklarını kaçıran varsa onadır” dedi. Erdoğan’ın dikkat çektiği durumun bir başka tehlikeli yanı da sermaye sahiplerini bekleyen ‘Körfez sendromu’. Batılı bankalar ülkelerine giren Müslüman sermayenin çıkışına kolay kolay izin vermiyor.Körfez başta olmak üzere Müslüman ülkelerden şirketlere ait Batılı ülkelerdeki mevduat büyüklüğünün 1 trilyon doların üzerinde olduğu biliniyor. Bu paranın büyük bir kısmı İsviçre, İngiltere ve ABD bankalarında tutuluyor. Batı bankaları normalin biraz üzerinde para çekildiğinde mevduat sahiplerini ablukaya alarak o paranın bankadan çıkmaması için ne gerekiyorsa yapıyor. 17 Nisan Referandumu sonrası istikrarın pekişmesiyle birlikte sermayelerini Türkiye’ye doğru hareketlendiren Katar başta olmak üzere Körfez’deki pek çok işadamı, mevduatlarını çekme girişimleri sebebiyle yaptırımlarla yüz yüze geldi. Aynı akıbet, Türkiye’den yurtdışına gidecek fonları da bekliyor.
KAYNAK:Yeni Şafak