Her milletin bir selâmlaşması vardır, islâm milletinin selâmlaşması da “selâmün aleyküm” olarak ve Sesli verilmesi, sesli iade edilmesi gerekir. Elle, parmakla, ayakla selâmlaşma olmaz. Müslümanlar arasında, bir dostluk ve iyi niyet işareti olan selâmı vermek sünnet; almak ise farzdır. Verilen selamı almamak caiz değildir. “Sebep olan yapan gibidir.” kaidesince, selam veren kimse alanın da sevabına ortak olur. Çünkü onun selam almasına ve sevap kazanmasına sebep olan kimse selamı verendir. Peygamber (sav) buyuruyor:
“İmân etmedikçe Cennet’e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de imân etmiş olamazsınız. Size bir şey delâlet edeyim mi ki, onu yaptığınız takdirde birbirinizi sevmiş olacaksınız. Selâmı aranızda yaygınlaştırınız.” (Müslîm).
Selama misliyle karşılık vermek, “Selamün aleyküm” diyene “Ve aleyküm selam şeklinde; “Selamün aleyküm ve rahmetullah” diyene ise “Ve aleyküm selam ve rahmetullah” şeklinde cevap vermekle olur.
Günümüzde kullanılan “hayırlı sabahlar”, “hayırlı akşamlar”, “iyi günler”, “iyi akşamlar”, “günaydın” veya “tünaydın” gibi deyimler, selam verilenler üzerinde huzur, güven ve esenlik meydana getirebilirse de “İslam’a ait selam”ın yerini tutmadığında açıklık vardır. Belki bu deyimler asıl selamlaşmadan sonra dua ve temenni niteliğinde söylenebilir.
“Merhaba” ise bir selâmlama değil bir ağırlama terimidir”, “yer genişliği” anlamını ifade eder. Bu itibarla gelen birisine “merhaba” denir. Yani; darlık çekmeyesin, geniş olasın, rahat edesin… demek olur. Bazen buna “ehlen” kelimesi de eklenir ve; yabancılık hissetmeyesin, ehlinin ve çoluk-çocuğunun yanındaki gibi rahat olasın, anlamına gelir.
“Merhaba” terimi, bu anlamda Rasulüllah Efendimiz (sav) tarafından da çokça kullanılmıştır. (Örnek olarak bk. Buharî, iman 40; Müslim, iman 24; Ebu Davud menasik 56). İslâm alimleri de bunlara dayanarak, gelenin selâmı alındıktan sonra ona “merhaba” demenin de müstehap olduğu hükmünü çıkarmışlardır (Ibn Hacer, agk.; Aynî, Umedetü`1-Kârî, I/355).
Anadolumuzun hemen her yerinde, sünnetten kaynaklanan bu güzel uygulama devam etmektedir. Bir gelenek olarak değil de, sünnette yer aldığını hesaba katarak söylenmesi halinde söyleyene sevap da kazandırır. “Selamün aleyküm”
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi / Genel Yayın Yönetmeni