Sözlükte “yaklaşmak, yakın olmak, Allah’a yakınlık sağlamaya vesile kılınan şey” anlamlarına gelen kurban kelimesi, dinî bir terim olarak, “ibadet maksadıyla belirli vakitte belirli şartları taşıyan hayvanı usulünce kesmek veya bu şekilde kesilen hayvan” demektir.
Rivayete göre Âdem’in iki oğlu Hâbil ile Kabil arasında bir ihtilâf çıkmış, babaları her ikisinin de Allah’a kurban sunmalarını, hangisinin kurbanı kabul edilirse onun haklı olacağını söylemişti. O zaman gökten inen bir ateşin kurbanı yakması, kurbanın kabul edildiğini gösteriyordu (krş. Âl-i İmrân 3/183). Sunulan kurbanlardan Hâbil’inki kabul edildi. Habil, kardeşine söylediği sözlerle Allah için kurban sunanlara bir ifade ile cevap verir. “Allah ancak takvâ sahiplerinden (kurban) kabul eder!” Bu lafı duyan Kabil ,Kıskançlığı yüzünden bu durumu içine sindiremeyip kardeşini öldürdü (İbn Kesîr, III, 76).
“Allah ancak takvâ sahiplerinden (kurban) kabul eder!” ifadesiyle Hâbil, kardeşinin takvâ ehli olmadığına, kurbanının bu sebeple kabul edilmediğine dikkat çekmiştir. Şüphesiz ki kabul veya reddetmek tamamen Allah’ın iradesine bağlıdır. Allah takvâ ve ihlâs sahibi olmayanın amelini kabul etmeyeceğini bildirmiştir.
Kurban kesmek dinen zengin sayılan Müslümanlara vaciptir.
Kurbanda zenginliğin ölçüsü ise şöyledir:
Zaruri ihtiyaçlarından fazla olarak, Borçlarınızı düştükten sonra nisap miktarı 80.18 gram altın miktarı para ve Ticari mal bulunana kurban vacib olur.Kurbanda ki zenginlik ölçüsüne göre elinde 80.18 gram altın değerinde para ve mal bulunan kimse zengindir.
Elinde nisap miktarına ulaşan ticaret malı bulunan bir kimse de kurban hususunda zengin sayılır ve kurbanı keser.
Zekâtta olduğu gibi, kurban nisabı üzerinden bir sene gibi bir müddetin geçmesi şart değildir.
“Bir kimsenin kendi oturduğu evden başka bir evi olursa, onu ticaret veya kira için kullanmasa bile yine onun için kurban vacip demektir.”
Hanefi mezhebinde servet kiminse kurban borcu da onun olduğundan, aile içinde kimin şahsına ait parası varsa onun kurban kesmesi gerekir. Bu ister erkek ister kadın olsun. Şayet bir ailede hem kadının hem de erkeğin ayrı ayrı sermayeleri varsa, dinen zengin sayılan kişi kurban kesmelidir. Her ikisi de zengin ise, ikisi de kurban kesmelidir.
Zaruri (Asli) ihtiyaçlar Nedir.
Oturulan ev, evde kullanılan eşya, binek vasıtası, iş ve sanatta kullanılan malzeme ve âlet, kışlık ve yazlık elbise, bir aylık, başka bir görüşe göre bir senelik yiyecek ve içecek gibi erzak.
İşte bunlardan fazla olarak elinde nisap miktarı kadar malı olan kimseye kurban kesmek vaciptir.
Kurban Bayramı’nın birinci günü ihtiyaçlarının dışında eline nisap miktarına ulaşan bir para geçen kimsenin kurban kesmesi vâciptir.
Kurban, sahip olduklarımızı fakir ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşmanın tadına varma fırsatı, katılaşan kalplere, hayatın ve varoluşun gerçek anlamını unutan zihinlere öze dönüş çağrısı içeren bir hikmetler bütünüdür.
Kurban, Allah’a, yüce ve ilâhî olan her şeye yakın olma arayışıdır. Nitekim Cenab-ı Hak, şöyle buyurur:
“Allah’a kurbanlarınızın ne etleri ulaşır, ne de kanları. Ona ulaşan takvanızdır…” (Hac, 37)
Kurbanlık hayvan seçerken hayvanın nelerine dikkat etmeli
Hayvanın hareketli oluşu sağlıklı olup olmadığını da gösterir. Dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de hayvanın gebe ya da yeni doğum yapmamış olmaması gerekiyor. Büyükbaş hayvanlar için de 2 yaşından küçük olmaması gerekir bu da hayvanın yaşının dolması yani, kapak açma olarak tarif edilen hayvanın süt dişlerinin dökülüp kalıcı dişlerinin yerine gelmesidir. Bu da ön dişlerinden itibaren başlar ön iki dişinin kalıcı hale gelip yaşını doldurması ile kurban vazifesini görebilir. Hastalık belirtisi sayılan; yüksek ateşi, tepkisiz bakışları ve dış görünümü cansız, pis kokulu ishal ve burun akıntısı olmamalı. Çevreye karşı aşırı tepkili veya çok duyarsız ve vücudun çeşitli yerlerinde şişlikleri bulunmamalı. Bu şekilde sağlıklı kurbanlık hayvanlarımızı ayırt edebiliriz.
KURBAN EDİLMELERİ CAİZ OLMAYAN DÖRT HAYVAN
Bu sebeple kurbana ve kurbanlık hayvanlara Allah için hürmetkâr olmak îcâb eder. Bütün ibadetlerde olduğu gibi, kurbanda da aslolan, tâzîm ve takvâ hisleridir. Bunun bir gereği olarak, kesilecek hayvanın sağlam ve besili olması lâzımdır. Hadis-i şerifte şöyle buyrulur:
“Kurban edilmeleri câiz olmayan dört hayvan vardır:
a) Körlüğü açıkça belli olan tek gözlü,
b) Hastalığı açıkça belli olan hasta,
c) Topallığı açık olan topal ve,
d) İlikleri kurumuş zayıf hayvan.” (Ebû Dâvud, Edâhî, 5-6/2802; Tirmizî, Edâhî, 5/1497)
Urve (r.a) bir gün evlâtlarına şöyle demiştir:
“Evlâtlarım! Sakın biriniz, bir büyüğe hediye edince utanacağı bir şeyi Allah için kurban olarak takdim etmesin! Zîra Allah, büyüklerin büyüğüdür ve O, her şeyin en seçkinine ve en kıymetlisine herkesten ziyâde lâyıktır.” (Muvatta’, Hacc, 147)
Kaynak:Diyanet işleri Başkanlığı,İslam ve İhsan,Sorularla İslamiyet