Son zamanlarda sıkça duyduğumuz deizm inancı ateizm ile karşılaştırılmaktadır. Ancak bu iki inanç aslında oldukça farklıdır. Bilgi eksikliği nedeniyle birbirine yakın zannettiğimiz bu inançları yakından incelemek aralarında birçok fark bulunduğunu gösterecektir.
Deizm Nedir?
Zaman zaman aklımıza deizm nedir veya deistlik nedir gibi sorular takılıyor olabilir. Kendimize yeterli cevabı veremediğimizde ise bu sorular kafamızı kurcalamaya başlamaktadır. Deizm, Allah veya yaratıcının var olduğuna inanmakla birlikte, Deizm’deki esas görüşe göre evrenin yaratılmasından Tanrı sorumludur ancak yarattıktan sonra evrenin işleyişine doğrudan müdahale etmediği düşünülmektedir.
Günümüzde deizmin çok popüler olmasında birçok neden yatmaktadır. Ancak birçok çocuğun hayalini kurduğu ve belli bir yaştan sonra zorla da olsa zihninde canlandırdığı, Tanrı imajını hiçbir dini kitapta veya kaynakta bulamaması sonucunda daha sık görülmektedir. Yapılan araştırmalar kafasında bulunan sorulara doyurucu cevap alamayan kişilerin daha kolay deist olduklarını göstermiştir.
Deistler, ilahi dinlere ait İncil veya Kuran gibi kutsal kitapların Tanrı tarafından gönderilmediğini ve Tanrı’nın yeryüzüne hiçbir dini inanç sistemi indirmediğini düşünürler. Bu düşüncelerin sebebi ,evren ve canlılık ile ilgili soruların somut bir şekilde cevaplandırılamaması da olabilir. Deizm veya deistlik dini inançların tümünü reddetse de ateizmden oldukça uzaktır. Ancak pek çok kişi tarafından deizmin dini ideolojiyi zararlı bulan agnostizm, panteizm ya da ateizm yolunda bir durak olduğu düşünülmektedir.
Ateizm nedir?
Ateizmde Tanrının varlığı tamamen reddedilmektedir. Ateistler, tüm Tanrılara ve metafizik alemde bulunan ruhsal varlıklara inancı reddeder.İlahi dinlerin tamamında aralarında fark olsa da Allah ve peygamber inancı vardır. Ancak bir ateist tüm bunları kabul etmediği gibi evrenin bir bilinmeyen tarafından yaratıldığını veya doğa olayları neticesinde kendiliğinden meydana geldiğini düşünür.
Deizmin Siyasal Projesi Laisizm
Laisizmin deizmle ilişkisini anlamak için dünyadaki uygulamalarına bakmak gerekir. Dünya üzerinde ateist laikler olduğu gibi, deist laikler de vardır. Bunlardan daha tehlikeli olan küfür çeşidi deist laiklerdir. Çünkü onlar münafıklar gibi, sözde “din özgürlüğü” üzerinden Yüce Allah’ın hâkimiyet hakkını inkâr etmektedirler. Ve sürekli olarak “Laiklik din düşmanlığı değildir!” diyerek gerçek niyetlerinin üzerini “özgürlük edebiyatı”yla örtmektedirler. Burada “küfrün” lafzi anlamının “örtmek” anlamına geldiğini, zalimlerin tarih boyunca gerçek niyetlerini hep örterek gizlediğini hatırlamak gerekir.Laisizmin tüm dünyadaki uygulamaları Yüce Allah’ın hayata müdahale hakkını inkâr üzerine kuruludur. En iyi uygulamalarda dahi, laikler dine sadece mabetlerde, hayatın sınırlı alanlarında hayat hakkı tanımaktadırlar.
Yaratan Yaratıp Kenara Çekilmez
“Göklerde ve yerde bulunan her varlık O’na muhtaçtır; her an O, hayata ve varlığa dair her işe müdahildir.” (Rahman,55/29) Yüce Allah’ın yarattıklarını yönetmeyip, birtakım şeytani güçlere alan açması, dünyayı zalimlerin inisiyatifine terk etmesi düşünülemez. Ateistlerin ve deistlerin Allah’a, O’nun dinine karşı geliştirdiklerini zannettikleri en çok dikkate değer argüman şudur: “Dünyada zulüm, sömürüye izin veriliyorsa, demek ki yaratsa da ‘yöneten bir ilah’ yoktur!” Bu yüzeysel, hikmetten yoksun argümana Kur’an’ın iki cevabını iki ayetle verelim: Birincisi, Bakara 30.ayet: “Hani, senin Rabbin melaikeye ‘Ben yeryüzünde bir halife tayin edeceğim.’ dediği zaman da şöyle sormuşlardı: ‘Yeryüzüne fesat çıkaran ve kan dökmekte olan birini mi atayacaksın; üstelik biz seni hamd ile tesbih ve takdis edip dururken?’ (Allah) cevap verdi: Şu kesin ki ben sizin bilmediğiniz şeyleri de bilirim.” İkincisi, Fatır 45.ayet: “Eğer Allah insanları yapıp ettikleri yüzünden (hemen) hesaba çekecek olsaydı, yer üzerinde bir tek canlı (insan) bırakmazdı ama onları sonu yasayla belirlenmiş bir süreye kadar erteliyor. Süreleri dolunca artık anlarlar ki Allah kullarını her daim görüp gözetmektedir.” Oysa Yüce Allah süre verir ama ilahi hesabı ihmal etmez, ıslah olacaklar için süre verir ama en ufak bir günahın bile hesabını görmekte ihmal etmez.
Esfel-i sâfilîn
Ve sonra onu, ömrünün en verimsiz çağı olan ihtiyarlık ve zayıflığa sürükledik veya yapması gerekeni yapmamasından dolayı, aşağıların aşağısı olan ateşe attık veya hayvanların bile yapmadığı vahşilik, her türlü ahlaksızlık ve kötülüklerle varlıkların hepsine karşı zihnini ve cismini kötüye kullanmak suretiyle o kadar alçalttık ki, hiçbir yaratık bu dereceye düşemez.Tîn Suresi 5. Ayet
Selam, Sevgi ve Muhabbetle
TÜRKİYE POSTASI GAZETESİ
Genel Yayın Yönetmeni
Mustafa Hakkı SEZGİN