Osmanlı tarihi boyunca kılıçla fethedilen şehirlerde en az bir camide “an-fetih” suretiyle hatib efendi Cuma hutbesine kılıçla çıkar ve ona dayanarak hutbesini okurdu.
Osmanlıdan kalan bu geleneğe göre eski camii imam hatipleri, cuma ve bayram hutbeleri için minbere kılıçla çıkıyor. Bakın bu geleneğin ardında nasıl bir hikaye ve mesaj var.
Osmanlı padişahlarının kılıç kuşandığı Eski Camii’de cuma hutbeleri kılıçla veriliyor
Türk tarihinde kılıç kuşanmanın ayrı bir önemi vardır. Merasimler düzenlenir, o an bir bakıma ölümsüzleştirilir. Tarihteki Türk devletlerinde ve Osmanlı İmparatorluğunda bu anın anlamı daha da bir özeldir. Padişahların kılıç kuşanma merasimleri, onların yönetimi devraldıkları, hükümdarlıklarını ilan ettikleri anlamına geliyor.
Osmanlı imparatorluğunda devlette hükümranlığın alameti olarak görülen kılıç kuşanma merasimlerinin yapıldığı mekanlar zaman zaman camiler olmuştur. O camilerden biri de, Osmanlı’ya başkentlik yapmış olan Edirne’deki Eski Camii’dir. Kılıç geleneği, kuşanma anlamında olmasa da asırlardır sembolik olarak yaşatılıyor bu camide. Cuma günleri ve bayram namazlarında hutbeye kılıçla çıkılıyor.
Eski Camide hutbede kılıç taşımanın tabi ki taşıdığı bir mesaj var. Hatta o mesajda kılıcı hangi elle tutacağının dahi özel anlamı söz konusu. Sağ ele alınan Kılıç, “kullanma” niyetini ortaya koyuyor ve düşmanı korkutmayı amaçlıyor. Hutbelerde kılıç sol ele alınıyor. Bu da, dosta güven verme amacını taşıyor.
Bundan dolayıdır ki, bütün Osmanlı tarihi boyunca kılıçla fethedilen şehirlerde en az bir câmide “an-fetih” suretiyle hatib efendi Cuma hutbesine kılıçla çıkar ve ona dayanarak hutbesini okurdu. Bunun manası, hatibin konuşma hakkı ve hürriyetinin, kuvvet ve kudreti elinde bulundurmakla mümkün olduğuna işaretti.
Kılıçla hutbe geleneğine bağlı olarak , Edirne’deki Eski (Ulu) Camiî’nde 609 yıldır, Bandırma Edincik’teki Emir Sultan Camiî’nde 621 yıldır, Kastamonu’daki Atabeygazi Camiî’nde 746 yıldır, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesindeki Gazi Süleyman Paşa Camiî’nde 709 ve Bayezid Câmi-i Şerîfi’nde hatipler hutbeye kılıçla çıkarlar ve böylece bu fethin işareti olan gelenek, tarihi camilerimiz de hala devam etmektedir.
Diğer taraftan şayet fethedilen belde, kılıç girmeden sulhen ele geçmişse, orada da hatip efendi, Cuma hutbesine “an-vatan” suretiyle, elinde bir Kur’ân-ı Kerîm ile çıkardı.
Ayrıca hutbe makamına yeşil sancağın asılmasının da anlamı vardır şöyle ki; Osmanlı İmparatorluğu fethin sembolü olarak ‘Yeşil Sancak’ kullanıyordu. İki yeşil sancak Fethin sembolü olarak caminin minberine asılır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle Osmanlı,
Erkam Yayınları/ islam ve ihsan.com/ Diyanet haber
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni