- MASKE TAKAN İNSANLARDA KANSER ARTIŞI yaşanacak mı?
- Dr. Otto Warburg, 1931’de Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı. 47 kez ödüle aday gösterildi.
- Kanser, diğer tüm hastalıklardan daha fazla sayısız ikincil nedene sahiptir. Ancak kanser için bile tek bir temel neden vardır. Birkaç kelimeyle özetlenecek olursa, kanserin başlıca nedeni, normal vücut hücrelerindeki oksijen solunumunun şekerin fermantasyonu ile yer değiştirmesidir.
- Kanser hücreleri enerji ihtiyaçlarını büyük ölçüde fermantasyonla karşılarlar.
- Kanser gelişimi sırasında oksijen solunumu her zaman düşer.
- Maskeler vücudun oksijen içeriğini önemli ölçüde düşürdüğünden, kanser hücreleri çoğalmalarına izin veren doğru ortamı bulabilirler.
Dr.Otto Warburg: Düşük Oksijenli Ortamlarda Kanser Büyüyor
Hepimizin vücudunda kanser hücreleri var. Ancak hücrelerimiz yeterli oksijene sahip olduğu sürece kanser çoğalamaz. Dr. Otto Warburg, kanserin oksijenli bir ortamda hayatta kalamayacağını keşfetmesiyle 1931’de Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı. 47 kez ödüle aday gösterildi. (editörün notu: Nobel Ödülünü “Solunum enziminin doğasını ve etki şeklini keşfettiği için” almıştır.)
Dr. Warburg, “Tümörlerin Metabolizması (Kanseri Anlayın Serisi Kitap 1)” adlı kitabın ortak yazarlarından biridir. Amazon diyor ki: Bu kitapta. Md PhD Dr. Warburg ve seçkin bilim adamları, deneysel kanıtlar aracılığıyla şunu göstermektedir: “Kanser, diğer tüm hastalıklardan daha fazla sayısız ikincil nedene sahiptir. Ancak kanser için bile tek bir temel neden vardır. Birkaç kelimeyle özetlenecek olursa, kanserin başlıca nedeni, normal vücut hücrelerindeki oksijen solunumunun şekerin fermantasyonu ile yer değiştirmesidir.
Dr. Warburg, “Kanserin Birincil Nedeni (Kanseri Anlayın Serisi Kitap 2)” adlı kitabın ortak yazarıdır. Amazon diyor ki:
Tüm normal vücut hücreleri enerji ihtiyaçlarını oksijenli solunumla karşılarken, kanser hücreleri enerji ihtiyaçlarını büyük ölçüde fermantasyonla karşılarlar … Yaşamın fiziği ve kimyası açısından, normal ve kanser hücreleri arasındaki bu fark o kadar büyüktür ki, insan daha büyük bir farkı tasavvur edemez. Bitkilerde ve hayvanlarda enerji veren oksijen gazı, kanser hücrelerinde tahttan indirilir ve yerini, en düşük canlı formlarının enerji üreten bir reaksiyonu olan glikoz fermantasyonu alır.
Dr. Warburg ortak yazarlı “Tümörlerin Metabolizması (Kanseri Anlayın Serisi Kitap 5)” adlı kitaptan Amazon diyor ki: Hücre büyümesi sırasında oksijen basıncının düşmesi kansere neden olabilirse veya daha genel olarak, büyüme sırasında solunumun herhangi bir şekilde engellenmesi kansere neden olabilirse, o zaman sıradaki mesele, azalmış solunumun niçin kansere neden olduğunu göstermektir. Düşük solunumun fermantasyonla sonuçlandığını zaten bildiğimiz için sorumuzu yeniden ifade edebiliriz. Oksijen solunumunun yerini fermantasyon alırsa kanser neden ortaya çıkıyor? …Her halükârda, kanser gelişimi sırasında oksijen solunumu her zaman düşer, fermantasyon ortaya çıkar ve yüksek derecede farklılaşmış hücreler, tüm işlevlerini yitirmiş ve yalnızca artık faydasız büyüme özelliğini koruyan fermente edici anaeroblara dönüşürler. Böylelikle solunum kaybolduğunda hayat kaybolmaz, ancak hayatın anlamı kaybolur ve geriye kalan, içinde büyüdükleri bedeni yok eden büyüyen makinelerdir.
Maskeler vücudun oksijen içeriğini önemli ölçüde düşürdüğünden, kanser hücreleri çoğalmalarına izin veren doğru ortamı bulabilirler. Peki, aylarca günde birçok saat maske takan insanlar kanserde artış yaşayacak mı? Eğer öyle olursa, kanserdeki artış muhtemelen hiçbir zaman maske takılmasıyla bağlantılı gösterilmeyecektir. Hangi aklı başında “sağlık” politikası şu anda yaygın bir şekilde mevsimsel bir grip olarak kabul edilen şey yüzünden nasıl insanları kendilerini boğmaya ve kanser risklerini artırmaya teşvik edebilir? İş Güvenliği ve Sağlık İdaresi (OSHA) Oksijen Gereksinimi Standartları, hükümet ve işyeri kurallarının, insanları kendilerine zarar vermeye zorlamasını önlemek için oluşturulmuştur!
Çeviri : B.G.
Kaynak :Do Masks Increase Your Risk Of Cancer? / Dr. Otto Warburg: Cancer Thrives in Low Oxygen Environments
The Nobel Prize in Physiology or Medicine 1931