Bugün ki, mevcut laik hukuk yapısı olan devletimiz, bireylerin dinlerini nasıl yaşarlarsa yaşasınlar izin vermektedir; Fakat diyanet kurumu dışın da diğer dini inanışların devlet eli ile kurumlaşmasına izin vermemektedir. Biz USPUM olarak devletin bu konuda eşit davranmasını ve din rekabeti oluşmasına izin vermesini beklemekteyiz, böylece Alevileri sisteme kazanmamız mümkün olacaktır. Bu gün nesillerimizin bir kısmının deist veya dinsiz olmasının altında bu uygulamalarda ki adaletsizlikler yatmaktadır.
Nesillerimiz de veya insanımızda ki inanç yönünden bu kaymaların altında biz USPUM olarak İslam’ı temsil ettiğini söyleyen bazı insanlarımızın İslam’a göre yaşamayışından ve söylemlerine ters olan her şeyi yapmasından ötürü, söylemlerin eylemler ile aynı olmamasının olumsuz tesiri dolayısıyla, gerek gençlik, gerek ise inancını bile bilmeyen belli kesimlerin payı oldukça büyüktür diye inanmaktayız. Bunlar hedefini şaşıran oklar gibi İslam’ı veya inancını reddetmekte Ataist, deist olduklarını rahatlıkla söyleye bilmektedirler.
Bizim İslam’ı temsilde ki esas misyonumuz, İslam’ı tebliğden daha fazlası olarak, insani söylemlerle ve kal ile değil hal ile yani dosdoğru İslam’ı yaşayarak olmalıdır.
Diğer bir önemli etken de, devletin İsrail’de olduğu gibi bir dini bağlamda inanç sistemi bağlılığı yoksa, diğer dini inançlara da eşit mesafe de ve dinlerini serbestçe yaşamalarına izin verip imkan hazırlamak olmalıdır diye düşünmekteyim.
DİN İŞLERİ BAKANLIĞI
Türkiye’de ki diyanet kurumu ehlisünneti temsil eden bir kurumdur. Devletin kurumu olarak Alevileri, Ehli beyti de temsil eden bir oluşuma ihtiyacı vardır. Uzun zamana dayalı ve kalıcı çözümlere ulaşmak için USPUM başkanı olarak benim önerim DİN İŞLERİ BAKANLIĞI kurulmalıdır.
Devletimizin İslam’ı fıkıh ve normlara aykırı aykırı sapkın sayılanlara verdiği/vereceği hizmet günahtır. Bu normların dışında kileri belirleme de ancak İslam’ı fıkıh ve normların belirleyici olacağı DİN İŞLERİ BAKANLIĞI olabilecektir.
Biz USPUM olarak din işleri bakanlığı adı altında, devletin diğer dini kurumlarını da kapsayan ve tümünün hizmetlerini eşit görebilen bir bakanlık olarak öngörmekteyiz. Din işleri bakanlığı adı altında yapılacak hizmetlerle tüm dini oluşumların arasın da azınlık/çoğunluk esasına göre adaletin sağlanacağına inanıyoruz.
Ehli sünneti temsil eden diyanet işleri dışında ki diğer inançlara da, bakanlık çatısı altında eşit hizmeti esas alacak kurumlar oluşturulmalıdır. Böylelikle tüm dini oluşumlara hizmet verilirken o oluşumların da hangi ölçülere göre çalıştıkları da kontrol altın da tutulmuş olacaktır.
Ülkemizde ki Alevilerden bahsederken, bunların 300 yıldır kendi dini akidelerini üretemeyen ve bundan dolayı da kendi kendilerine evrile evrile devrile devrile var olmaya çalışan bir dini kesimden bahsetmekteyiz. Alevilerin de kendi dini akidelerine üretmeleri için kendi ilahiyatların da kurmaları sağlanmalıdır. Tümü bizim olan vatandaşlarımıza bakar iken ha ehlisünnet, ha ehlibeyt değişen hiçbir şey yoktur. Ehlibeyt kardeşlerimiz dini akidelerini sağlıklı olarak öğrenemedikleri için dini yaşantılarında ve uygulamalarda birçok yanlışların içerisine düşmüşlerdir.
Biz USPUM olarak bu konularda sahada uzun tecrübelere dayanan çalışmalarımız vardır, Alevilere dini akidelerini, inanç sistemlerini üretmelerine destek/fırsat verilirse, tabanda farklı görünüşün ardında tavanda birlerimizin çokluğundan, bir olduğumuz görülecektir.
2.Mahmut zamanından bu yana içinde başta Alevi tekkeleri de olmak üzere tüm tekkelere karşı alınan tedbirleri ve menfi manada yapılanları göz ardı edemeyiz. Sağlıklı dini sosyal siyasal bir toplum için, tekkelerin günümüzde yaşayan farklı versiyonlarının yaşatılması/var olması sağlanmalıdır. Yoksa dini sapkınlıklar deizm ve ateizm artacak kendi insanlarımız gençlerden başlamak üzere elimizden kayıp gidecektir.
KÜRESEL SİSTEMİN DİNİ DİJİTALİZM
Asıl ve büyük tehlike insanlığın kapısına gelip dayanmıştır, Küresel sistem ana yapısına hizmet edecek Dijitalizm dini oluşturmak ve bu dine tabi olunması için var gücü ile çalışmaktadır, bilhassa bunlar kendinden başka dinde istememektedirler. Dünya’da yaşayan yedi milyar insan sayısını iki milyara kadar düşürmeyi ve kalan kalabalığın da, deist, Peygamberi olmayan sadece bir yaratıcının var kabul edileceği, kendi tarihinden, dininden, ırklarından bihaber, küresel sistemin köleleri/ kulları olarak yaşamalarını hedeflemektedirler.
GENON,VİNON,DİJİTALİZM VE KIZIL ELMA
Biz biliyoruz ki, gelecekle ilgili bir kızıl elma hedefi olmayan Milletler gelecekte de var olamayacaklardır, ortada Dijitalizmin dini deizm ile ilahi dinlerin hesaplaşacağı, Milletler/ulusların savaşından daha çok bu dinler arasındaki savaşın belirleyici olacağı bir döneme girilmiş bulunmaktadır, bu dönemi tüm insanlık olarak birlikte yaşamaktayız.
İnsanlık için asıl tehlike Roma kulübünün başına Bill Gates’in getirdiği Dijitalizm’in sistemik gücüdür. Bunlar Dünya’nın iklim, tarım, ticaret, aile velhasıl insan yaşamın tümüne ve hatta dünya dışı evren anlamında her şeye hükmetmek istiyorlar, yani Allah’ın gücüne sahip olduklarını ispata çalışıyorlar, Allah’la yarışan Tanrı olduklarını zannediyorlar.
Gen meselesi GENON, Virüs meselesi VİNON ve Dijitalizm insanlığın geleceği için çok önem arz etmektedir. Dünya’da yaşayacak İnsan sayısını Virüs marifetiyle belirledikleri/ istedikleri insan sayısına kadar getire bilmeyi hedeflemektedirler. İnsanın, hayvanın, yiyeceklerin genleri ile oynamaları ise bilinen meselelerdir. Tehlike büyük düşman tektir, Dijitalizmin Hak’kı savunan iyi insanların eline geçmesi şarttır, savaşın adı ise bellidir Rahmaniler ile şeytanilerin savaşı sürmektedir.
Bizim USPUM olarak devlet, millet olarak bu savaşın neresinde olmalıyız sorusunun cevabını,uzun çalışmalarımızın ürünü bilgilerimiz vardır, bunların uygulamaları nasıl olmalıdır, bununla ilgili de hem fikirsel hem de eylemsel anlamda çalışmalarımızla hazır durumdayız.
Biz bu savaşın yapıldığı ve şafak sökmeden evvel ki karanlığın en koyu olduğu dönemde var olmamızdan ve Hak’ın iyilerin yanında saf tutacağımızdan dolayı, en kazançlı olanlardan olmayı umuyor ve diliyoruz.
USPUM Başkanı/ Muhammed Taha GERGERLİOĞLU/ www.uspum.org.tr