Yüce Mevlam mübarek kitabında “Biz Sana bu kitab’ı her şey için bir açıklama, Müslümanlara bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjde olarak indirdik.”(Nahl/89)
Hz.Kuran’a ne kadar saygılıyız ?
Yüce Mevlam mübarek kitabında “Biz Sana bu kitab’ı her şey için bir açıklama, Müslümanlara bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjde olarak indirdik.”(Nahl/89)diye buyurduğuna göre biz Müslümanlara bir bakalım neyi emrediyor.
Tüm yaşamımızdaki yemek yeme, uyuma, çalışma ,günlük alışverişimizden,çocuklarımızın dogumu,Sünnet’imizden,evlenmesini yani bizim aile ve yaşamımızın her evresindeki olayları dizayn etmek ve ona göre yaşamamızı emretmiş midir,emretmiştir.
Zaten yaratılma mızın da maksat da , o’na kulluk etmek, iyiliği emredip kötülükten men etmek değil midir, öyle anlıyor ve öyle yaşıyor isek sorun yok. Yine yüce Mevlamız “Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali vermişizdir. Fakat insan tartışmaya çok düşkün olan bir varlıktır.” ( Kehf/54 ) diyerek bizi uyarmaktadır.
Çünkü Biz rehberimiz, kitabımız bize neyi nasıl emrediyorsa öyle yaşamamız gerek.
Fakat biz her şeyde olduğu gibi, aymazlık, vurdumduymazlık, samimiyetsizlik bir şekilde yaşamımıza devam ederiz. Örnek mi çocuğumuz sünnet olur, evlenir, askere gider( v.s) Müslüman olarak Mevlit okuturuz, kuran okuturuz fakat okunurken konuşuruz, telefon çalar konuşuruz, yanımızdaki oturan ile önemsiz bir şey konuşuruz, yemek servisi yapılır konuşuruz , giden gelen dikkatimizi dağıtır fakat konuşuruz, daha da kötüsü telefon da ki sanal aleme dalarız. Halbuki böylemi olması mı lazım, tabii ki hayır. Okunan Hazreti KUR’AN’DIR yüce Mevlamın kelamıdır, Resullah (s.a.v.)’e duyulan sevginin tezahürü kelamlardır. Bize düşen Kur’an’a ve Allah Resülü peygamberimize edep ile tazim ederek dinlemektir.
Sevgili peygamberimiz (s.a.s.) gelecekte bazı kişiler tarafından kutsal değerlere saygının azalacağını ifade ederek, İnsanlar üzerine bir zaman gelecek ki kur’an’ın sadece merasimi ve Müslümanlığın da adı kalacak diyerek bize haber vermiştir.
Onlar Müslüman ismi alacaklar halbuki kendileri Müslümanlıktan insanların en uzağıdırlar. Camileri süslü olur fakat ibadethaneler hidayet bakımından ise viran olur.
O zamanın alimleri, gök kubbesi altındaki alimlerin en şerlisi olur, fitne onlardan başlar ve yine onlara döner (Rabi:Hz Muaz (r.a.)sayfa 301/4 Rumuz El Ehadis) diye buyurmuşlardır.
Saddak Ya Resullulah ne demişseniz haktır ve gerçektirler.
Babacığımın bir sözü vardır “Külahını önüne koy ve düşün” diyerek bize öğüt verirdi.
Bizde diyoruz ki Müslüman olarak teffekür ederek başımızı Rabbimize eğerek tekrar düşünelim. Allah (c.c) varsa ki var Ammene, hesap varsa, sırat varsa mizan varsa ki var amenna ve saddakna, inanıyor ve iman ediyoruz. O zaman son olarak Rabbimin müjdesi ile bitirelim.
“Kim ALLAH’A (c.c) ve peygambere itaat ederse işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerle (Özü sözü bir olan) sıddıklarla, şehitlerle ve iyi işler yapanlarla birliktedirler. Ne güzel arkadaştır onlar.”(Nisa/69)diye buyuran Mevlamın ipine sımsıkı sarılmak lazımdır, Allah’a emanet olunuz.
AHMET LAMİ SEZGİN