Türkiye Doğu Akdeniz’de yani ana sütü gibi helal toprağımızda, denizimizde ( kıta sahanlığında) öz malı olan uluslararası hukuka göre de karasularında rızkını ve hakkını arıyor.
Adam yerine koyduğumuz Yunanistan haddini ve hududunu bilmeden karasularımızda efelik yapmaya kalkıyor. Ey Yunanistan haddini bil, unutma ki; “ El atına binen yaya kalır” yanına Fransa ‘yı, İtalya’yı, Amerika’yı alarak çakallık yapma bil ki, “ Çakalların hükmü, kurt ayağa kalkana kadardır. “ kurdu ayağa kaldırma, kalkarsa kaçacak delik bulamazsın ha!.
Türk Milleti hileyi hurdayı bilmez. Haydutluğu, eşkiyalığı hiç bilmez. Vatanına el uzatanın elini, göz dikenin de gözünü çıkarır.
Türk Milletinin “ Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” anlayışından aldığı ruhla sakinliğini ve barışçıl olma felsefesini istismar etme, bu milletin “ Yumuşak başlılığını uysal koyuna benzetme, belki eğer başını ama boynunun kırılmasına asla müsaade etmez. Kırmak isteyenlerinde, boynunu kırar. Bu defada başka yerlere gömer. Haddini bil, hukukunu bil, gözümün yağını ye, diğerini sen çok iyi bilirsin…
NE BU KADAR BATI HAYRANLIĞI
Bazı dostlarımız batıyı öyle masum, öyle insancıl ve de çok merhametli olarak biliyor ve lanse ediyor.
Bu dostlarımız ya kendi tarihlerini iyi bilmiyorlar ya da batıyı tanımıyorlar. Dostlar batı ( Avrupa ) tamamen ihtiras ve benlik üzerine kurulmuş bir felsefeden ibarettir; önce ben hep benim mantığı vardır.
Onun için her fırsatta menfaati için yapmayacağı zulüm yoktur; tıpkı Amerika’yı adam edeceğim diye gittiklerinde yerli halkı günlük altın bulmaya zorlayıp, getiremeyenlerin ellerini, kollarını kesmeleri gibi veya Amerikan yerlilerinin çocuklarının başlarını köpeklere kaptırtarak iş ve menfaat elde ettiklerini Rahip Las Casas’ın günlüklerinde gördüğümüz gibi ve niceleri hangisini sayayım. Bunların kırmadığı kadeh mi kalmış, fitne bunlarda, fücur bunlarda, işkâl bunlarda bir bakıyorsun İngiliz, Hindistan’da, Fransız, Cezayir’de vampirlik yapıyor. Altın üzerinde oturan Afrika köleleştiriliyor bir parça ekmeğe mahkûm ediliyor, sonra da benim zavallı entelektüelim batı batı diye can atıyor. İyilik meleği edip ortaya koyuyor. Onun için batıyı sütten çıkma kaşık gibi masum ve insancıl bir toplum olarak gençlerimize sunuyor.
Vicdanen ifsad etmiş, akılların çokta manası yoktur; insanlık için imansız akıl, akıl değil zira dünyaya züldür, zulümdür.
Atom bombasını da yapan da akıllıydı, yüzbinlerce insanı öldüren İspanyol gribi ve Covid- 19 virüsünü yapanda akıllı ve zekiydi.
Akıllı insandan vicdanı, merhameti, insafı, adaleti, vefayı, yardım ve lütfu alırsanız. İşte batılı gibi olur, hep bana dersiniz. Yani Seyid Hüseyin Nasr’ın dediği gibi “ Batılı akıl, tabiata bir sevgili gibi değil, bir yar gibi değil, bir fahişe gibi muamele eder.”
Mevlam bizi ve neslimizi kendisi için yaşayanlardan değil, insanlık için samimi yaşayanlardan eylesin.
Kalın sağlıcakla…
Ahmet AL
26/08/2020