Türkiye’miz tüm Dünya ile beraber yeni bir döneme küresel salgın ile girmektedir. Devletimiz, sağlık, güvenlik, hizmet alanların da büyük başarılar elde etmiştir, Kaybettiğimiz Canlara Rahmet,hastalarımıza şifa ve bu musibetin bir an evvel üzerimizden kaldırmasını diliyoruz. Salgın başladıktan sonra devletimiz, ülkemiz insanlarının en az zarar ve kayıpla çıkması için, ekonomik destek paketleri ve erzak yardımları, kişilere maddi yardımlar ile beraber sağlık alnında ciddi adımlar atmıştır. Buna karşın gözden kaçmadığını umarak ve ileride üzerimizde geri dönüşü zor sorunlara yol açmaması için bazı sorunları dile getirmek adına yetkililere sesleniş yapmak istiyoruz.
En başta toplumda orta direk tabir ettiğimiz Esnafımızla başlayalım. Bazı esnafımıza ve AVM’lere Karantina, tedbir adı altında kepenk kapattırılmıştır, dolayısıyla ekmek kapıları kapatılmıştır. Buna karşın İnternet satış siteleri tam hız satış ve teslimatlarına devam etmektedir, çocuk bezi, süt, ekmek, kıyafet, ayakkabı, Kitap, nalburiye, hediyelik eşyalar daha, daha.
Korana virüs yaşlı ve hasta bünyeleri olanlara saldırarak ya yatağa yada toprağa götürüyor. Eğer Devletimiz esnafa bir nefes için çözüm getirmez ise bu korana değil ama işsizlik Küçük Esnafı da ortadan kaldıracak büyük esnafa da ağır darbe vuracaktır. Bu sürecin sonunda yıllarca kendi işinde çalışmış üretken devlete katma değer üretmede sorumluluk alıp iş yerleri açan esnaf kardeşlerimizin kapılarda iş arar hale gelmesi kimse için sürpriz olmayacaktır.
Şimdilik kapatılan dükkanların biriken kira ve sair masraflarıyla çatırdama seslerini duyuyoruz, böyle devam etmesi durumun da insanların feryatları, ailelerin parçalanışı ile bir çok yuvayı vuracaktır. Devletimiz bir an önce ESNAFA KEPENK açma için izin çıkarmalıdır, eczaneler, sucular, zincir ve mahalle Marketleri ,pazarcılar,dışarı servis izni verilmiş lokantalara nasıl devam etmesine müsaade ediliyorsa bu işlerin dışındakilere de koruma tedbirler gözetilerek izin verilmelidir.
Evde kal dediğiniz kişi eğer bir gündelikçi,gün çalışıp gün ihtiyacını karşılayan birileri ise ve sokağa çıkamıyorsa parası yoktur, yiyeceği de Yok demektir. Emekleri ile geçimlerini temin eden bu insanlara Kendi kazançlarının yolları tedbirlere bağlı olarak açılmalıdır.
Kargocular, sucular, temizlik elemanları, sağlık mensupları, güvenlik mensupları daha diğerlerine neden ve nasıl izin veriliyor ise bu insanları da kimselere muhtaç olmamaları için çareler düşünülmelidir, balıkçı misali, avcı misali av varsa karınları doyan, av yoksa aç oturan çok önemli bir nüfus kesimi bulunduğu ortadadır.
Yardım adı altında verilmesi düşünülen ve yapılan yardımlar uzun dönem için kesinlikle çözüm değildir. Ecdat ne güzel söylemiş; Taşma suyla değirmen dönmez; Elden gelen öğün olmaz, gelse de zamanın da bulunmaz.
Bahsettiğim insanlar birkaç ay öncesin de kendi ihtiyacını kendi karşılamaya gayret eden, yardıma alışık olmayan insanlar olduğunu da göz önün de tutmak gerekir.
Nitekim bazı ülkelerde bu konuya mevzu olan, günlük geçimini temin eden guruplar devletin yasağına isyan ederek sokaklara çıkmışlardır. İşi iSYAN ve yıkım seviyesine getirmeden yöneticilerimiz kalıcı çözümler açıklamalıdır.Adına Küresel salgın dediğiniz bu müsibetin şekil ve isim değiştirerek devam ettirileceği kesindir daha 2. ve 3. dalgaları beklenmekte ve Ağustos Eylül ayları zikredilmektedir. Rabbim devletimize Zeval vermesin idarecilerimiz, yeni ilave hastahaneler inşa edip,yeni ilave ekonomik destek projeleri açıklamakta ve gelecek saldırıları karşılamak için hazırlıklar tamamlanmaya çalışmaktadırlar.
Sabit gelirleri olanlar, bir kurumdan maaş alanlar yani az da olsa geçimlerini teminde rahat olanlar YASAK ve tedbirlere her türlü evde kalmanın verdiği güvene karşılık evde “hayat eve sığar” sesine uyacaklardır. Oysa ki, gündelik çalışmak zorunluluğu olan ve yeterli birikime sahip olmayan, ülkemizde önemli sayı oluşturan, tuzu kuru olmayan kesimini sefalete ve zillete düşürmeden çare aranmalıdır.
Topluların hafızası olan, gözümüzün ve basiretimizin feri olan yaşlılarımıza gelince,65 yaş üstü diye bir şey icat ettiniz bu yaşlarda bizim insanımız hayatın içindedir. Emekli olsa bile büyük ekseriyeti iş ve sosyal hayatın içindedirler. Biz bu insanlara “evde hayat var” diyerek küçücük mekanlara ve hareketsizliğe hapsettik koronadan zarar görme ihtimallerini bir yana koyalım.
Evde kalarak psikolojik sıkıntıların yanın da Emboli, kas erimesi, kemik erimesi ve buna bağlı olarak ileri ki dönemde, denge bozuklukları, düşmeler, yaşlılarda başta kırıklar olmak üzere çok ciddi sonuçları olabilecektir.
İçinde bulunduğumuz küresel salgının en çok etkilediği risk grubu yaşlılarımıza destek olmak bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmak adına çok büyük önem taşır. Bu noktada empati yapmak, kendimizi onların yerine koymak, onları anlamaya çalışmak süreci sağlıklı geçirmemizi sağlayacaktır.
Toplumumuzun tüm kesimleri ile beraber, salgının üstesinden geleceğimize inancımız tamdır. Türkiye’mizin tarihi süreç içersin de ufku açık, geleceği de ümit vericidir. Biz Türkiye olarak inancına, vatanına, bayrağına bağlı, insani erdemlere sahip, tarihi boyunca tüm Dünya’nın vicdanı olmuş asil insanlardan oluşan asil bir milletiz. Rabbim bu Milleti yolda bırakmayacaktır inşallah.
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni