Dua, ruhu canlı tutma istek, arzu ve iştiyakıdır. Aczi idrak ile arzuhaldir.
DUA
Dua; imdat çığlığıdır, yakarıştır, yalvarıştır, çare arayışıdır, huzur ve sükûnet arzusudur. Dua ruhun sükûn ve sekine halidir. Dua, fıtratın Fatır’a yönelip O’nun kudret ve azametine sığınmasıdır. Rabbe iltica talebidir dua.
Dua, ruhu canlı tutma istek, arzu ve iştiyakıdır. Aczi idrak ile arzuhaldir. ‘’Medet ya Rab’’! Nidası ile dergâh-ı İzzete müracaattır.
Dua, yaratanı, yedireni, içireni, şifa vereni, yaşatanı ve sayılmayacak kadar nimetleri ile perverde eden Zat-ı Zülcelal’i minnet, hamd ve şükürle anmaktır. Ya Settar! Yakarışı ile ayıp ve kusurlarımızı örtmesini isteyerek, kusurlu ve ayıplı olduğumuzu itiraftır.
Dua, Ya Vedud, Ya Cemil, Ya Latif diyerek Rabbe ilanı aşktır. Esma-i Hüsna ile yalvarıp yakararak pejmürde halimize çare arayışıdır. ‘’ Duanız olmasa neylesin Rabbim sizi’’(Furkan77), diye ferman buyurur. ‘’Duada ısrar edin’’ der Resul-i Kibriya (a.s.)…
Dua, ısrar ile imanın ikmalidir. Dua uyanıştır, diriliştir ve kıyama kalkıştır. Dua, iradeyi bileyip varoluşa yöneliştir. Dua benliği iman potasında eritip ruhu arı kılmaktır. Dua, enaniyetin zorbalığından kurtulup özgürleşmektir. Dua, Allahtan başka bütün ilahları reddetme azmi ve kararlılığıdır.
‘’ Allaha güzel isimleri ile dua edin’’(A’raf180) ayeti ne ile ‘’Bana dua edin ki duanıza icabet edeyim’’ (Mu’min60), ‘’Rabbinize yalvara yalvara, içli içli dua edin’’ ‘’Allah’a hem korku hem de ümitle dua edin (A’raf 55-56) nasıl dua edeceğimizi bize anlatılır.
Arafat’ta, Müzdelife’de, Cuma günü ve gecesi, mübarek gecelerde yapılan duaların kabule karin olduğu söylenmekle beraber, dua her zaman ve her yerde yapılır, yeter ki içten ve ihlasla yapılmış olsun.
Dua lisanı kal ve hal ile yapılır. Hal duaya mutabık olmalıdır. Duada mümkün olan talep edilmelidir, muhali talep kabule manidir. Dua sırrı imtihana muhalif olmamalıdır. ‘’Mukadderat bazı şartlara bağlanmıştır, şartlar yerine getirilmezse istenilen de vukua gelmez.’’ Çocuk isteyen evlenmeli, harmanda yüzüm olsun diyenin tarlada izi olmalı. ‘’Sebeplere tevessülü gerektiren konularda tevekkül tembellik ve atalettir’’
‘’Dua ibadetin-ubudiyetin iliğidir”(Tirmiz’i). Her dua kabul olunur, ama hemen ama sonra, ama dünyada ama ahirette… Bazen aynı ile bazen daha hayırlısı ile bazen de duamız sadaka hükmüne geçip bizden büyük bir belayı defeder. Bazen biz servet isteriz O bize servetle ölçülmeyecek sıhhat verir biz gafil kalırız. Biz dünyalık isteriz O bize dünyalara bedel hayırlı evlatlar verir biz kör bakarız. Biz ayağımızı yerden kesecek bir binek isteriz, O bize cennette köşkler hazırlar biz gördüğümüze takılır kalırız.
Duadır toplumları ayakta tutan. Göz nemlenir, kalp ürperirse dua ile ruh itminana kavuşur, Âdemoğlu beşeriyetten insaniyete terfi eder. Aşk ile Mahbuba yakarış arşı ihtizaza getirir, Mahbup maksudu bizzat olunca maksat hasıl olur. Köşk ve huriler unutulur, Cemalullah matlubu bizzat olur.
Dua ile Cemal ve Kemalullah’a ilanı aşk ederiz. Duayı vuslata vesile kılarız. Dua içten ve aşkla yapılırsa kıymetlidir. Elbette duamızla dünyamızın refah ve selametini talep ederiz, lakin duamız salt dünyalıkla sınırlı olmamalıdır, eğer dua dünyalık ile sınırlı kalırsa; bütün gün birkaç kuruş için avazı ile bağırıp çırpınan dilencinin durumuna düşeriz. Duamız salt ruhani bir dua da değildir, hem dünyayı hem de ahireti kapsar, çünkü biz dünyada yaşıyor, ahirete yol alıyoruz. Biz hem kendimiz hem de mü’min kardeşlerimiz için isteriz. İnsanlık için hidayet ve adalet isteriz.
‘’Allahım! Recep ve Şa’banı hakkımızda hayırlı kıl, bizi Ramazana ulaştır.’’ Ramazandan hakkıyla istifade etmeyi nasip et! Mübarek üç aylar ve içlerindeki mübarek geceler hürmetine dualarımızı kabul et günahlarımızı affet, mahcup ve mağdur olmaktan sana sığınırız bizleri ve neslimizi muhafaza et. Cennet ve cemalinle müşerref kıl, bize dünyada ve ahirette güzellik ver, bizi cehennem azabından koru!
ABDULGANİ TEKİN