Oyun büyük, saldırı ağır, çok şükür düşman net.
Bu yüzden iş kolay
1439 yıl öncesinden yola çıkan inananlar, her türlü zor şartlardan ve düşmanlardan bu günü kadar bu kervanı getirdiler. Bazen yenildik hem de çok yenildik her yenilgi bize bir zaferin gücünü ve inancını bahşetti. Bir çok kerede zafer de kazandık destanlar da yazılmasına vesile olacak başarılar elde ettik. Çünkü inanılan şey biz ZAFER İLE DEĞİL SEFER ile görevliyiz emri ve düsturu idi.
Sevr ile ölümü gösterip Lozan’a razı ettiler ise de bu gömlek bize dar geldi hiçbir zaman ne üstümüze ne içimize sindi. Gönül coğrafyamız denilen bizim olan ve bizden olanların bizden beklediklerine ,Tarihin bize verdiği misyona sadık kalmak zorundayız. Çünkü onlar bizi çok iyi TANIYORLAR. Bu kimi yamyam kimi bilmem ne bela sonradan türedilere engel olacak gücün biz olduğumuzu biliyorlar. Biz yurtta sulh cihanda sulh dememiz ile bize barış vermiyorlar.
Ecdad bize düşmanla ölçüyü dengede tutacak elmas değerindeki bu sözü hediye etmiştir.
Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salâh.”
Günümüz Türkçesi ile söyleyelim tüm duymamakta direnenlere
“Şayet barış istiyorsan savaşa hazır ol.”
Bizim uluslararası dengelerde VAR olmamız şart çünkü ya oluruz ya da ÖLÜRÜZ. İşte bu hassas dönemler o dönemlerdir ,var olmak için bir ve beraber olmak zorundayız.
Birebir çıkarları ile çatıştığımız ABD,AB ve Emperyalist vampirler Türkiye’mizin bölgede ve Dünya dengeleri içinde söz sahibi olmaması için, içimizdeki işbirlikçileri, Ortadoğu menşeili Lawrence’ler, kendi iktidarları karşılığı Satılık Arap liderleri de CNN,BBC gibi uluslar arası medyayı da kullanarak saldırılarına tüm hızla devam ediyorlar.
İşte tam da burada ZARRAP ifadeleri ve HALK BANKASI ,MAİN adasına para transferi ve pinokyo kılıçdaroğlu’nun salladığı dekontlar gibi alçakça yapılan saldırılar devreye giriyor.
ZarrapTruva atı rolü ile sanık olarak göz altına kendi isteği veya bizim bazı beceriksiz idarecilerin hataları yüzünden ABD tarafından SANIK olarak tutuklandıktan sonra gözaltı süresinde TANIK OLDU. Kesinlikle yurt dışı seyahatin de göz altına alınacağı ortada iken yurt dışına çıkışına müsaade edildi.
14 Hazıran 2016 tarihinde Devlet Bahçeli gurup konuşmasın da yetkilileri açıkça uyardı ve Rıza Zarrap’ın yurt dışına çıkışına izin verilmemesini bir dost uyarısı olarak söylemişti.
Sallanan dekontlar ise bir klasik pinokyo gösterisi idi, yine yalan at izi kalsın, tutarsa tutsun tutmassa yutsun mantığı ile muhalefeti bile beceremeyen bir kadronun ÇAMUR SHOW’u sahnelendiler.
Halk Bankası’nın ABD ambargosunu delmesi konusuna gelince tamda Haydut ABD’ye yaraşır iki yüzlü, çifte standartlı mahkeme, suçlu, yargıç, sanık, tanık velhasıl tam bir Tiyatro sergileniyor.17-25 Aralık ve sonrası 15 Temmuz şimdide Haçlı saldırıları devam ediyor. Bu topraklarda yaşayan Anadolu halkları Moğol istilası da yaşadı. Acımasız savaş kuralsızlığı devam ediyor, Moğollar ne idi ise ABD,AB,İSRAİL,SİYONİZM’de odur.Son olmasını umut ederek tekrar söylüyoruz bu son İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELEMİZDİR. Düşman bellidir Türkiye’nin ve insanlığın düşmanları kısa bir süre sonra kendi aralarında da paylaşım savaşlarına başlayacaklardır.1. ve 2.Dünya paylaşım savaşları nasıl ve neden olduysa 3. Dünya paylaşım savaşı da o sebeple olacaktır.
Başta da söyledik şayet ülkemizi korumak, barış içinde yaşamak istiyorsak savaşa hazır olmalıyız. 15 Temmuz KAYBETTİKLERİMİZİ kazanmak ve Dünya’da denge unsuru olabilmek için yapacağımız mücadelemizin, direnişimizin başladığı SEMBOL günüdür, mücadelemizin top yekun bir halk mücadelesi ile olacağının işaretidir. Bir yüz yıl boyunca vesayet altında baskı ve zor kullanarak dini, ahlaki değerlerimizi yok edip bizleri bu coğrafyadan silmek istediler. Bizleri ayrı ayrı parçalara ayırıp birbirilerimize kırdırıp ırk, mezhep savaşları ile bitirmek istediler. Her on yılda bir Darbeler yaparak ekonomik, siyasal, toplumsal gelişmelerimizi kazanımlarımızı sıfırlamak istediler. PKK’yı bu ülkenin başına bela edip silah ve para destekleri ile beslediler. DEAŞ katillerini bu coğrafyanın içine bir ateş yumağı gibi atıp İslam tarihine, medeniyetine ait izleri sildiler. Bağdat’ı Şam’ı daha bir çok değerlerimizi yok edip, İFFETİMİZİ lekelediler.
Bu Medeniyet ve İnsanlık düşmanları 275 sene hüküm sürün Endülüs Emevi devletini de, Kuruluşundan 1923 yılına kadar 624 yıl hükümran olan Osmanlı imparatorluğunu da anlayamamışlardır. Müslüman idareciler ile idare edilen topraklarda yaşayan ahalinin diline,dinine,canına,ırzına kastedilmemiş ilahi kelimetullah adına yaşamış ve yaşatmışlardır.
Bu Millet 1439 yıl önce ALLAH adına yola çıkan kutlu davanın askerleri ve komutanlarının yolunda yürümeye devam edecektir. Müslüman ülkeleri Şehir devletlerine, Garnizon devletine kadar bölmek isteyen,Mezhep savaşları ile paramparça etmek isteyen DÜŞMAN ÇOK NET ve bellidir.Bu mücadelede direniş bayrağını açan tek ülke TÜRKİYE’mizdir, oyun büyük saldırı ağırdır. Bizler sultan Alpaslan’ın duası ile sesleniyoruz Rabbimize
Anadolu’yu Türk’e vatan yapan duası çınlıyordu Malazgirt ovasında:
“Ya Rabbi! Seni kendime vekil yapıyorum. Azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve Senin uğrunda savaşıyorum. Ey Allah’ım! Niyetim halistir. Bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret. Eğer içim dışıma uygun düşüyorsa düşmanlara karşı cihadımda bana yardım et. Beni muzaffer bir sultan kıl. Senin salih kullarına kefil olan bu aciz kulundan merhametini esirgeme. Burada Allah’tan başka sultan yoktur. Emir ve kader senin elindedir. Ya Rabbi! Bu senin ordundur, bu senin ordundur. Bizi muzaffer kıl.”
Malazgirt ilhamını Bedir’den aldı. Anadolu vatan oldu, taşına toprağına şehitlerin kanı, gazilerin duası ile doldu.
Selam olsun 1000 yıldır Müslüman toprağı olan ANADOLU’ya ve kutlu dava yolunda olanlara.
MUSTAFA HAKKI SEZGİN