Şehadet; İlahi emir ile kaim, bedeli mücahidin hayatı ile ödenen eylemdir. Şehadet cihat ibadetinin mükâfatıdır. Şehidin elestu bezmindeki arzusu, hayatın imana şahitliğidir.
İLAHİ İLTİFAT : ŞEHİTLİK
Şehadet; İlahi emir ile kaim, bedeli mücahidin hayatı ile ödenen eylemdir. Şehadet cihat ibadetinin mükâfatıdır. Şehidin elestu bezmindeki arzusu, hayatın imana şahitliğidir. Şehadetin kıymeti rızai İlahi, aliyeti ihlas ve samimiyettir. Şehadet; İnsan görünümlü canavarların, uğruna insanları sömürdüğü, dolandırdığı, aldattığı, asit kuyularına attığı, Tanklarla üzerinden geçip ezdiği, keskin nişancılar kiralayıp öldürttüğü, dünyayı elinin tersi ile itip Rabbe koşmaktır. Âdem babamızın vatanı aslisine irtihaldir, Firdevs’i vatan edinmektir. Rahmana teslimiyettir, yöneliştir, vuslattır, emaneti sahibine teslim etmektir, fenadan bekaya kanat çırpmaktır, İlahi iltifata nail olmaktır.
Şehitler yıkanmaz, çünkü onlar şehadetle tertemiz olmuştur. Onların, dünyanın suyuna sabununa ihtiyaçları kalmamıştır. Onlar ihsanı İlahi ile tertemizler kervanına katılmıştır. Şehidin kefeni kanlı elbisesidir, onun dünyalık beze sarılmaya da ihtiyacı yoktur.
Şehitler; ‘’Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler lakin siz farkında olmazsınız’’(Bakara 154) ayeti ile koruma altına alınmışlardır. Resulü Ekrem’in(a.s.) ; ‘’Kıyamet günü Peygamberler, âlimler ve şehitler şefaat eder.’’(İbni Mace) Nebevi müjdesi ile şefaat etme makamına terfi etmişler.
‘’Şehit ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca cennete gider’’ (Beyhaki) ‘’Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, şehitler müstesna, onlar dünyaya gelip tekrar tekrar şehit olmak isterler.’’ (Malik)
Şehit, kendisini Rabbine emanet ederken, vatanı ve geride bıraktıklarını da milletine emanet eder. Emaneti Ümmetin kutsalı ve namusudur. Başta yöneticiler olmak üzere her fert bu emanetten mesuldür. Şehit vatanın ve istiklalin teminatıdır. Vatan yoksa kutsallar payı mal olmaya mahkûmdur.
Vatansızlığın ızdırabını: Cesaret edip bakabilirsek, Suriyeli muhacirlerin mahzun gözleri bize haykıracaktır. İç kargaşanın ve işgalciler tarafından dövülmenin, sövülmenin, aşağılanmanın, varlıklarına el konulmanın zilletini, Irak’ın dul ve yetimlerinin ümitsiz bakışlarında okuyabiliriz. Bölünüp parçalanmışlığın ve başsız kalmışlığın ızdırabını, Libya’nın, istikbali katledilmiş çocuklarının çaresizliklerinde müşahede edebiliriz. Düşmana kanmanın ne menem bir bela olduğunu, yıkılmış San’a, harap olmuş Basra, dullar dıyarı Bağdat, evlatlarını kör kavgaya kurban vermiş Şam gözümüze sokar.
İşte bu vatanın yiğit evlatları; 15 Temmuz gecesi İstanbul’u Bağdat’a, Ankara’yı Şam’a, Bursa’yı Basra’ya İzmir’i San’aya çevirmek isteyen dâhili ve harici bedbahtlara göğüslerini siper ettiler. İstikbal ve istiklalimize göz diken düşmanlara ve ruhlarını satmış uşaklarına hak ettikleri tokatı attılar, tuzaklarını başlarına geçirdiler. 249 kahraman bu uğurda şehit, 2193 kişi de gazi oldu.
O Kahramanlar, ” Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”övgüsüne mazhar oldular. Gövdelerini siper ederek durdurdular O hayasızca işgali. Gözlerini kırpmadan feda ettiler canı canan’ı, değdirmediler mabetlerinin göğsüne namahrem eli…
Kırılır o el uzanmışsa istiklalime deyip, Tankın-Topun üzerine koştular…
F16 ya kafa tutan, hain mermilerle dalga geçen bu milletin evlatlarına, bir daha darbe yapmayı düşünecek olanlar varsa, birkaç defa düşünmek zorundalar. Bu millet bir dahaki sefere eli boş çıkmaz.
‘’Ölürsek şehit kalırsak gazi’’ Şuuruyla yetişip, şiarıyla yaşayan yiğitler nice 15 Temmuz destanları yazar. (Allah mecbur etmesin) Milletimiz merhametlidir ama ihaneti asla affetmez.
Bedrin, Uhud’un ve ümmetin bütün şehitlerini rahmetle anıyor, Anadolu’yu bize vatan kılan, Çanakkale’yi geçilmez yapan, Kudüs’ü esaretten kurtaran, Sarıkamış’ta sessiz yatan ve 15 Temmuzda hainlere geçit vermeyen şehitlerimizin emanetine sahip çıkmanın bedeli can ise o canı vermek borcumuz, Emanetleri emanetimiz, namusları namusumuz, yolları yolumuzdur. Bu da bizim ahdimizdir.
Şehidin şefaati ne büyük devlettir. Rabbim makamlarını ali, şefaatlerine nail eylesin.
Abdulgani Tekin
İlahiyatçı-Araştırmacı