2018-2019 öğretim yılının endişeli ve heyecanlı, günleri tüm öğrencilerimizi ve ebeveynlerimizi sardı. Şimdiden öğrencilerimiz tüm hızıyla ders çalışırken ebeveynlerimizde çocuklarını daha iyi bir okula kaydetmenin kafa karışıklığıyla iç içe özel okullar erken kayıtlara başlarken, devlet okulları da İYİ okulların listesini hazırladı. Keşke iyi okul listesi olmasaydı da eğitimde fırsat eşitliği prensibin de isteyen istediği okula gidebilseydi. Ama maalesef…
Peki, madem iyi okul seçeceğiz, madem çocuklarımız dünyayı buldukların da daha güzel bırakılacak, insanlar yetiştirmek istiyoruz. O zaman nasıl bir okul ve nasıl bir eğitim- öğretimi olan bir okul seçmeliyiz. Çiftlik bank ve buna benzer saadet zinciri gibi onlarca dolandırıcı şebeke ve yüzbinlerce dolandırılan insan, bu şebekelerin ve bu şebekelerin kurbanları olan insanların çoğu okumuş insanlar değilmiydi? Görülüyor ki; okumak ve eğitim sadece değil, doğru yerde ve doğru okumak, çağın gereksinimlerini, içinde merhametli ve vicdanlı bir eğitim ve öğretim gerekli olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü tüm kötülüklerin panzehiri eğitimdir. Dolaysıyla iyi bir okuldur.
Gelelim iyi bir okula bir eğitimci olarak gözlediğim ebeveynler daha çok fiziki yapısı ve semt popularitesi olan okulları parasına bakmadan tercih ediyorlar. İstisnalar hariç tabi hâlbuki çocuklarımızın okula kaydetmeden önce fiziki güzelliği gereklidir. Ama ondan daha da önemlisi, kaydedeceğimiz okulun vizyonuna bakmak, öğretmenlerinin vasıf ve kalitesini değerlendirmek ve okulun kendini devamlı yenileye bilmişliğine ve de bunlar kadar da ilim ve irfandaki denkliğine, kültür ve sosyal donatılarına bakarak karar vermeliyiz.
Biliyorum içinizden bunların hepsini nasıl tespit edeceğiz; diye soruyorsunuz. Hepimiz genelde okulun sadece matematiksel verilerine göre karar veriyoruz. İyi insan ağırlıklı değil bilgi yüklü insan bizim için başarılı sayılıyor. Onun içinde süreç ağırlıklı değil sonuç ağırlıklı kararlar veriyoruz. Sonra da en değerli varlıklarımızı lüks eğitimin içinde kendi paramızla, farkında olmadan öldürüyoruz. Biliyorum okurken hocam ne yapalım diyeniniz var. O zaman bir okulun iyi olması için bir vizyonunun olması gereklidir. Vizyon deyince de, ilkeleri ve kendini sürekli yenileyen, bilgiyi taşıyan değil, bilgiyi gerçeğe ve sosyal- teknoloji alanında kullandırabilen, öğrettiği bilginin hayatta karşılığı olan bir vizyonu olmalıdır.
Madem iyi bir okul seçiyoruz? Öğretmenlerinin sadece öğreten değil öğrenen ve öğreten, bilgi veren değil, kılavuzluk yapan, sürekli öğretme teknik ve taktikleri geliştiren, öğrencilerini soran, sorgulayan ve öğrenmeyi bir keyif haline getirtebilen, öğrenciler oluşturan öğretmenler olmalıdır. İyi bir okul seçmek için bunlar yeterlimidir? Hayır, biraz da biz ebeveynlerin ( velilerin ) kendilerini eğitmeleri, seçim ve tercihlerini öğrencilerinin koşullarıyla orantılamalıdır. Zira iyi okul ve iyi eğitim bir bütündür. Toplumsal bir değerdir. Münferit düşünemeyiz. İyi eğitim, iyi insan demekse, büyük dairede toplumların ve milletlerin huzuru demektir. Bundan da siyasetçi, bürokrat, aydın, aile, öğretmen ve okul sorumludur.
Ama iyi bir okul seçimi önce ebeveynle başlar. Ebeveyn kendini iyi yetiştirdiğinde, öğrencisini tanır veya tanıma tekniklerini bilen bir okuldan yardım alır. Öğrencisinin kültürel ve sosyal içeriğini tespit eder, onun yeteneklerine ve sosyal yapısına göre okul seçer. Böylelikle geleceği inşa ederek, bugün bizim, yarın toplumun değeri olacak yavrularımızı daha idealist yetiştirmiş oluruz.
Dünyamızı ve ahiretimizi kurtarmak, dünyayı çatışma ortamından barış ve huzur ortamına taşımak, Küresel dünyanın bir ferdi olarak kalmak istiyorsak, çocuklarımıza zaman ayırarak iyi, merhametli ve vicdanlı, ilim ve teknolojinin değerlerini kapsamış, sosyal ve kültürel değerleri gelenekleştirmiş bir okul seçerek asli görevimizi yapmış olabiliriz.
Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en büyük servet merhametli bir eğitimdir.
Ahmet AL