Profesör Orhan Çeker, İslam Dininin nafaka hususundaki hükmünü anlattı. İslam’a göre nafakanın erkek tarafından kadına verildiğini vurgulayan Çeker:“Nafaka veren koca, alan da kadındır. İslam’da kadın gayr-i müslim de olsa nafaka alır.
Hatta nafaka konusunda erkeğin zengin olma şartı da yoktur. Şöyle bir durum da var ki kadın çok zengin olsa da nafaka almak onun hakkıdır. Yani buradaki nafakadan kastımız “evlilik süresince kadının geçiminin sağlanmasıdır” dedi.
İddet Süresi 3 aydır Boşanma ile biten evliliklerde erkeğin eşine nafaka ödemesi konusunda ‘iddet süresi’nin olduğuna dikkat çeken Prof. Çeker; “Erkek evlilikte eşine vermekle yükümlü olduğu nafakasına boşanınca da belli bir süre devam eder ancak bu süre 5 yıl değildir.
Kadının ayrıldığı eşinden nafaka alma suresine ‘iddet’ denir. İddet 3 ay ya da bazı şartlara göre daha fazla sürebilir. Normal boşanma olaylarında iddet süresi 3 aydır.
Eğer kadın hamile ise erkek doğum yapana kadar ayrıldığı eşinin nafakasını temin eder. Erkeğin evliyken ve boşanmadan sonraki iddet döneminde nafaka ödemesi dini bir yükümlülüktür.
Evin geçiminde erkeğin masrafı ikiye bölme gibi bir şartı ortaya koyması mümkün değildir. Kadın eğer isterse evine harcama yapar ve bu onun bağışı olur” ifadelerini kullandı.
Çocuğun Velayeti Babada Kalır.
Çocuk sahibi eşlerin boşanmasında İslam’ın hükümlerinin de açık olduğunu ifade eden Çeker; “İslam’a göre; boşanmalarda çocuk varsa çocuğun bakım işleri anneye verilirken velayeti ise baba da kalır. Baba, anneye çocuklarının bakım ücretini öder.
Erkek çocuk 7 yaşına kadar annesinin yanında kalır. 7 yaşından sonra ise baba onu tahsili ve terbiyesi için yanına alır. Erkek çocuk, büluğ çağına girdikten sonra tahsilini tamamlayıp iş hayatına başlayınca, babanın nafaka yükümlülüğü ortadan kalkar.
Kız çocuksa evlenip ailesini kurduğunda bu sorumluluk ortadan kalkar. Kız çocuğu evlenemez ya da evliliğini bitirirse 50 yaşında da olsa baba onun nafakasını vermek zorundadır.” şeklinde konuştu.
İlahiyatçı Çeker, nafaka şartlarını anlatan ayetlere de dikkat çekerek şunları anlattı: Nafaka hususu Bakara 233. ayet ve Talak suresi 6 ve 7. ayetlerde bildirilmiştir.
-Talak Suresi, 6. Ayet: (Boşadığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir yanında oturtun, onlara ‘darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla’ zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda maruf (güzellikle ve İslam’a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (babası) için bir başkası emzirebilir.
-Talak Suresi, 7. Ayet: Geniş-imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah’ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir nefse ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp-verecektir.
-Bakara Suresi, 233. Ayet: Emzirmeyi tamamlamak isteyen için analar çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Onların normal ölçülerde yiyecek ve giyeceklerini sağlamak da çocuk kendisi için doğurulanın (babanın) borcudur.
Hiç kimse gücünü aşan bir şeyle yükümlü kılınamaz. Ne ana çocuğu yüzünden zarara uğratılsın ne de çocuk kendisi için doğurulan çocuğundan dolayı zarar görsün.
Kendisine miras kalan kimseye de benzer yükümlülük vardır. Ana baba karşılıklı danışarak ve anlaşarak çocuğu sütten kesmek isterlerse bundan dolayı onlar için bir sakınca yoktur.
Çocuklarınızı sütannelere emzirtmek isterseniz münasip olan ücreti verdiğiniz takdirde sizin için bir günah yoktur. Allah’ın koyduğu kurallara aykırı davranmaktan sakının ve bilin ki Allah yaptıklarınızın tamamını görmektedir.
Kaynak: yeniakit.com.tr / www.cocukaile.net
Prof. Dr. Orhan Çeker, Konya Selçuk Üniversitesi İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanıdır.