Şanlıurfa tarihi mimari dokusunu koruyarak günümüze ulaşmış Türkiye’nin ender şehirlerindendir. Şehrin mimari dokusunun önemli bir bölümünü evler ve sokaklar oluşturmaktadır.
Tarihi Urfa Sokakları Estetik Bir Düşüncenin Ürünü…
Dar ve yüksek duvarlı sokaklar; sokağa taşkın (cumbalı) ikinci kat odalarıyla (çardak-köşk), soğuk demir işçiliğinin ürünü olan stilize bitkisel süslemeli pencere kafesleriyle, “Kabaltı” denilen ve sokağın 5-10 metrelik bir bölümün örten beşik tonozlu kapalı kısımlarıyla, “Tetirbe” tabir edilen çıkmazlarıyla, meydanlarıyla ve bazalt taş (karataş) döşemeleriyle estetik bir düşüncenin ürünüdür.
Urfa Evlerinin Biçimlenmelerinde Etkili Olan Unsurlar…
İslam’da Aile Mahremiyeti, İklim, Misafir Sevme Geleneği, Sosyal Gelenekler…
Urfa evlerinin harem ve selamlıklı olarak inşa edilmeleri ve sokak tarafından penceresiz yüksek duvarlarla çevrilerek gizlenmeleri İslâm’daki aile hayatının mahremiyeti gereği ortaya çıkmıştır. Bu şekilde dışarıya kapalı olan evlerin birer “saray”ı andırır ölçüde büyük ve teşkilatlı yapılmasının nedenini de birleşik aile düzeninde ve dolayısıyla ailelerin kalabalık olmasında aramak gerekir. Ailedeki erkek çocukların evlenmeleri halinde ayrı birer ev tutmayarak baba evlerinde oturmaları büyük ve teşkilatlı ev planlarının doğmasına neden olmuştur.
Evlerin büyük olarak yapılmasının diğer bir nedenini Hz. İbrahim (a.s) den geldiği kabul edilen Urfa’lıların misafir sevme geleneğinde aramak gerekir. Bu gelenek, sokak kapılarının birer han kapısını andırır ölçüde büyük olmasında, mutfakların geniş ve 6-7 ocaklı olarak teşkilatlı yapılmasında da etkili olmuştur denilebilir.
Dışarıdan penceresiz yüksek duvarlarla bir kale gibi sokağa kapalı olan Urfa Evleri’nin iç kısımlarındaki ahşap ve taş süslemenin cami, han, hamam, medrese gibi anıtsal eserlere nazaran son derece zengin bir şekilde karşımıza çıkmasının nedeni, günlerini evinde oturarak geçiren kadına, sıkılmayacağı zevkli bir ortam yaratma düşüncesi olmalıdır.
Urfa evlerinin biçimlenmesinde iklimin, İslâmi inanışların, birleşik aile düzeninin ve ev kadınına ferah bir ortam yaratma düşüncesinin etkileri yanında, sosyal ihtiyaçların da etkisini görmek mümkündür. Çatı yerine “düz damın büyük çoğunlukla kullanılmış olması salça, biber, bulgur, pekmez gibi kışlık zahirenin kurutulması ihtiyacından doğmuştur. Bugün inşa edilen apartmanlarda bile düz dam geleneğinin devam etmesi aynı ihtiyacın bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca sıcak yaz gecelerinde açık havada yatma ihtiyacı da düz damların yapılmasını sağlayan nedenler arasında sayılabilir.
Geniş ve açık “hayat”ın ortaya çıkmasının nedenini birinci derecede iklimin sıcak olmasında aramak gerekir. Ancak; sünnet, düğün, süpha (düğün yemeği) gibi sosyal gelenekleri de “hayat”ın biçimlenmesindeki etkili nedenler arasında göstermemiz mümkündür.
Kesme taş konut mimarisinin saray güzelliğindeki örneklerini barındıran Şanlıurfa evleri genellikle harem ve halk arasında “oda” denilen selâmlık kısmı olmak üzere iki bölümden oluşur. Ev halkının oturduğu evin esas kısmını oluşturan harem bölümü, selamlığa nazaran daha büyükçe ve teşkilatlıdır. Harem avlusunun kuzey tarafında cephesi güneye bakan “kışlık eyvan” ve iki yanında “kış oturacağı” denilen birer oda, güney tarafında ise bunun simetrisi durumunda cephesi kuzeye bakan “yazlık eyvan” ve iki yanında “yaz oturacağı” odalar bulunur. Urfa evlerinin vaz geçilmez unsusu olan avlunun etrafını odalar, “tandırlık” (mutfak), “Zerzembe” (kiler), odunluk, tuvalet gibi mekânlar çevreler.
Eve gelen erkek konukların özel olarak ağırlandıkları selamlık bölümünde küçük bir “hayat” (avlu), bir veya iki oda, eyvan, konukların hayvanlarının barınacağı büyük bir “develik” (ahır) ve tuvalet bulunur.
Evliya Çelebi Urfa Evlerine “Saray” Diyor..
On yedinci yüzyıl ortalarında Urfa’yı ziyaret eden Evliya çelebi Urfa’da 75 adet sarayı gezdiğinden söz eder ki bunlar birer saray güzelliğindeki Urfa evlerinden başkası değildir.
Tarihi Evler Şanlıurfa Kentsel Sit Alanında Yer Alıyor…
Şehri çevreleyen tarihi sur içerisindeki kentsel sit alanında 2863 sayılı Yasa kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca “Korunması Gerekli Kültür Varlığı” olarak tescil edilmiş 1000’e yakın sayıda tarihi ev yer almaktadır.
Urfa Tarihi Kent Dokusu Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’nde…
Urfa yüzlerce tarihi evi, hanları, hamamları, kapalı çarşıları, camileri, medreseleri, çeşmeleri, kale ve şehir surlarıyla ortaçağ şehirciliğini günümüze taşıyan bir dünya şehridir.
Valilerimizden Sayın Muzaffer Dilek 2002 yılında Kültür Bakanlığı’na ve Dışişleri Bakanlığı UNESCO Daimi Temsilciliği’ne başvurarak Şanlıurfa’nın UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınması için başvuruda bulundu. Bu başvuru üzerine Urfa kentsel Sit Alanı (sur içi yerleşmesi) UNESCO’nun Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmış bulunmaktadır.
Geleneksel Urfa Evleri Başta Olmak Üzere Tarihi Yapılarımız Turizme Kazandırılıyor…
Peygamberler Şehri olarak bilinen, Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra inanç turizminin dünyadaki dördüncü önemli merkezi Şanlıurfa son yıllarda Göbeklitepe ile de turizm alanında dünyanın ilgi odağı haline gelmiş bulunuyor. Sadece 2019 yılında Göbeklitepe 500.000 ziyaretçi çekti. Bu rakamın 2020 yılında bir milyonu aşması beklenmektedir.
Artan turist sayısı otel-motel-konukevi-pansiyon gibi konaklama tesisi ihtiyacını da beraberinde getirmiş bulunuyor. Turistler, kendi ülkelerinde en modern örnekleri bulunan çok katlı oteller yerine, geleneksel Urfa evlerinin otantik ortamında gecelemeyi, yiyip içmeyi daha çok tercih etmektedir. Şanlıurfa’da 1992 yılında Vali Ziyaeddin Akbulut tarafından kamulaştırılıp restore edilerek Valilik Konukevi adıyla butik otel-restoran olarak turizmin hizmetine sunulan Küçük Hacı Mustafa Hacıkâmiloğlu konağı bu grubun ilk örneği olmuştur. Turistlerin büyük ilgisini çeken bu mekân örnek alınarak daha sonra Şanlıufra İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) tarafından Çardaklı Köşk ve Narlı Ev, Harran Üniversitesi tarafından Akçarlar Evi, Tenekeciler Evi ve Camkıranlar Evi, özel şahıslar tarafından ise çok sayıdaki tarihi ev restore edilerek butik otel olarak hizmetine sunulmuştur.
Yorgancı Sokak Butik Oteller Adası Hizmete Giriyor…
Birbirinden uzak ve ulaşım imkânı olmayan evlerin butik otele dönüştürülmesi yerine ulaşımı kolay ve bir ada üzerindeki evlerin topluca değerlendirilmesi daha yararlı olacağı düşünülerek Yorgancı Sokak-Güllüoğlu Sokak ve Cülha Sokağın çevrelediği adada bulunan 12 adet tarihi ev “Şanlıurfa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı” (YİKOB) tarafından restore edilerek butik otele dönüştürülmüştür. İşletmesini “İçişleri Bakanlığı Vilayetler Turizm ve Ticaret A.Ş.”nin yapacağı bu butik oteller adasının Urfa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yılı olan 11 Nisan 2020’de hizmete sunulması planlanmaktadır.
Şanlıurfa Evlerinin Turizme Kazandırılması İçin “Şanlıurfa Turizmi Geliştirme A.Ş.” devrede…
Şanlıurfa’nın turizm potansiyelini değerlendirmek amacıyla kamu ve özel sektör işbirliğinde kurulan Şanlıurfa Turizmi Geliştirme A.Ş.’ de tarihi evlerimzin ada ölçeğinde restore edilerek turizme kazandırılması çalışmalarına başlamış bulunmaktadır. Bu kapsamda Ellisekiz Meydanı’nda ve Cumhuriyet İlkokulu batısındaki Güllüoğlu sokakta çalışmalar devam etmektedir.
Ulusal ve Uluslararası Otelcilik Firmaları Urfa’ya Davet Edilmeli…
Urfa’daki tarihi evlerin turizme kazandırılması için Ulusal ve Uluslararası otelcilik firmaları Urfa’ya davet edilmeli, Urfa’ya betonarme oteller yapmaları yerine tarihi evlerimiz gezdirilmeli ve bu evlerin ada ölçeğinde turizme kazandırmaları için bu firmalar teşvik edilmelidir.
Restore edeceğimiz yüzlerce tarihi evde yatak ihtiyacımızı çözmemiz halinde; hem bu evlerimiz kurtarılacak, hem turistlere bu tarihi mekânlarda unutamayacakları anılar yaşatılacaktır.
Dr.Ahmet Cihat KÜRKÇÜOĞLU
Sanat Tarihçisi
Harran Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi