Hiç boşuna sokaklara çıkıp savaş çığırtkanlığı yapmayın. Savaş iki devlet arasında olur. Bu tamamen terörle mücadele etmek için bir operasyondur; adıda üzerinde Barış Pınarı Harekatı yani bölgeye bir barış getirmek için yapılan silahlı bir operasyondur.
Yalnız bu operasyon sıradan bir operasyon değildir. Bu Barış Harekatı operasyonunu iyi okumak ve iyi tahlil etmek gerekiyor. Nato’nun 27 ülkesini ayağa kaldırıyorsa, Arap ülkeleri birliğini rahatsız ediyorsa, Amerika’da iç siyaseti alt üst ediyor, küresel sistemde çatlaklar oluşturuyorsa, dostlarımız bile korkuya kapılıyorsa, hemen yanı başımızda İsrail hop oturuyor, hop kalkıyorsa, bu demektir ki…Bu operasyon yeni bir dünyanın kapısını araklıyor veya dünyaya bir haber veriyor.
Bizde bu küresel dünyada varız. Masa da yerimizi almak için gerektiğinde canımız ve kanımız pahasına da olsa gerekeni yaparız. Müstevlilerin ne ekonomik yaptırımlarını dinler, nede dünya kamuoyunda oluşturdukları yalan yanlış algı operasyonlarını takarız.
Dünya nereye varırsa varsın İsmet Paşa’nın dediği gibi “Yeni bir dünya kurulur. Türkiye ‘de orada yerini alır “ deriz. Belki olay bu kadar da basit değil diyebilirsiniz. Savaşın yüzü soğuktur, savaş kandır, gözyaşıdır, yıkımdır, hüsrandır. Anaların gözyaşıdır, çocukların yetim ve öksüz kalmasıdır. Ama vatan elden gidiyorsa bunlar ne mana ifade ederki…
Halen vatanımıza ne olmuş ki diyen kulağı sağır, gözü kör, kalbi iflas etmiş, bedbahtlar, kırk yıldır binlerce gencimizi öldüren, anaları gözü yaşlı bırakan, çocukları yetim düşüren gözü dönmüş. Müstevlilerin maşası PYD, YPG ve PKK’yı görmezler ve bunlar 480 km olan sınırımız da İsrail’in isteği ve ABD’nin desteği ile bir İsrail menşeli devlet kurdurup Ortadoğu’yu ele geçirme planlarını anlamakta zorlanırlar mı yoksa küresel güçlerle, gezide,(17-25) Aralık’ta, MİT Krizinde ve 15 Temmuz, Türkiye’yi işgal hareketinde, küresel güçlerle işbirliği yaparak vatan hainliğimi yapıyorlar.
Dostlar içimden bu operasyon keşke yapılmasaydı ve şehitlerimiz olmasaydı desem de ama “Hazır ol cenge ister isen sulh-ü salah” dusturuncada olması gerektiğinde iyi ki olmuş diyorum ve bir turnosol kağıdı gibi kimin dostumuz, kimin düşmanımız olduğunu da bize anlattı; içimizde ve gerekse dışımızda, meğer ne kadar da düşmanımız varmış.
Bu fakir de, bu operasyonu aynı zamanda T.C Devletinin tam bağımsızlığına açılan bir kapı olarak görüyor. O ki; Amerikan’ın ve Avrupa Birliğinin tüm tehdit ve şantajlarına, hatta ekonomik ve silah ambargo kararlarına rağmen kendi öz iradesiyle, kendi göbeğini kesip, ülkesinin huzur ve güvenliğini ne pahasına olursa olsun alabildiğini ve kimseden emir almayacağını dünyaya göstermiştir.
Türkiye bu özgür iradesiyle yaptığı operasyonla, bölgeye ve hatta dünyaya barışı getireceğine inanıyor. Barışlı günlerde buluşmak üzere…
Ahmet AL