İlahi kitapların üçüncüsü olan İncil, Hazreti İsa (Aleyhisselam) a indirilmiştir. Bugün Hıristiyanların elinde bulunan ve Ahd-i Cedid yani ‘Yeni Ahit’ adını taşıyan kitaplar Hazreti İsa’ya Allah tarafından gönderilen kitaplar değildir
KURAN-I Kerim’de de bildirilen İncil’in tahrifi ve çok sayıda İncillerin ortaya çıkmasının sebebi o devirdeki baskı, zulüm ve Hıristiyan mezhepleri arasındaki ihtilaflardır.
Zira başlangıçtaki baskı gizlenmeyi gerekli kılmış, gizlilik ise Hıristiyan inancına dışarıdan pek çok fikrin girmesine sebep olmuştur. Görüşü birbirinden farklı olan her bir Hıristiyan cemaati diğerine düşman olmuştur.
Halen Hıristiyanların elinde birbirini tutmayan Luka, Matta, Yuhanna ve Marko isisimli şahıslar tarafından yazılmış 4 İncil vardır.
Bu İnciller İznik’te yapılan bir toplantı ile kabul edilmiştir.Hazreti İsa’dan asırlar sonra M. 325 yılında İznik’te bir meclis toplandı. Bu toplantıyı bütün Hıristiyan âlemi de kabul etmektedir.
Tam 2048 papaz bir araya geldi. Hıristiyan inancına dair pek çok farklı görüş söylendi. Toplantının maksadı bu İncil karmaşasına bir son vermekti.
Alınan kararlar ile yüzlerce çeşit İncil yok sayılarak yakıldı.İskenderiyeli rahip Arius’un liderliğinde yayılmaya devam eden tek ilah akidesi, inancı reddedildi.
300 papazın savunduğu ve imparatorluğun da inandığı putperestliğe en yakın ilah anlayışı olan ve bugün halen devam eden Pavloscu görüş, yani teslis (üç ilah) inancı kabul edildi. Bu inancı kabul etmeyenler sapık ilan edildi.
Bugün mevcut olan hiçbir İncil nüshası Kostantin devrinden daha eski değildir.
Çünkü Hıristiyanların inandığı tahrif edilmiş kitapların nasıl oluştuğunu anlatıyor. Papazlar toplanıyorlar ve kendi yazdıkları, birbirinden farklı kitapları ilahi vahiy olarak kabul ediyorlar. Bu bize incilin uğradığı tahrifi çok açık bir şekilde gösteriyor.
Uzun tartışmalardan sonra, konsey, İsa Mesih’in Tanrı’yla aynı öze sahip olduğu görüşünü benimsedi. Konseyin sonunda İsâ Mesih’in Tanrı olduğu ortak bir bildirgeyle kabul edilmiştir.
M.S. 325’te İznik’teki konseyde hazırlanan ve bugünkü Mesih İnanlıları mezheplerinin hemen hemen hepsince kabul edilen inanç bildirgesi şöyledir:
“Her şeye gücü yeten, görülen ve görülmeyen, bütün şeylerin Yaratanı olan bir tek Baba Allah’a inanıyoruz; Bir tek Rab İsâ Mesih’e inanıyoruz:
Allah’ın Oğlu, Baba’dan doğan biricik Oğul, yani Baba’nın özvarlığından oluşan Allah’tan Allah, Nurdan Nur, gerçek Allah’tan gelen gerçek Allah, yaratılmış değil, doğurulmuş, Baba’nın aynı öz varlığına sahip olan, Kendi aracılığıyla gökteki ve yerdeki her şey yapılmış, biz insanlar için ve kurtuluşumuz için gökten inmiş, insan bedeni almış ve insanlar arasında yaşamış, sıkıntı çekmiş ve üçüncü günde ölümden dirilmiş, göğe yükselmiş, dirilerle ölüleri yargılamaya gelecek olan O’dur; Ve Kutsal Ruh’a da inanıyoruz.”
Hz. İsa’dan sonra Hıristiyanlık yahudi olmayanlar arasında da yayıldı; bu da iki ayrı grubun, yahudi menşeli hıristiyanlarla putperest menşeli hıristiyanların oluşmasıyla neticelendi.
“Yahudi menşeli hıristiyanlar” tabiri geniş anlamda, gerek Kudüs ve Filistin’de gerekse Diaspora’da yaşayan yahudi ırkından gelen hıristiyanları, dar anlamda ise özellikle Kudüs ve Filistin kiliselerine mensup hıristiyanları ifade eder.
Bunlar, Hz. İsa’nın mesajını benimseyen ve onun İsrail Krallığı’nı tesis için yeniden gelmesini bekleyen, ancak Tevrat’ı kabul edip yahudi şeriatı üzere yaşayan hıristiyanlardı.
Putperest menşeli hıristiyanlar” tabiri ise yahudilerin dışında başka ırk ve dinlere mensupken hıristiyan olanları ifade etmektedir. Liderliğini Pavlus’un yaptığı bu hareketin mensupları, Kudüs Havariler Konsili
kararlarıyla bazı kuralların dışında Yahudi şeriatından muaf tutulmuştur.
KAYNAK: www.Dunyadinleri.Com