Toplumda sürekli insanların ağzında bir değişim, dönüşüm kelimesi pelesenk olmuş dönüyor. Öyle bir meht-i sena yapıyorlar ki; sanki her değişim ve dönüşüm yani her klasik ortamdan yeni birçok yapısı denenmemiş modern veya moderniteye geçmek faydalı-verimli ve sağlıklı olarak topluma pompalanıyor. Halbuki zannediyorlar ki bilgiye sahip olan veya dünya hazlarına sahip olan mutlu ve bahtiyar olur. İstediğiniz bilgi ve hazza sahip olun, ona bir ruh yüklemediğiniz müddetçe insanı mutlu edemezsiniz çünkü insan madde ve ruhtan ibaret bir varlıktır.
Her insan birkaç dakika geçmişi ile bu günü arasındaki değişim ve dönüşümü sakin kafa ile değerlendirse dönüşümün getirdiği faydaların, kaybedilen değerlerin yanında hiç kaldığını görür. Hele o çocukluğumuzun samimiyetini, menfaatsız sevgilerimizin değerini, karşılıklı saygıların hikmetini, dostlukların fedakarlıklarını, aile bireylerinin dayanışmalarını velhasılı birçok değeri, az şey olan moderniteye nasıl feda ettiğimizi görür ve anlarız. Belki bir vah değil bin ah çekeriz ama nafile.
İnsan bazen yalnız kalmalı dünya cazibesi, toplumu düşünmeden ve sosyal muhasebeden koparıyor. Dünyanın sadece bir zevk-i sefa yeri olduğu kanaatına vardırıyor. Böylece gerçek bazı lezzetlerden koparmış modernitenin kölesi yapmış yani daha çok para daha çok makam daha çok şöhret velhasılı (şeytan kaçmış içimize) baki olmayan vede sahip olamadığımız değerleri asıllarına kurban etmeden bence dönelim kendimize. Ne dersiniz?
Ahmet Al
08.06.2023