BM Dünya Gıda Programı’na (WFP) göre her gün 800 milyondan fazla insan (dünya nüfusunun yüzde 10’u) aç karnına yatıyor.
Son iki yıl boyunca, COVID-19 pandemisinin sosyo-ekonomik sonuçları, milyonlarca savunmasız insanı daha fazla gıda güvensizliğine iterek durumu daha da kötüleştirdi. WFP verilerine göre dünyada açlıktan etkilenen insan sayısı 2019 yılında 615 milyon iken COVID-19 salgını ile birlikte 2020’de 155 milyona 2021’de ise 811 milyona çıktı.
Son tahminlere göre, 43 ülkede 41 milyon insan, açlıktan veya hastalıktan ölümle sonuçlanabilecek açlığın en aşırı biçimi olan kıtlığa sürüklenme riskiyle karşı karşıya. Yemen, Güney Sudan ve Madagaskar’ın bazı bölgelerinde durum oldukça kritik.
Dünyadaki aç insanların yüzde 60’ı, en kötü 10 açlık krizinden 8’inin ana itici gücü olan çatışmalardan etkilenen bölgelerde yaşıyor. Yemen, Güney Sudan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Suriye bunun en somut örneği.
BM’ye göre açlığın en yüksek olduğu 12 ülkeden dokuzu Afrika’da.
ÜRETİLİYOR AMA YENMİYOR
Dünyanın dört bir yanındaki gıda krizinin birçok sebebi çatışmalar veya çevresel zorluklar içermesine rağmen, en büyük katkılardan biri de gıda israfı.
Birleşmiş Milletler‘e göre insan tüketimi için üretilen gıdaların üçte biri küresel olarak kaybolmakta veya israf edilmekte. Bu da yılda yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde yaklaşık 1,3 milyar ton gıda israfına denk geliyor.
Üretilen ama asla yenmeyen tüm yiyecekler iki milyar insanı beslemek için yeterli. Yani dünyadaki yetersiz beslenen insan sayısının iki katından fazla. Zengin ülkelerdeki tüketiciler, her yıl sahra altı Afrika’nın net gıda üretiminin tamamı kadar gıda israfı yapıyor.