İktidar olmak iddiası ile milletin huzuruna çıkan lider ve kadrolar; mensubu oldukları toplumu yönetmek, geliştirmek, refah seviyelerini yükseltmek ve muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için vaatlerde bulunur, bu doğrultuda muhtelif programlar sunarlar. Siyasetin ve siyasetçinin başarısı programın kalitesiyle doğru orantılıdır. Bazen oy alma hevesi ile aşırı, popülist ve uygulaması mümkün olmayan siyasi programlara da şahit olunabiliyor. İktidar olma, iktidar nimetlerinden istifade etme hırsı ile halkın olmayacak vaatlerle aldatıldığına yakın tarih şahittir.
İnanmış, inanç değerlerine yaşam alanı açmak, inandığı değerleri iktidar yapmak için siyasi arenada mücadele eden siyasi oluşum ve hareketlere de şahit oluruz. Bu siyasi hareketlerin esas aldıkları manevi ve ahlaki değerler vardır. Bu oluşumlarda; inanç, ahlak, adalet, insan hakları gibi temel değerler öncelenir.
Yol, köprü, tünel, baraj gibi alt yapınız, enerji, ağır sanayi, teknoloji ve savunma sanayindeki başarınız uluslararası prestijinizdir. Ekonomik gelişme, rezervlerinizin hacmi elinizi güçlendirir, saygınlığınızı arttırır.
Uluslararası oyun kurucuların karşısına dikilip ‘’dünya beşten büyüktür’’ dediğinizde, kendilerini insanlığın efendisi, diğer insanları da kendilerine hizmetle mükellef mahlûklar olduğuna inanmış ve mutlak egemenlikleri için her türlü melaneti ve ahlaksızlığı meşru gören Siyonistlere; ‘’one minute, çocuk katilleri’’ deme yürekliliğini gösterdiğinizde, sizi rahat bırakmazlar. Bu uluslararası şeytani güç sizi devre dışı bırakmak, sizi ortadan kaldırmak için her türlü oyunu tertipler, her türlü tuzağı kurar.
Yaptığınız hizmetlere yenilerini ekleyecek, değerlerinizi koruyacak, şeytani güçlere teslim olmayacak, inançlı, donanımlı, birikimli, temel değerlerle mücehhez dindar nesil yetiştirmeniz lazım. Bunu Lider söyler, işaret eder; sorumluluk sahibi kişiler de harekete geçer, gereğini yapıp bu ideali gerçekleştirir.
Fikri iktidar olmanın yolu; dindar, dinin temel esası olan adaleti inşa ve ihya edecek nesli yetiştirmekten geçer. Bu neslin yetişmesinde aileden başlayarak, bütün eğitim camiasının ve eğitim gönüllülerinin seferber olması şarttır. Bu mevzuda kimsenin topu taca atmaya, başkalarına suçu atıp sorumluluktan kaçmaya hakkı yoktur. Kimsenin ağlayıp sızlayıp şekvaya hakkı yoktur. İki asırdır Müslümanlar durum tespiti yapmakla meşguller. Şikâyet etmek, ‘’ne olacak bu halimiz’’ diye dertlenmek; acziyeti ifadeden öteye geçmez, bu da inandığını iddia eden insanları sadece küçültür.
Son yirmi senedir, insanlarımız rehavete kapıldı, ‘’bir İHL mezunu var başımızda, her şeyi o halletsin’’ kısır ve haksız beklentiye girdi. Çocukların televizyon dizileriyle şekillendiği bir gerçekken, fikri iktidarımıza katkı yapacak kaç tane dizimiz var? Devlet kanallarındaki en masum görünen dizi ve programlarda bile cami yok, cemaat yok, birçok kanalda hince ve haince bu milletin değerlerine ihanet ediliyor. 2010 senesinde Şam’da bir Suriyeli bana; ‘’sizden bize TV dizileri geliyor, ama biz biliyoruz ki siz dizidekiler değilsiniz’’ dedi. Bizim içinde olmadığımız, bize ait olmayan dizi, program ve müfredatlar ile nasıl bir nesil yetiştireceğiz, nasıl fikri iktidar olacağız?
Devlet köprü, tünel, yol, baraj, santral, İHA, SİHA yaparken, fikri iktidarı inşa etmesi gerekenler sınıfta kaldı maalesef…
Yirmi senelik iktidarın sonunda geldiğimiz nokta; görevi ihmalden dolayı yeni nesille iletişim problemi yaşıyoruz. Birileri arkamızdan neslimizi şekillendirmiş, çalmış ve hatta bize muhalif hale getirmiş, biz hala gafletle ağzımızı açmış ‘ mehdi gelse de bizi kurtarsa’ diye bekliyoruz.
Maalesef bu konuda mangalda kül bırakmayan, her şeyi bilip te hiçbir şey yapmayanlar sınıfta kaldı.
Dostlar uyanın, güneş batmak üzere, nesil elden gidiyor, gün bugündür, yarın kıyametimiz olabilir.
ABDULĞANİ TEKİN / 01 ŞUBAT 2022