Değerli Dostlar;
Malumunuz, ülfet: normal olmayan bir şeyin sürekli göz önünde bulunması sebebiyle insanlar tarafından normalmiş gibi kabul edilmesi durumudur. Kısaca “alışılagelmişlik” de diyebiliriz.
Hayatımıza baktığımızda o kadar çok şeye ülfet etmişiz ki bu yüzden gaflet içerisinde yaşıyoruz.
Sebeplere takılıp kaldığımızdan bir sebebin ardındaki müsebbebi yani yaratanı göremiyoruz.
Ağaçların meyve vermesi, arının bal yapması, tavuğun yumurta vermesi, inekten sütün gelmesi ve bunların tat olarak ağzımıza, besin olarak vücudumuza uygun olması hep normal geliyor.
Sizce normal mi?
Asla normal değil; fakat bizler hep öyle görüp bildiğimiz için öyle geliyor.
Bunların normal olmadığını fakat bizlerin normal olarak kabul ettiğimizi yani ülfet ettiğimizi birkaç örnekle açıklamaya çalışalım;
Örneğin: Bir çam ağacının dallarında kozalaklar yerine yumurtalar olduğunu görsek veya bir tavuğun elma yumurtladığını görsek, nasıl da şaşırırız!.. Neden şaşırırız? Çünkü alışageldiğimizden çok farklı bir oluşumdur bunlar. Zaten böyle bir durumla karşılaşsak hemen “mucize” deriz.
Peki, bizim ülfet ederek normal olduğunu düşündüğümüz sütün, elmanın, yumurtanın, balın geliş şekilleri birer mucize değil midir? Elbette hepsi birer mucizedir!
Nasıl ki bir tavuğun elma yumurtlaması bizim için bir mucize ise balın arıdan, sütün inekten, elmanın ağaçtan gelmesi de birer mucizedir. Yeter ki şu ülfet perdesini yırtmayı başarabilelim.
Hikmet nazarı ile çevremize şöyle bir bakabilsek bizlere sunulan türlü nimetlerin hepsinin ayrı ayrı birer mucize olduğunu, o mucizelerin bizlere ulaşmasına vesile olan varlıkların birer sebep olduğunu açıkça göreceğiz. İşte o zaman gafletten kurtularak o nimetleri göndereni idrak edip tanımaya çalışacağız.
Peki, “bu nimetleri göndereni tanımak neden bu kadar önemli?” derseniz.
Çünkü: bu, kainatın yaratılış gayesidir. Cenab-ı Hak (cc) bu nimetlerle bizlere kendini tanıttırmak, bildirmek istiyor.
Size bilmediğiniz, tanımadığınız birisi bir elçi vasıtasıyla her gün hediyeler gönderse o kişiyi tanımak, ona teşekkür edebilmek için ne kadar merak içerisinde olursunuz değil mi?
Aynen öyle de kâinata bakacak olsak her şey insan için çalışıyor ve her şey insana yönelik.
Akılsız, şuursuz bir ağacın meyve vermesi, arının bal yapması, ineğin süt vermesi… Bunlar kendi kendine olamayacağına göre hepsini gönderen bir kudret eli var ve (teşbihte hata olmaz) biz o elin sahibini tanımalıyız, bilmeliyiz. Bizlere bu nimetleri neden veriyor, bizden ne istiyor öğrenmeliyiz ve dahi teşekkürlerimizi bildirmeliyiz.
Rabbim, cümlemizi gaflet perdesinden, ülfetten kurtulmuş ve her şeyde O’nu (cc) görebilen ve her an şükranlarını dile getirebilen salih ve saliha kullarından eylesin inşallah.
Dualarınızı beklerim.
Saygılar, hürmetler sunarım.
Mustafa GÜL / 10 KASIM 2021