Son zamanlarda, toplumun hemen hemen her katmanların’da,siyasetçisin’de aydınında, bürokratın da, tüccarında, esnafın’da ,memurunda, işçisinde bir KİN ve NEFRET söylemi ve davranışı almış başını gidiyor.
KİN; zaafın ve esaretin mahsulüdür. Devamlılığı insanı kemirir ve nefsine mahkum eder. Toplumunda canına okur.Halbuki, merhamet ise bolluk ve sevgi dağarcığıdır. Zayıflar ve kin-nefret ehli beddua ederken, muhabbet ve samimiyet ehli dua eder. Hayata pozitif bakar ve pozitif sinerji oluşturur.
Muhabbetin feth edemeyeceği hiç bir şey yoktur. Muhabbet kinin ve nefretin panzehiridir. Muhabbet güçtür, kuvvettir!
Zola göz yaşlarında kuvvet taşıyordu. Mevlâna üzerimize sevgiden doğan bir kuvvetti ve sosyal yapıyı denetliyordu. Yunus bütün gönüllere girerek huzur sağlıyordu. Onlarda bizim gibi birer insandı. Kini ve nefreti tercih etmemişlerdi. Muhabbette kalıp, KİN ve NEFRETİ izole edip toplum sağlığını korumuşlardır.
Ülkemizin ve insanlığın o günlerden daha çok sevgi ve muhabbete ihtiyacı var. Ülke ve millet sevdalıları, toplumun liderleri, makam ve mevkiniz ne olursa olsun bir muhabbet seferberliği yapmanın zamanı gelmiştir. Korkularınızdan ayrılıp, sevgi ve muhabbeti topluma tesis etmedikçe hem kendinize, hemde bu millete zulüm etmiş olursunuz. Mevlânalar, Yunuslar, Hacıbektaşiler muhabbetle toplumu olgunlaştırırken hiçbirşeylerini kaybetmediler, hatta ölümsüzleştiler. Makamları Dünyada ve Ahirette alii oldular.
Muhabette görüşmek üzere…
Sevgi ve saygılarımla
Ahmet AL / 18 EKİM 2021