Kıymetli okuyucularım, düşünüyorum da bu eşcinseller kimin korumasında dırlar ve İstanbul sözleşmesi, Toplumsal cinsiyet eşitliği, LGBT dernekleri kuruluşları ile uzun bir zamandan bu yana , kimin sponsorluğunda, kimlerin destekleri ile bu kadar kolay ve çabuk kanunlar çıkartıp ve icraatlar yapabiliyorlar. Sizlerin de dikkatinden kaçmamıştır, bunların finansörleri kim, bu kadar parayı nasıl kolay bulabiliyor ve harcamaları yapabiliyorlar ?
Son taksim LGBT Onur yürüyüşün deki pankartların aynı stil , aynı karakter ,aynı renk ve aynı dizayn de yapılması da bize maliyet unsurunun yanında iğrenç bir organizasyonun varlığını da göstermektedir . Devlet ve Hükümet yetkililerimiz olur olmaz her şey açıklama yaparken neden bu hususta dillerini yutmuşcasına müspet ve menfi bir bilgi kamu oyuna vermemektedirler.
Toplumun refah seviyesini yükseltirken ahlak seviyesini düşürdük, hatta kendi değerlerimize nispeten ahlaksızlığı baş tacı ettik. Aile, Cinsiyet, Ahlak , ve dini değerlerimiz hususunda “Neme Lazımcı olamayız.” Cinsiyet seçimi CİNSEL YÖNELİM adı altında kişisel özgürlük alanı gibi göstermek ,”İLAHİ” İradeyi yok saymak, hadi aşmak, kulluğu kabul etmemektir, Yaradan’a isyandan başka bir şey değildir.
Acaba ne oldu da nereden düğmeye basıldı, İstanbul sözleşmesi yürürlüğe girdi ve bu meşum sözleşmeye neden uymak zorunda kaldık, bu sözleşmeyi toplumsal hayatımıza hakim kılmak demek bütün kendi kutsallarımızın bir kenara itmek veya yok saymak demektir.
Peki o zaman yüce Mevla’ma hesap günü ne diyeceğiz.
9.Ekim.2002 Başbakan Recep Tayyip ERDOGAN “Eşcinseller kendi hak ve özgürleri çerçevesinde yasal güvence altına alması şart ”dedi. 8.Nisan 2007 Türkiye ilk defa içişleri Bakanlığının izniyle İstanbul Bilgi üniversitesinde LGBT öğrenci kulübü derneğine kurulma izni verildi.
31.Mayıs.2007 Türkiye’de ilk defa eşcinsellere ait 170 odalı otel İstanbul’da açıldı.
29.Mayıs.2011 tarih ve 28127 sayılı resmi gazete 6215 nolu LBGT Yasası yayınlanarak yürürlüğe girdi.
2.Mayıs.2013 Tarihinde Müslüman eşcinseller derneğinin kuruluşu ilan edildi(MEŞCİD).
AİLELERİMİZİN ÜZERİNDEN ELLERİNİZİ ÇEKİNİZ.
Cinsel yönelim kapsam alanına giren bütün bu kavramlar İstanbul sözleşmesinin 4.ci maddesi tarafından yasal güvence altına alınmıştır.6284 sayılı kanun’ un 2.maddesinde belirtilmektedir. Dolaysıyla Cinsel yönelim 6284 sayılı yasa ile koruma altına alınmıştır. Her konuda gerek başkan gerekse danışmanları vasıtasıyla türlü türlü üstlerine vazife olmayan konularda açıklamalar yaparken LGBT sapkınlığının önünü açan İstanbul sözleşmesine bütün halkın tepkilerine rağmen AK parti yöneticileri neden sahip çıkıyor gibi görünmek pahasına da olsa konu ilgili yürekleri rahatlatan bir açıklama yapmamaktadırlar bilmek isteriz. Fatma şahin AİLE bakanı iken, LGBT ‘liler ile beraber çalışmak isteriz derken ne söylemek istemiş idi ve neyi amaçlamaktadır, bilmek isteriz.
İstanbul Sözleşmesi’nin Etkin uygulanması için ve izlenmesi alt komisyon.7.ci toplantısında KADEM, TÜRK kadınlar birliği, MOR çatı kadın sığınağı vakfı ve KADIN DAYANIŞMA Vakfı toplantılarını icra etmişlerdir.
Bu dernek ve vakıflar kime çalışıyor? Bunları kim destekliyor,kim finanse ediyor derseniz belki fikir verir diyerek Yeni Şafak Gazetesinden 10/Şubat/2021 tarihli yazıdan bir alıntı verelim buyurun.
İşte finansörler,İşte destekçiler
Türkiye’de LGBT’yi yaymak için saha çalışmaları ve yürüyüşler yapıp paneller düzenleyen dernekler, Boğaziçi eylemleriyle daha görünür hale geldi. Batılı ülkelerin temsilcileri ve bazı CHP’li belediyeler de LGBT’li örgütleri finanse etmeyi “görev” bilip birbiriyle yarışıyor. “Kaos Gey ve Lezbiyen (KAOS GL) Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği” eş cinsel örgütler için fon rehberi hazırlayarak para alabilecekleri adresleri yazdı. Buna göre 14 ülkedeki 59 sivil toplum kuruluşu LGBT’lilere sponsor oluyor. Bu STK’ların 22’si ABD, 12’si Hollanda, 8’i İngiltere, 3’ü Almanya ve 2’si Fransa’da. Türkiye’de de 10 büyükelçilik/konsolosluk para aktarıyor. Bunlar ABD, Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda, Kanada, Norveç, İngiltere ve İsviçre büyükelçilikleri ile İsveç İstanbul Başkonsolosluğu. Rehberde, fon alınabilecek kurumlar arasında CHP’li Beşiktaş, Kadıköy ve Şişli belediyeleri de sıralanıyor.
Geleceğimizin şefkat mimarları olan kadın ve kızlarımızı ve ‘AİLE’Yİ neden koruma altına almıyoruz/alamıyoruz. Neden İstanbul Sözleşmesinin topluma zarar vermesini engelleyemiyoruz biz elimizden geldiğince dilimiz döndüğünce gelecek yazılarımızda anlatmaya devam edeceğiz.
NOT: Bizler Kadın-Erkek bireylerin cinsiyetlerine göre değil bu toplumun temel taşlarından olan yapıcı unsurlar olarak değerlendirmekteyiz. Elbette kanun önünde eşit olmaları sağlanmalıdır. Fakat dikkat edilecek nokta, Cinsiyet eşitliği maskesi ile toplumda Kadın ve Erkek karşı karşıya getirilmek istenmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği sözü ile de, bireylerin cinsel yönelimi diye tarif ettikleri (Lezbiyen,Gey,Biseksüel, Transseksüel- Travesti) veya Pedofii,zoofili v.b sapkın kimliklerin özgürlüklerini toplumumuzda yaşatılmasını ve yaygınlaşmasını murat etmektedirler.
Kalın sağlıcakla.
Ahmet Lami SEZGİN