Gerçekten bu ilim yuvasında neler oluyor. Gençlerimiz hakikaten zevale uğramış; bir haklarının protestosunun eylemini mi yapıyor, yoksa marjinal derneklerin ve siyasetcilerin fitne fesat veya algı operasyonlarının kurbanımı oluyor.
Bir öğrenci ne ister. Üniversitesinde huzur, ilim, fen, teknoloji ve de kültür buraya atanan yeni rektör Prof. Melih Bulu hangi öğrencinin ilmine ve teknolojik bir çalışmasına veya hangi Akademisyenin bir makalesine engel olmuş veya üniversiteyi başarıya götürecek hangi projeye engel olmuştur. Olmadığına göre bu yeni rektörü istememe sebebiniz nedir? Sebep belli atama biçimi, bizim istediğimiz rektör olacak yani biz seçeceğiz. Ama Türkiye Cumhuriyeti Demokratik Layık bir hukuk devletidir. Kanunlarla idare edilir nereye koyacağız.
Yani devlet kanunla idare edilir. Kanunda diyor ki; devletin kurumlarına devlet atama yapar. Kurumun bireyleri kendi idarecilerini seçmez. Bu kurum okul ise öğrenciler değil devlet tayin eder; müdürünü bu kurum Emniyet Müdürlüğü ise polisler tayin etmez. Emniyet müdürünü devlet atar, amirini kurumlarda her isteyenin isteği olmaz. Devletin idaresini teslim ettiğin hükümetler tayin eder. Diyebilirsin bu hükümeti ben istemiyorum. Onun atandığını da istemiyorum, o zaman madem ki; demokrasiye inanmışsın bunun yeri polis aracına saldırmak, rektör binasını işkâl etmek, cam, çerçeve indirmek, yolları, sokakları rahatsız etmek yani sizin deyiminizle yeri sokak değildir. Sandıktır…
Üniversiteye gelmiş bir genç artık şunu bilmelidir. Demokrasi ve özgürlük azınlığın, çoğunluğa hükmü değildir. Boğaziçi üniversitesinde yaklaşık 14 bin öğrenci vardır. 200 – 300 öğrencinin arkalarınada ahlaksız, cinsi tercih, içerikli LGBT ve terörlü intisaplı bazı örgütleri de alarak öncülüğün eğitim ve öğretim hakkını elinden almanın özgürlükle ve demokrasiyle ilgisi olamaz. Böyle bir demokraside dünya da yok…
Boğaziçinin zeki öğrencilerinin biran evvel gerçekleri fark etmelerini anne ve babalarını üzmemelerini yalan ve algılarla ülkeyi birilerinin ( Emperyalist güçlerin ) kutuplaştırmasına bir KAOS oluşturulmasına çalıştıklarını görmeleri gerekmektedir.
Gençlerimizin büyük çerçeveye baktıklarında masum bazı taleplerinin kötüye kullanıldığını daha dün Amerika’nın yeni başkanın “ hangi ülke LGBT bireylerinin haklarını ihlal ederse o ülkeye uluslararası vize kısıtlaması ve ekonomik ambargo koyarım “ demesi tesadüfü olmadığını göreceklerdir. LGBT gruplarının nasıl kendilerini kullandıklarını gençler gösteri, eylem ve talep etme anayasal halklarınızdır. Bu eylemlerinde mutlaka meşru zemini olmadır. Bu masum haklarınızın, provokatörler ve siyasiler tarafından manükle edilmesine ve kötüye kullanılmasına müsade etmemelisiniz. Toplumun sinir uçlarını kaşımak isteyen burdan siyasi bir menfaat elde etmelerine müsadeniz olmamalıdır . Bu ülke hepimizin bu ülkedeki tüm üniversiteler hepimizin birinin diğerinden imtiyazı olmamalıdır. Olmasını da istiyorsanız; o zaman Cumhuriyete inanmamışsınızdır.
Geleceğimizin teminatı Cumhuriyetimizin yavuz bekçileri, ilim ve irfan adayları gençlerimiz gönül isterdi ki; protestonuzu üniversitenizin adı kadar, ilmi neden yok, neden dünya da ilk 100 üniversite arasında değiliz. Neden dünya da mucitlerimiz ve ilim adamlarımız yok, neden teknoloji ile sanayicimizin yanında değiliz. Neden bizden çok geride ülkelerin, dünya çağında bilim adamları ve onların makaleleri gündemde ve ilk sıralarda da bizim neden yok, bizler bu üniversiteye Türkiye’nin ilk yüzlerinde puanlar alan zeki gençler olarak geldik. Gelin bunların protestolarını yapın. Bu millette sizi alnınızdan öpsün. Dünya zor bir dönemden geçiyor. Hepimize görev düşüyor. Zaman ayrışma, kargaşa, kutuplaşma, dövüşme zamanı değildir. Zaman dayanışma, yakınlaşma, birleşme zamanıdır. Farklılıklarımızı gelin zenginlik görelim, tahammülün insan için olduğunu unutmadan zalimlere fırsat vermeden ortak değerlerimizi yaşayalım ve yaşatalım. Yaşamda buluşmak üzere hoşçakalın…
Ahmet AL
05/02/2021