Korona virüs 1 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktı ve ancak 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edildi, Türkiye’de ilk vaka ise 11 Mart 2020 tarihinde görüldü. O günden sonra Tüm Dünya’da Kovid-19 olarak adlandırılan Virüs’ün sebep olduğu söylendiği hastalıktan 2,3 Milyon kişi vefat etti.
Bu süreçte geçmişte yaşadığınız tüm yaşantımızı değiştiren kararları uygulamak mecburiyetinde kaldık ve en önemlisi de karantina ile tanıştırıldık, biz karantinayı hastalara yapılır biliyorduk oysa bir yıldır toplumun büyük kesimi sağlıklı olanlar olarak, karantina ile hayatlarımızı karartmalarını yaşıyoruz.
Fakat biz karantina olayında da virüsün bulaşmasında da , devlet yetkililerinin ve bilim kurulunun açıklamasına muhtaç olaylar olduğu kanaatindeyiz. Bu virüs Turistlere, burun buruna doluşan Metro/otobüs ve Uçaklardakine, telekonferans üzerinden dolu kongre salondakilere,23 Nisan’da tüm parti teşkilatı ile beraber Anıt kabri ziyaret edenlere nedense bulaşmıyor ve nedense yetkililer bunlarla ilgili bir karar alıp yaptırımda uygulamıyorlar.
Fakat gelin görün ki, Yiyecek, içecek, lokanta, kafe, kahve ayırmadan esnafa paket servis hariç sosyal mesafe ihlal edilir diyerek emir yayınlanıyor ve müşteriye kapalı tutuluyor,20-30 kişilik ekmek kapılarını kapatılıyor. Kesinlikle bir Dükkan da 4 kişiden fazla Durmayın ve Haftanın iki günü kalabalık yapmayın diyerek sokağa çıkma yasağı konuyor ve Camilerde Dört taraftan mesafeli az sayıda cemaatle namazı mecburiyeti getiriliyor. Sakın evinize misafir almayın, büyükleriniz seviyorsanız onları ziyaret etmeyin, hatta taziyelere sakın gitmeyin deniliyor ve gidenlere de toplum sağlığını sabote eden katil nazarı ile bakılıyor.
Şimdi soruyoruz, siz ne yapmak istiyorsunuz, Hangisi doğru söyledikleriniz mi, Yaptığınız mı ?
Biz AK Parti’nin 2002 yılından bu yana Ülkemizde başardıklarını da hatalarını/eksiklerini de birlikte söylemekten yanayız. Ülke bizim ülkemiz, biz bu Millete hizmetkarlık yapmaya geldik efendilik değil diyen AK Parti kadrolarını da anacağız, bu partinin içersin de kendi ikballeri için inançlı kadroların yürüyüşlerini zorda bırakanları da ve elbette ki aksayan yönlerini de dilimiz döndüğünce yazmaya gayret edeceğiz ve elbette ki, ülkeye Hizmet edenlere Dualarımız her daim devam edecektir.
Distopik Küresel Kölelik nizamına geçiş
Biz Küresel ekonomik düzenin büyük RESET Olayının oyuncularının devletimizi bazı yaptırımlara mecbur bıraktığı izlenimindeyiz ve Canı pahasına mücadele eden yöneticilerimizin gelecek nesiller adına yanında olduk/olacağız. Fakat bu sorularımıza da cevaplar ve hızlıca çarelerin hayata geçirilmesini istiyoruz.
Perakendeci esnafın kapalı olduğu günlerde büyük marketler zincirlerine İZİN verilip esnafımızın yok edilmesine müsaade edilmesin, internet üzerinden 24 saat küresel şirketlerin satışı devam etmekte iken, biz Esnafımızı yalnız koymayacağız söylemi yerine, aynı şartlarda rekabet edilmesini temin ederek esnafımızın korunmasını sağlanmasını istiyoruz.
Ayrıca bu PANDEMİNİN küreselcilerin büyük oyunu olduğunu söyleyenlere de KOMPLOCU ve bunun Finans sistemin RESET operasyonu olduğunu iddia edenlere de sakın inanmayın diyerek bu kişilerin çeşitli bahanelerle medyada mahkum edilmesine, partinin içinde ki çıkabilecek sesleri hükümet zor durumda kalmasın biraz bekleyelim veya bir bildikler, vardır diyerek haklı talepleri bile dile gelmesinin önüne geçilmesini doğru bulmuyoruz.
İşte tamda burada, HAK ve Adaletten yana yönetim olduğunu söyleyenlere tekrar hatırlatmak istiyoruz, Yönetimdekilere vebal altında olanlara tekrar ediyoruz; Bizlere sadece iktidarı değil ahir hayatımızı da kaybettirecek olan davranış; Adaletten haktan yana olmayanları, yönetimin hatalarını/eksilerini ve hatta yetersizliklerini örtmeye çalışmak ve hatta o kişileri adalete Hak’ka davet etmek yerine, durun bakalım bir bildikleri vardır demek hatası olacaktır.
Bu Millet canı anı pahasına devletinin/ hükümetinin yanında olduğunu 15 TEMMUZ İŞGAL KALKIŞMASINDA tüm aleme göstermiştir. Bizim talebimiz Cumhurbaşkanımız nasıl 15 Temmuz’da halkını sokağa davet etti ise; Devletimizin/ yetkililerimizin Küresel çetelerin Maddi veya siyasi isteklerine/emirlerine karşı koyacak güçlerini kaybettiler ise, bu çetelerin isteklerine karşı koyamaz halde iseler bunu da halkı ile paylaşmalı ve bu vatanın gerçek sahiplerini bu şerefli mücadelenin saflarına davet etmelidirler.
Yoksa bu Virüs ile mücadelede yöntemi; İnsanlığın başında daha fazla ölüme ve Maddi kayıplara sebep olan hastalıklar varken Kovid-19 için Pandemi ilan etmeler, esnafı iflasa sürükleyecek kapatmalar, halkı canından bezdirecek karantinalar, yolda tek başına yürüyene/spor yapana bile maske taktırmalar, Aşılama kampanyasını HES ile zorunlu hale getirmeler, aşı pasaportu dayatmaları, AŞI’ların etkileri konusunda şüpheler, Virüsün Mutasyonu gerçeği, kafalar da bu kadar karışık bir halde iken, despotizmi çağrıştıran yöntemler, bizlere küresel çetenin yeni Dünya nizamı olacak DİSTOPYA yönetiminin ayak sesleri gibi gelmektedir.
Biz yarınımızdan umutluyuz, devletimize bağlıyız ve yöneticilerimize güvenmek istiyoruz, ÇÜNKÜ Mazlumların sığınağı, insanlığın umudu ve vicdanı olan ülkemizin, kendi Milletimiz ve Medeniyetimiz adına bütün bir Dünya’ya söyleyeceğimiz daha çok sözümüz vardır.
Selam Sevgi ve Muhabbetle..
Mustafa Hakkı SEZGİN/ Türkiye Postası Gazetesi /Genel Yayın Yönetmeni