Şanlıurfa’nın Harran İlçesi’nden Han el-Ba’rür Kervansarayı’na giden yolun 15. ve 16. km.’lerinde, yolun sağında ve solundaki dağlarda yer alan ve halk arasında “Bazda”, “el-Bazdu”, “el-Bazde” ya da “Bozdağ” Mağaraları olarak adlandırılan mağaralar Anadolu’daki Ortaçağ’a ait en eski taş ocakları arasındadır.
Çok geniş bir alana yayılan bu dağlık alanda; çevredeki Harran ve Şuayb Şehri ören yerlerindeki yapılar için ve hemen yakınındaki Eyyübiler dönemine ait Han el-Ba’rür kervansarayı için yüzlerce sene taş alınması neticesinde büyük mağaralar oluşmuştur.
Bunlardan en büyüğü yolun 16. km.’sinde sağdaki köy içerisinde yer almaktadır. Yer yer iki katlı bir şekilde oyulmuş olan bu devasa mağarada yükseklikleri 10-15 metreye varan ayaklar bırakılarak geniş meydanlar oluşturulmuştur. Çok sayıdaki uzun galeri ve tünellerle dağın çeşitli yönlerine doğru çıkışlar sağlanmıştır.
Anadolu’nun en büyük, en gizemli ve gezilmeye değer bu tarihi taş ocaklarının belli bölümlerinin “Abdurrahman el-Hakkari” , “Muhammed el-‘îzar” ve “Temmamoğlu Mimar Muhammed” gibi şahıslar tarafından işletildiği kayalara yazılmış Arapça üç kitabeden anlaşılmaktadır.
Bu kitabelerden birinde “Abdurrahman el-Hakkari”, diğerinde “Haza’l-mevzi‘ Muhammed el-‘îzar sahibu Rahimehullahü min rahmihi ‘ala’l-fakir” (Bu yerin sahibinin Muhammed İzar olduğu belirtilerek sonunda Allah’ın rahmeti bu fakirin üzerine olsun) yazılıdır. Üçüncü kitabe ise; “Bu güneş kılıfını (güneşten korunan bu mağarayı), Temmam oğlu mimar Muhammed H.649 (M.1251) senesinde açtı” anlamında “Fetaha haza ‘l-ğumdu’ ş-şems Muhammed ibni Temmam el-mi‘mar rahimehullah. Sene tis‘a ve erba‘ine ve sitte mietin” yazılıdır.
Ortaçağ’da kayalardan blok taş alma tekniklerinin de izlenebildiği bu mağaralardan en büyük olanını taşıyan ayaklarda önemli çatlaklar oluşmuş bulunmaktadır. Yüzlerce yıl taşların alınması sırasında biriken taş kırıntıları ise mağaraların zeminini, tünel ve galerilerini doldurmuş bulunmaktadır. Kısa sürede önlem alınmadığı, ayaklarda güçlendirme yapılmadığı takdire Anadolu’nun bu en büyük taş ocağı ve Urfa’nın önemli bir turizm değerinin bir bölümü maalesef yıkılacaktır. Taş kırıntısı dolgularun arkeologlar denetiminde temizlenmesi halinde ise mağaraların görselliği daha da artacaktır.
Güneydoğu Anadolu’nun önemli bir turizm yolu olan Harran-Şuaybşehri-Soğmatar güzergahında yer alan Bazda Mağaraları, güçlendirmeler ve temizlik kazıları yapıldıktan sonra hemen yakınlarındaki Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyonu yapılan Eyyübiler dönemine ait Han el-Ba’rür kervansarayı ile birlikte turistler için konaklama ve dinlenme merkezi olarak değerlendirilmelidir.
Dr.Ahmet Cihat KÜRKÇÜOĞLU
Sanat Tarihçisi/ Harran Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi